Şırnaklılar: Gazze'deki insanların sesini duymaya, duyurmaya ve haykırmaya devam etmeliyiz
Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik katliamlarına tepki gösteren Şırnaklılar, işgal rejiminin ürünlerini boykot etme çağrısında bulunarak, yapılan vahşeti haykırmak gerektiğini söylediler.
Yakıtın bittiği, elektrik ve suyun kesildiği Gazze'de, işgalci siyonist çetelerin, halkın yaşadığı binaların yanı sıra onlarca cami, okul ve hastaneleri de hedef alarak bombalaması sonucu yerle bir olurken, kalan hastanelerin çoğunda hizmet tamamen durdu.
Siyonist işgalcilerin yaptığı katliamlara sessiz kalınmaması gerektiğine dikkat çeken vatandaşlar, boykotlara devam edeceklerini vurguladılar.
Vahşi bir katliam gerçekleştiğini belirten Esmanur Çimen, "Bir ayı aşkın süredir israil, Gazze'ye bombalar yağdırıyor. Hastaneler, okullar, camiler bombalanıyor. On binlerce insan şehid oluyor. Elimizden geldiği kadarıyla boykot edip, mitingler düzenleyerek Gazze'deki kardeşlerimize yardımcı olmalıyız. Vahşi bir katliam gerçekleştiriyorlar, çocukları sivilleri özellikle hedef alıyorlar. Bu vahşete bir dur demenin zamanı geldi. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın bulunduğu bölgede katliamlar yapılıyor. Şuan elimizden boykot yapmak geliyor. Siyonistlere desteğini açıklayanların ürünlerini almamalıyız. Elimizden geldikçe onları lanetleyip, dualarımızda mazlum kardeşlerimize dua etmeliyiz." şeklinde konuştu.
Vicdan sahibi insanları inisiyatif almaya davet eden Yusuf Aşan, " 21. Yüzyılın soykırım niteliğinde olan terör devleti siyonist israil'in Gazze'li kardeşlerimize, Selahaddin'i Eyyubi'nin mirası olan mescidi aksaya olan zulümlerini, soykırımlarını, katliamlarını, vahşetlerini haykırmak için her daim buradayız. Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz inşallah. Bütün sosyal toplum dinamitlerinin, harekete geçmesi gerektiğinin kanaatindeyiz. Filistin'de, Gazze'de bir vahşet uygulanmaktadır. Uluslararası bütün vicdan sahibi insanları inisiyatif almaya davet ediyoruz. Şehri Nuh'tan Kudüs'e Selamlar olsun." ifadelerine yer verdi.
Bu vahşeti dile getirmek zorunda olduklarını aktaran Ömer Aydın," İşin doğrusu biz her televizyon açtığımızda, oradaki katliamları görüyoruz. İçimiz parçalanıyor, yanıyor. Din ve ırkları bir kenara bırakın insanlık namına bir vahşet işleniyor. Tüm dünya olarak televizyonda canlı olarak katliamları izliyoruz. Düşünün insanlar katlediliyor ve biz izliyoruz. Burada Dünya devletlerine düşen görevler vardır, bütün insanlara düşen görevler vardır. Bugün bile israil terörü hastane bombaladı. Camileri, okulları, mülteci kamplarını ve sivilleri bombalıyor. Bütün insanlığın gözü önünde bunları yapıyor. Bunlara tepki olarak insanların daha fazla sokağa çıkmaları lazım. Protestoların daha fazla ve yoğun olması gerekiyor. Özellikle devletlerinde israil ile olan resmi ilişkilerini gözden geçirmeleri ve ilişkililerini koparmaları gerekiyor. Biz vatandaşlar olarak elimizden geldiğince boykotlara devam ederek, sokaklara inmeye, sesimizi çıkarmaya, Gazze'deki insanların sesini duymaya, duyurmaya ve haykırmaya devam etmeliyiz. Bu vahşeti dile getirmek zorundayız. İnsanlık görevimiz bunu gerektiriyor." dedi.
Boykotun daha geniş kapsamlı olması gerektiğini belirten Maruf Barın, "Müslümanlar olarak oradaki vahşeti sadece izliyoruz. Artık televizyonlara, sosyal medyaya bakamıyoruz. Bu vahşete engel olmak için başka seçenekler artık masaya yatırılmalı. Bu vahşet nasıl durdurulmalı ne yapılması gerekiyorsa, bu siyonizm'e karşı tek vücut olup harekete geçmeliler. Müslüman devletlerin birleşip bir adım atmalarını umuyoruz. Şuan ilk olarak siyonistlere desteğini açıklayan markaları boykot yaparak başladık. Boykot daha geniş kapsamlı olmalı. Vicdanen de elimizden geleni yapmalıyız. Gazze'deki çocukların, bebeklerin cenazelerini görünce vicdanımız gerçekten el vermiyor. İmanımız gereği harekete geçmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı. (İLKHA)