Bilge Gençlik: Ümmetin emir ve yöneticileri Müslümanların onur ve izzetini göz ardı etmektedir
Filistin direnişine destek, yapılan katliamları protesto etmek için bir araya gelen Dicle Üniversitesi Bilge Gençlik Kulübü öğrencileri basın açıklaması düzenledi.
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yerleşkesinde düzenlenen basın açıklamasında işgal rejiminin yaptığı katliamlar, "Aksa Tufanı" operasyonuna yönelik yapılan eleştirilere dikkat çekilirken ülkelerin mevcut sessizliği tarihten verilen örneklerle ümmete ihanet olarak nitelendirildi.
Bilge Gençlik Kulübü adına basın açıklamasını Mehmet Sımak okudu.
Bir asırdır İngilizlerle başlayan ve 75 yıldır siyonist terör şebekesi ile devam eden Filistin'in nice vahşet ve katliamlara tanıklık ettiğini belirten Sımak, "Sadece Arap veya Filistin için değil, tüm Müslümanlar için iman ve izzet davası olan Mescid-i Aksa uğruna bugüne kadar çocuk, kadın ve erkeklerden nice canlar kurban verildi. Dünya’daki toplam 15 milyon Yahudi varlığının İslam ümmetinin gözleri önünde gerçekleştirdiği vahşete 2 milyarlık İslam ümmeti tüm potansiyeline rağmen hiçbir varlık gösteremiyor. Bu sessizlik ve zillet hali, siyonist israil ve destekçilerine daha büyük bir cesaret ve pervasızlık sunuyor." dedi.
"İçimizdeki bedbahtlar, Aksa Tufan'ı karşısında rezil ve zelil bir israil görünce bunu farklı tevillerle yorumlamaya başladı"
Kimilerinin HAMAS tarafından başlatılan Aksa Tufanı operasyonunu karalama gayreti içerisine girdiğinin altını çizen Sımak, "İşte bunu anlamayan veya anlamak istemeyen içimizdeki bedbahtlar, siyonist çetenin süregelen hiçbir saldırısına ses çıkarmazken 10 gün önce HAMAS tarafından yapılan Aksa Tufanı operasyonunu karalama gayreti içerisine girdiler. Sadece roket saldırıları olunca bunu hafife alanlar, Aksa Tufan'ı karşısında rezil ve zelil bir israil görünce de bunu farklı tevillerle yorumlamaya başladılar. Bu operasyon, başta Allah’ın inayeti, sonra da ümmetin izzetini muhafaza eden Aksa yiğitlerinin iman, cesaret ve sabırlarının bir neticesidir." ifadelerini kullandı.
Operasyon sonrasında Gazze'deki masum bebekleri bile vahşice katleden işgal rejiminin aslında büyük bir acziyet içinde olduğunu ispat ettiğini, karşılarında onların dünya sevgisinden daha çok ölümü seven bir halk gördükçe de kudurduğunu sözlerine ekleyen Sımak, şu ifadelere yer verdi:
"Dünya’da Müslüman halkların sokak ve meydanlarda protesto ettiği saldırılara karşı maalesef ümmetin emir ve yöneticileri kendi koltuk ve saltanatlarını koruma telaşında olup ümmetin onurunu ve izzetini göz ardı etmektedirler. İslam ülkelerinin başında olanların bu hali var oldukça, maalesef bu saldırılar da devam edecektir. İsrail ile başlayan normalleşme adımlarının ne kadar abes olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Nasıl ki ceddimiz Selahaddin-i Eyyubi’nin Kudüs mücadelesi verdiği dönemde kimi beyler, emirler ve bedbaht fertler kendi çıkarlarını ve dünya hayatlarını öncelediler ve Kudüs’e ihanet ettilerse, bugün de kimi ihanet erbabı aynı tavrı sergilemektedir. Ama geçmişte nasıl ki bu halin sahiplerinin sonu büyük bir zillet ve hüsran oldu ise, bugün de farklı olmayacaktır."
"Bu andan itibaren İslam ümmeti ya Kudüs’ü sahiplenir ve varlığını ispat eder ya da zillet halini sürdürür"
Selahaddin-i Eyyubi'nin Kudüs davasına olan bağlılığını hatırlatan Sımak, "Oysa Selahaddin-i Eyyubi fert iken de sultan iken de Kudüs’ün değerini bildi, ümmetin vahdet vesilesi olduğuna inandı ve tüm dünyalık ve tefrikaları bir tarafa bırakıp sadece Kudüs için mücadele verdi. İşte bu hal ve tavır, ona da Kudüs'e de ümmete de izzetin, özgürlüğün ve saadetin kapılarını araladı. Tarih bir kez bunu ispat etmişken ve başka da yol yokken çözümü nerede arar bu ümmet? Bu andan itibaren İslam ümmeti ya bu zalim ve işgalcilere karşı tek ses, tek yürek olup ümmet için çimento işlevi gören Kudüs’ü sahiplenir ve varlığını ispat eder ya da zillet halini sürdürür ve hem Kudüs hem izzet ve hem de ebedi saadet kaybedilir." şeklinde konuştu.
Mücadele yolunun maddi ve maneviyatın yanında ilmi ve ahlaki gelişmeden geçtiğine vurgu yapan Sımak, "Gerek Şehid Şeyh İzzeddin Kassam gerekse de Kudüs’ün diğer kurbanları olan Şeyh Ahmed Yasin ve mücadelede dostlarının anlayışından şunu görüyoruz ki, ümmet olarak manen, madden, ilmen ve ahlaken bir gelişme ve ilerlemeden yoksun olarak asla Kudüs mücadelesi verilemez, verilse de sonuçsuz kalmaya mahkûm olur. Unutulmamalı ki, fethin yolu işaret ettiğimiz tüm bu cihetlerde donanmak ve güçlenmek için yoğun bir çaba ve emekten geçmektedir. Ümmetin gençleri ve ilim ehli olarak bu hakikati asla göz ardı edemeyiz." diye belirtti.
Sımak, "Rabbimiz, Kudüs’e tuzak kuran zalim ve işgalciler ile ihanet eden tüm işbirlikçileri kahr-u perişan etsin. Başta siyonist israil olmak üzere tüm zalimleri şiddetle lanetliyoruz, Filistin’in, Gazze’nin cesur yüreklerine selam ve minnetlerimizi sunuyor, şehidlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Yüce Rabbim, ümmete basiret ve vahdet bilinci nasip etsin. Kudüs’ün özgürlük sembolü olan zeytin ağaçlarının soluk yeşili altında buluşmayı ve Mescidi Aksa'da özgürce ibadet edebilmeyi cümlemize nasip eylesin inşallah." dedi. (İLKHA)