Ankara'da eğitimciler Filistin'de yaşanan soykırımı protesto için buluştu
İşgal rejiminin Filistin'e yönelik saldırıları 25'inci güne ulaşırken yaklaşık 9 bin kişi şehit oldu 20 binden fazla kişi yaralandı. İşgalci rejimi kınamak ve Filistin'e destek amacıyla eğitimciler tarafından bir protesto gerçekleştirildi.
Memur-Sen Konfederasyona bağlı Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi tarafından Ankara'da eğitimciler, işgalci siyonistlerin vahşetini kınamak için Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Gazze Eğitim Bakanlığı, "Bu yılki ders dönemi, öğrencilerin çoğunun şehit olması nedeniyle resmi olarak sona ermiştir.' açıklaması hatırlatılan eylemde "BM Harekete Geçmeli, Gazze’ye Soykırım Bitmeli" sloganıyla bir protesto yürüyüşü, ardından ise BM Ankara Temsilciliği önünde basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın okudu.
Masum sivillerin katledildiğini belirten Yalçın, "İnsan haklarının hükmünün kalmadığı, zorbalığın küreselleştiği, soykırımın alkışlandığı, babaların evlatlarının cesetlerini poşetlerde taşıdığı, Gazze'deki zulme hayır, katliama dur demek, Birleşmiş Milletlere 'uyan demek için toplandık. BM uyuyor çocuklar ölüyor. Her bir metre karesinde Müslümanın ahı, mazlumların kanı olan Gazze ateş altında. Tam 25 gündür canlı yayınlarda korkunç bir vahşet izliyoruz. Parçalanmış cesetler, bebekler ve çocuklarla can pazarı kurulmuş Gazze’de, hastaneler, pazar yerleri, mülteci kampları hedef alındı. BM’nin kontrolündeki okullar bile bombalandı. Oralara sığınmış çoğu çocuk yüzlerce insan katledildi. 25 günde 3 bini çocuk 8 bin insan öldürüldü. 18 bin insan yaralandı 600 binin üzerinde insan yerinden edildi." dedi.
"Aksa, 48'den beri işgalcilerin kirli postallarıyla çiğneniyor"
Yalçın, "Katil israil, savaş suçlarının üstünü örtmek için interneti kesti, iletişim hatlarına zarar verdi. Çığlıklar duyulmasın vahşet görülmesin diye Gazze’yi dünyadan kopardı, altını üstüne getirdi; Gazze yok oluyor. Gazze ölüyor. Gazze’de ölen sadece masum siviller değil, Gazze’de insanlık ölüyor! Çocuklar ölürken sessiz olunmaz! Düşünsenize; ülkeniz paramparça edilmiş, toprağınızın yüzde 85’i işgal edilmiş, şehirleriniz köye çevrilmiş, etrafınız utanç duvarlarıyla örülmüş, verimli topraklarınıza, temiz su kaynaklarınıza el konulmuş, ülkende serbest dolaşım hakkın yok, aşın yok, işin yok, vatanın yok, ilacın da, ekmeğin de siyonistlerin olmayan insafına kalmış, israilli yerleşimciler daha bol kullansın diye suyun saatle, elektriğin süreyle, yasal mermisiyle bir yerleşimci tarafından vurulacaksın keyfice ve sizden bu cezaevinde uysalca ölmeniz beklenecek. Aksa 48'den beri işgalcilerin kirli postallarıyla çiğneniyor. 360 km 2'lik Gazze, bu küçücük alana çok acılar sığdırdı. Kudüs, 75 yıldır acının başkenti. Gazze 16 yıldır abluka altında ölümle pençeleşiyor. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesini kuran, bu duruma sesini çıkaranı vuran, okulları bombalayan, hastaneleri hedef alan, tahliye için açılan güvenlik koridorlarını bile vuran israil vahşete, soykırıma meşru müdafaa diyor… Oysa bu savaşın tek nedeni Filistin'in işgali, çözüm ise israilin defolup gitmesidir." ifadelerine yer verdi.
"Bugün de BM’nin önüne 'Duyuyor musunuz? Yoksa Uyuyor musunuz' demek için uyanın ve katliamı durdurun demek için geldik"
"Katil israil, Filistin'den defol!" diyen Yalçın, açıklamasının devamında şunları aktardı:
"Gazze’ye, parasını Amerika’nın verdiği fosfor bombaları atılmıyor sadece BBC ve CNN gibi sözde yayın kuruluşları Gazze’ye, yalan, iftira, dezenformasyon bombaları atıyor. '40 bebeğin kafası kesildi' yalanı dokuz köyü dolaştı. Yaptıklarının Nazi propagandasından farkı yok. Aynı yalanı bin kere söyleyip bir kez tekzip ediyorlar. Düşünsenize Aileler çocuklarının kollarına adlarını yazıyor, bombalama sonrası kimliklerini tespit edebilmek için. Ama BBC haberlerinde, 'Filistinli bebekler öldü' diyor, kim katletti bunları uzaylılar mı? Açık seçik bir vahşeti yalan perdesiyle örtmeye çalışıyorlar! 25 gündür meydanlardayız. 25 gündür bu vahşetin geliyorum dediğini, her günün dünden daha kötü olacağını haykırdık. Dünyanın tüm iyi insanları Gazze etrafında birleşmeli dedik. Defalarca, küresel örgütleri göreve, insanlığı duyarlılığa çağırdık. Bugün de BM’nin önüne 'Duyuyor musunuz? Yoksa Uyuyor musunuz' demek için uyanın ve katliamı durdurun demek için geldik. Eğitimciler olarak, Eğitim-Bir-Sen olarak kuruluş amacını unutmuş olan BM’ye ilkelerini, 'Uluslararası güvenliği koruma' sorumluluğunu hatırlatmak 'Dünya Barışı nerede' diye sormak için geldik. Evrensel dediğiniz İnsan Hakları Beyannamesinin ilk maddesini hatırlatmak için geldik: 'Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit' doğuyorsa 'Gazzeli bebekler buna dâhil mi' diye sormak için geldik. İşgal altındaki Gazze’de bebekler hür doğmuyor, 25 günde 3 bin bebek ve çocuk bombalarla katledildi. Gazze Eğitim Bakanı: ders dönemimiz 'resmi olarak bitti' dedi. Okul çağındaki çocuklar ya mezarda ölü, ya bombalar altında yaralı Gazze’de okula gidecek çocuk kalmadı."
