• DOLAR 32.665
  • EURO 35.564
  • ALTIN 2511.529
  • ...
Şimdi değilse ne zaman?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Aksa Tufanı operasyonunun hemen ardından katil İsrail rejimine desteklerini açıklayan Batılı liderler  dünyaya pazarladıkları tüm insan hakları argümanlarını ayaklarının altına alarak  katil rejimle dayanışma turu düzenlediler.

Gazze'de yasaklı bombalarla tüm sivil yerleşim yerleri yok edilirken,  hastaneler vurulurken, binlerce çocuk hunharca şehit edilirken  ABD Başkanı Biden havaalanında çocuk katili Netanyahu ile kucaklaştı. Kibir abidesi Netanyahu, üzerinde güneş batmayan İmparatorluğun Başbakanı'na elleri cebinde tepeden bakarken, Sunak ''Birleşik Krallık ve ben sizin yanınızdayız'' mesajı verdi. Almanya başbakanı  Scholz katil rejimle dayanışma ziyaretinde kafasına roket isabet etmesin diye yerlere yatmış poz verirken, Netanyahu o gece yine Gazze'de yüzlerce sivili katletti. ABD'nin uçak gemileri ve savunma destekleri kargo uçaklarıyla katil rejimi korumak için bölgeye doğru  hareket ederken, Batılılar özel kuvvetlerini İsrail'i korumak için görevlendirirken, İslam dünyası Gazze'nin tek nefes deliğinden geçemeyecek kefen tırlarını hazırladı. 

Gazze'de 27 gündür devam eden soykırıma karşı İslam dünyası, batının soykırım suçlusunun yanında verdiği duruşu sergileyemedi. Aksine 'Ateşkese karşıyız, bu bir savaş elbette siviller ölecek, İsrail'e her türlü desteği vereceğiz' diyen ABD'nin hava savunma sistemleri 6 Müslüman ülkeye konuşlandırılarak katil rejimin korunması sağlanacak. 

Gazze'de Hristiyanı, Müslümanı birlikte ölürken, Ramallah'ta  Papazı, Müslümanı bu soykırıma karşı  birlikte kol kola yürürken İslam dünyası ideolojik kaygıları insani ve ahlaki değerlerin önüne getirdi ve Filistin soykırımına dur diyemedi. 

Şimdi katil rejimin 'çok uzun sürecek' dediği ve işin sonunda sağ kalanları sürgün etmeyi planladığı soykırıma karşı İslam dünyasının kırmızı çizgisi ne olacak? Kaç sivil ölümü daha kırmızı çizginin aşılması için yeterli olacak? Dünyanın gözü önünde uluslar arası hukuku çiğneyerek 24 saat soykırım suçu işleyen bir rejime silahlar akarken Gazze'ye izinsiz tek bir kefen tırı bile girdirmeyi başaramayan  İslam dünyası  hangi güçten ve duruştan bahsedebilecek? 2 milyon halkı kıyma makinesinden geçiren ve 'bizi durduracak hiçbir güç yok' diyen katil rejim yarın işgalini genişletmeye kalktığında bugün onu  durdurmayanlar yarın nasıl durduracak? 

İdeolojik yanılsamaların aksine bugün Filistin direnişi tüm ideolojilerin katılımıyla ortak hareket ederken apaçık bir insanlık suçuna ortaklık eden İslam ülkeleri yarın bu virüsün kendilerine de yayılmasına ortaklık etmektedir. Batılı hükümetler bir yana  tüm sokakları birleştiren Gazze için bugün adım atılmazsa yarın bu acziyetin izahatı mümkün olmayacaktır. 

Soykırım suçuna açık destek veren liderlerin aksine mazlum bir halk için Refah Sınır Kapısında toplanmanın vakti gelmiştir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in bile Refah'ta 6 saat boyunca çıkardığı çığlığı çıkaramayanlar vicdanlarda mahkum olacaklardır. Filistin direnişi için beklenen duruş orduların hareket etmesi değil bu kıyıma karşı direnişin yanında olunduğunun açık ilanı, aç ve karanlıkta bırakılan Gazze halkına gerekli yardımın korkusuzca sağlanmasıdır. 

HAMAS’ın silahlı gücü İzzettin Kassam’ın Sözcüsü’nün, İslam ve Arap Âleminin liderlerine yaptığı "Ordularınızı harekete geçirin demiyoruz. Sizden sadece yardım araçlarını harekete geçirmenizi istiyoruz." çağrısına cevap verme zamanı gelmiştir. Şimdi değilse ne zaman?

Bu haberler de ilginizi çekebilir