Sağlıkçılardan Filistin’e destek açıklaması
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi önünde Türkiyeli doktorlar ve sağlıkçılar beyaz önlükleri ile Türkçe, Arapça ve İngilizce basın açıklaması yaparak Filistin’de yapılan katliamların önüne geçilmesi gerektiğini belirttiler.
Siyonist işgalciler tarafından 7 Ekim’den beri Filistin’in Gazze şehrinde çocuk, kadın ve sivillerin olduğu evler bombalanıyor. Hastaneler vuruluyor ve doktorlar ölüyor. Katledilen siviller tüm uluslararası sözleşmelerde en temel haklardan kabul edilen sağlık hizmetini alamıyor. DSÖ sayısal raporlamanın ötesine geçmiyor.
Filistin’de yaşanan katliamlara dur demek ve başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile DSÖ olmak üzere vicdan sahibi herkesin harekete geçmesi gerektiği belirtmek için Ankara Filistin Dayanışma Platformu tarafından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi önünde basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasına Türkiyeli doktor ve sağlık çalışanları beyaz önlükleriyle katılım sağlayarak yaşanan insanlık dışı vahşete dikkat çektiler.
Ankara Filistin Dostluk Platformu adına Türkçe olarak Prof. Dr. Celil Göçer tarafından basın açıklaması okundu. Aynı açıklama Arapça olarak Dr. Nurhan Tarık ve İngilizce olarak da Dr. Eyüp Nazım okudu.
"Hitler ve Netenyahu’yu aynı noktada birleştiren şey zalimliklerinin boyutlarıdır"
Prof. Dr. Celil Göçer
Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak şu açıklama yapıldı:
Bugün burada hekimler olarak binlerce yıllık insanlık tarihinde nadiren yaşanmış olan vahşeti telin etmek üzere toplanmış bulunuyoruz. İnsanlık tarihinde pek çok savaş yaşanmıştır; ancak bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil ayrımı yapılmaksızın topyekun, planlı bir saldırı ancak insanlıktan çıkmış olanların yapabileceği bir iştir. Hitler ve Netenyahu’yu aynı noktada birleştiren şey zalimliklerinin boyutlarıdır. Savaşın da bir ahlakı vardır. Biz hekimler olarak ırk, din, dil, cinsiyet, milliyet olarak hiçbir ayırım gözetmeksizin sivillere, bebeklere, çocuklara, yaşlılara, savunmasız insanlara yapılan her türlü saldırıları kınıyoruz.
"Ölenler ve öldürülenler Müslüman olduğunda başını kuma gömenler; insanlık değerlerinden nasibini almayanlardır"
Yaşama hakkı kutsaldır, vazgeçilmezdir. Hangi inanca mensup olursa, hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, ölüme karşı yaşamanın ve yaşatmanın yanındayız. Her canlı yaşatılmalıdır. Ölenler ve öldürülenler Müslüman olduğunda başını kuma gömenler; insanlık değerlerinden nasibini almayanlardır. Haksızlık ve zulüm hangi coğrafyada ise onun karşısındayız. Biz hekimler olarak uluslararası tüm örgütleri ölümün karşısında yaşamı, kötülüğün karşısında iyiliği, yoksulluğun karşısında refahı, cehaletin karşısında eğitimi tüm insanlar için koşulsuz istemeye ve aktif tavır almaya davet ediyoruz.
Gazze'nin yüzbinlerce sivil okul ve hastanelere sığınıyor. Ancak okul ve hastaneler dahi nokta atışı yapılarak bombalanıyor. İnsanlara tahliye güzergahı gösteriliyor; ancak tahliye yolunda üzerlerine bomba yağdırılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre Gazze’deki güncel sağlık durumu şu şekildedir:
-Son 18 günde ölenlerin sayısı, 2022'de tüm nedenlerden ölenlerin toplam sayısından daha fazla.
-Bombardıman sonucu ölüm ve ölüm oranları çok yüksek. Savaş sırasındaki tıbbi sarf malzemelerinin günlük kullanımının miktarı savaş öncesindeki aylık tüketimine eşdeğer.
-350 bin bulaşıcı olmayan hastalık hastası (diyabet, kalp hastalığı, kanser ve diğerleri).
-Bin civarında diyaliz hastası var.
-50 bin hamile kadın var, günde ortalama 183 doğum gerçekleşiyor.
-130 prematüre bebek, hayatta kalabilmek için elektriğe ihtiyaç duyan kuvözlere bağımlı durumda.
-Kitlesel yer değiştirmeler, barınakların aşırı kalabalıklaşması nedeniyle su ve sanitasyon altyapısı yetersiz ve salgın hastalıklar kapıda beklemekte
-Bombardıman ve kuşatma altındaki savunmasız insanların ruh sağlığı önemli ölçüde olumsuz etkilenmekte.