"BM'ye soruyoruz: Dünya Barışını böyle mi sağlayacaksınız?"
"Herkes eşit, Müslümanlar hariç, herkes özgür, Filistinliler hariç, öyle mi?" diyen Yalçın, "BM Genel Kurulunda, 'Özel Acil Filistin' oturumunu bile 20 gün sonra, 8 bin sivil katledildikten sonra yaptınız. BM’ye soruyoruz: Dünya Barışını böyle mi sağlayacaksınız? Bugün dökülen kanların nedeni bu çarpıklık, vahşete dönüşen bu sahtekârlıktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi, Lahey Adalet Divanı bu katilleri yargılamayacaksa ne işe yarar! BM 'ateşkesin' bile veto edildiği bir yer olacaksa masum bir halk azgın canilere yem edilecekse, küresel örgütlerin, kurumların, kurulların ne anlamı kalır? Dünya sustukça bu azgınlar suçlarını hüner zannediyor. BM ya kuruluş ilkelerinin kurucu prensiplerinin gereğini yapacak, ya da Ortadoğu'daki alevler tüm dünyayı yakacak! Artık 'Dünya 5'ten büyük' olmak zorundadır. Güvenlik konseyindeki vetocu baronlar BM'nin 'Sürdürülebilir Kalkınma' hedeflerini Gazze'de 'Sürdürülebilir Katliama' çeviriyor, Soykırımı 'insan hakları' halısının altına süpürmek istiyor." ifadelerine yer verdi.
"Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur"
BM Güvenlik Konseyinin 5’li çetesinin, dünya barışı için tehdit olduğunu dile getiren Yalçın, "10 gün içinde 4 tasarı veto ettiler söz konusu Filistin, mazlum Müslüman olunca israile yardım yataklıktan başka işleri yok! Ya BM Güvelik Konseyi yeniden yapılandırılacak, Ya da küresel eşkıyalık insanlığın sonunu getirecek! Mazlumu zalim, Zalimi mazlum gösteren bu hokkabaz düzende, bu küresel düzenbazlık karşısında Filistinli çocuklar barışa uyansın diye Aksa’nın mahzunluğu, Dünya’nın sessizliği sona erinceye kadar Filistinlilerin seslerini çığlığa dönüştürmek boynumuzun borcudur. 'Hiçbir şey yapamazlar' diyen siyonistlere inat: Filistin'deki zulüm bitinceye kadar meydanları doldurmaya devam edeceğiz, mazlumlara dua, zalimlere lanet edeceğiz sıraladıkları yalanları tek tek yüzlerine çarpacağız. 'Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur.' demişti Cemil Meriç. Bizler, evladı paramparça olmuş Filistinli anneden, masumlardan yana duracağız. 'Uygar dünya' insanlık sınavından sınıfta kalsa da Filistinli mazlumların var olma mücadelesini amasız, fakatsız ve güçlü bir şekilde savunmaya, hakkı haykırmaya, hakkı tutup ayağa kaldırmaya devam edeceğiz." diye kaydetti.
"Başta DSÖ, UNICEF olmak üzere BM’ye bağlı tüm kuruluşlar Gazze’deki vahşete karşı görevlerini yapmalı"
Son olarak Yalçın, "Buradan bir kez daha bütün dünyaya soykırımı durdurma çağrısı yapıyorum: Soykırım suçu işleyenler, Nazi liderleri gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalı, Uluslararası toplum acilen harekete geçmeli, Gazze'de ateşkes tasarıyı aşmalı, kalıcı barış gelmeli, Su, gıda, elektrik, gaz, telefon, internet erişimi sağlanmalı, tıbbi yardım ve temel ihtiyaçların girişi için acil insani koridor açılmalı, başta DSÖ, UNICEF olmak üzere BM’ye bağlı tüm kuruluşlar Gazze’deki vahşete karşı görevlerini yapmalı, katliamın durdurulması için insani, siyasi, diplomatik tüm girişimler seferber edilmeli insan hakları ihlalleri, işlenen savaş suçları, uygulanan soykırım dünyaya ilan edilmeli, soykırımcıların yargılanması sağlanmalıdır. Güçlünün değil haklının yanında saf tutan Gazze’de ölen insanlığı ayağa kaldırmak için boğazında yumru, yüreği buruk, meydanlara bir yumruk gibi inenler olarak diyoruz ki: Ey katliama yeşil ışık yakanlar, Soykırıma göz yumanlar; Tarih hepinizi yargılayacak! Kara bir leke olarak kalacaksınız! Barışı kundaklayan caniler olarak anılacaksınız! Bütün gücünüze, zulmünüze, şirretinize rağmen Aksa zincirlerini kıracak. Kudüs yeniden barışın başkenti olacak. Kahrolsun katil israil, kahrolsun işbirlikçi vetocu çete, yaşasın Filistin direnişi, yaşasın özgür Filistin." diye konuştu. (İLKHA)