"Petrol denizi üzerindeki Ortadoğu’da Gazze’de yakıt ve elektrik kıtlığı mevcut"
Petrol denizi üzerindeki Ortadoğu’da Gazze’de yakıt ve elektrik kıtlığı mevcut. Bu durum tüm hastanelerdeki en kritik fonksiyonları ve çalışanların yeteneklerini ciddi şekilde etkiliyor. Yakıtın tükenmesi halinde yoğun bakımdaki hastaları, ameliyat gerektiren hastaları veya yenidoğan kuvözlerini, ambulansların çalışmasını etkileyecek. Binden fazla diyalize bağımlı hasta hemodiyaliz olamayacak. İnsani yardım malzemelerinin ve Gazzelilerin giriş/çıkışlarının engelleniyor. Yaralılara acil müdahale için gerekli olanlar da dahil olmak üzere, aralarında serum fizyolojik, insülin, yeni doğan ilaçları dahil tüm ilaçlar ve tıbbi malzemeler tükeniyor. Önemli ölçüde kan sıkıntısı mevcuttur. Sağlık Bakanlığı Gazze Şeridi dışından kan bağışı çağrısında bulundu. Yaralıların yönetimi de dahil olmak üzere insani müdahale için sağlık çalışanları giremiyor. Hasta ve yaralıların çıkışının ve tahliyesinin önleniyor.
"Sağlık hizmetleri ciddi şekilde etkilendi"
Gazze’de: Sağlık hizmetleri ciddi şekilde etkilendi. Birinci basamak sağlık tesislerinin yüzde 64'ü (46/72) çalışmıyor; bu oran Gazze içinde (yüzde 74) ve Kuzey Gazze (yüzde 92). Gazze'de ve Gazze'nin kuzeyinde 30 klinikten yalnızca altısı faaliyet gösteriyor. Hastanelerin yüzde 34'ü (12/35) çalışmıyor; Şu anda 7 büyük hastanede hastane yataklarının yüzde 112'si dolu. Halen Şifa hastanesinde tek başına yatak doluluk oranı yüzde 147'ye ulaştı. Bu durum personel üzerinde yatakları boşaltma konusunda baskı yaratıyor yeni hastalar için hasta güvenliğini riske atıyor. Sağlık tesislerinin yüzde 55'i, güvensizlik ve tehdit nedeniyle faaliyetlerini durdurdu veya sınırlandırdı. Hareket etmeyi zorlaştıracak ölçüde altyapı hasarı mevcut. israil terör devleti Gazze Şeridi'nin kuzeyini etkileyen tahliye emirleri veriyor. Tahliye emirlerinin yerine getirilmesi mümkün değil ve 2 binden fazla yatan hastanın, özellikle de hastanedekilerin hayatını tehlikeye atıyor. Enkaz altında bin 400 kişinin mahsur kaldığı tahmin ediliyor. İlk yardım müdahalesi engelleniyor. Rutin sürveyans sistemleri şu anda çalışmıyor, bu da etkili tespit, analiz ve müdahaleyi engelliyor.
"Bu katliama bir an önce müdahale edilmezse hekimlik mesleğine adım attığımız gün ettiğimiz Hipokrat yemininin anlamını yitireceğini hatırlatmaktır"
Dünya Sağlık Örgütü’ne Hekimler olarak sesleniyoruz: Yaşanan insanlık dramı karşısında daha aktif olun. Yaşamdan yana olarak; nekrofilik olanlara karşı sesinizi yükseltin. Gönderilen yardımların ihtiyaç sahibi bebeklere, yaşlılara, gebelere, yaralılara ulaştırılmasının İşgalci israil devleti tarafından engellendiğini haykırın. Her gün siviller ölüyor, ölü bebekler mama yiyemez! Bugün, hekimler olarak, Ankara Filistinlilerle Dayanışma Platformu ile birlikte burada olmamızın sebebi: Eğer tüm dünya devletlerinin seyretmekten başka hiç bir şey yapmadığı soykırıma varan bu katliama bir an önce müdahale edilmezse hekimlik mesleğine adım attığımız gün ettiğimiz Hipokrat yemininin anlamını yitireceğini hatırlatmaktır.
"Bombalar altında can çekişen yalnızca Gazze değil, geleceğimizdir"
Yaşanan katliamlara sessiz kaldığımızda hangi yüzle: ‘Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime’ yeminini etmesini doktorlarından isteyebileceğiz. Bombalar altında can çekişen yalnızca Gazze değil, geleceğimizdir.”
Türkçe açıklama sonrası aynı açıklama Arapça ve İngilizce olarak okundu. (İLKHA)