Prof. Dr. Yıldırım: Bu direniş, Müslümanın onur duyacağı bir tutumdur
Prof. Dr. Ergün Yıldırım "Aksa Tufanı Operasyonu" ile ortaya çok büyük bir kıyam konduğunu belirterek, "Bir Müslümanın onur duyacağı bir tutumdur bu direniş. Bütün Müslümanların kalbine dokuna bir harekat." ifadelerini kullandı.
İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı geniş kapsamlı Aksa Tufanı Operasyonu ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım; işgal düzenine karşı ancak asimetrik bir tutumlar ortaya koyularak başa çıkılabileceğini vurgulayarak savaş ve kanla ayakta bir siyonist işgalcilere karşı direniş dışında bir çözüm yolu olmadığını vurguladı.
"Bütün toplum çok farklı bir biçimde adeta hapishaneye doldurulmuş gibi"
Yüzyıla yakın bir zamandan beri Filistin'de yaşayan Müslümanların zulüm gördüğünü belirten Yıldırım, "Hakikaten orada normal bir yönetim yok. Normal bir durum yok. İşgal sıradan bir işgal de değil. Her çeşit kanunlar çiğneniyor, Birleşmiş Milletlerin ortaya koyduğu kanunlar tanınmıyor, uluslararası hukuk çiğneniyor, katliamlar yapılıyor, şehirler yağmalanıyor, insanlar öldürülüyor; aklımıza gelebilecek her zulmü yapan bir siyonizm var. Bir devlet formuyla siyonizm orada varlığını sürdürüyor. Olağanüstü bir işgal durumu. Dolayısıyla bütün toplum çok farklı bir biçimde adeta hapishaneye doldurulmuş gibi. Duvarlarla çevrilmiş tel örgüleri var, birtakım güvenlik sistemleri ile donatılmış silahlı askerler. Toplum orada açık cezaevinde yaşıyor dolayısıyla normal bir biçimde Müslümanların hayatını sürdürmesi mümkün değil. Müslümanların mabedlerine; Kudüs'e, El Halil kentine daha geçen günlerde Hazreti İbrahim Camii'ne saldırılar yapıldı. Bütün bunları düşündüğümüzde hakikaten çok korkunç bir zulüm var. Orada yaşayan Müslüman Filistinlilerin doğal bir askeri strateji ile hareket etmelerini beklemek de insafsızlıktır. O zor, patolojik şartlarda isyan tutumuna yöneliyor Müslümanlar çok haklı olarak." değerlendirmelerinde bulundu.
"israil ne kadar korku üretirse üretsin, yine de baş kaldıran, kıyam eden kendi mabetlerini ve kutsal mekanlarını koruyan bir Müslüman tavrını gördük"
İşgal düzenine karşı ancak asimetrik bir tutumlar ortaya koyularak başa çıkılabileceğini vurgulayan Yıldırım, "Orada çok büyük bir kıyam ortaya kondu. israile bütün bu zulümlerine rağmen teslim olmadıklarını ortaya koydular. Cihad ettiklerini söylediler, bu mesajı verdiler. israil ne kadar korku üretirse üretsin, korku teknolojilerini geliştirirse geliştirsin yine de bunlara karşı baş kaldıran, kıyam eden kendi mabetlerini ve kutsal mekanlarını koruyan bir Müslüman tavrını gördük. Hakikaten bu açıdan Müslümanın onur duyacağı bir tutumdur bu direniş. Bütün Müslümanların kalbine dokunan bir harekât var. Bu direnişin bütünselliğine bakarak böyle değerlendirmek lazım. israil sıradan bir devlet değil; uluslararası düzenin çok önemli bir parçasıdır. Uluslararası düzen; siyonizmin paraları, ideolojileri, medya çevresi ile yürüyen bir yapıya sahip. Son direnişe karşı bütün egemen güçler israile selam çaktılar ama bu sürdürülebilir bir şey değil çünkü Ortadoğu'da israil olduğundan beri Ortadoğu'da savaşlar, çatışmalar, huzursuzluklar var. israil; savaştan, kandan ve çeteden doğmuş bir devlettir; barış üzerine kurulan bir devlet değil. Hiçbir zaman ne Müslümanlara ne de Yahudilere bir barış ortamı sağlayamayacak." dedi.
"Filistinlilerin yapacağı başka bir şey yok; dün sapanla taş atıyordu şimdi füzelerle ve daha gelişmiş teknoloji ile cihadını yürütüyor"
Prof. Dr. Ergün Yıldırım
Savaş ve kanla ayakta bir yapıya karşı direniş yapmanın dışında bir çözüm yolu olmadığının altını çizen Yıldırım, "Biz Filistin'de yaşamadığımız için çok kolaylıkla farklı yorumlar yapabiliyoruz ama Filistinlilerin yapacağı başka bir şey yok. Dün sapanla taş atıyordu şimdi füzelerle ve daha gelişmiş teknoloji ile cihadını yürütüyor. Savaş ve kandan doğmuş siyonizm son buluncaya kadar Ortadoğu'da bu devam edecek. Çünkü Filistin sadece Filistin değil; Filistin Kudüs demektir, Filistin İslam demek, Filistin Müslümanların davası demektir. Bütün dünya Müslümanlarını ilgilendirir. Kim olursa olsun orada bu mücadeleyi veren insanlara dua etmeliyiz, onları destekleyen mitingler yapmalıyız, yazılar yazmalıyız. Uluslararası arenada desteklemek için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Ortadoğu'da huzurun olabilmesi için Müslüman devletlerinde bu konuda çalışması, bu meseleye yaklaşması gerekir." diye belirtti.
"Müslüman devletlerin, teşkilatların; mezhebi, ırkı ne olursa olsun makul bir biçimde siyonizmin bu vahşetine dur diyecek birtakım mekanizmaları geliştirmeleri ve harekete geçirmeleri lazım"
Yıldırım, "Avrupa ve ABD düzeni Ortadoğu'da iki temel amaçla hareket ediyor. Bir tanesi siyonist düzenin devamını sağlamak ikincisi enerji kaynaklarını güvenli bir biçimde kendi topraklarına götürmek. Bu ikisi batı siyasetinde birleşmiş bir düzendir. Bu düzen sadece Filistinlilere değil bütün Araplara da Türklere de Farslara da yaramayan bir düzen çünkü bizim zenginliğimizi yağmalıyorlar. Bizim bölgemizi huzursuz ediyorlar, bizim kutsallarımıza saldırıyorlar. Burada bütün Müslüman devletlerin, Müslüman teşkilatların; hakikaten mezhebi, ırkı ne olursa olsun çünkü herkesi etkiliyor. Herkesi etkilediğine göre herkesin birlikte makul bir biçimde siyonizmin bu vahşetine dur diyecek birtakım mekanizmaları geliştirmeleri, harekete geçirmeleri lazım. Bu yapıldı da mesela Kral Faysal bunu yaptı ve çok büyük başarılar elde etti. Kral Faysal bunu yaptı ve önemli sonuçlara ulaştıysa yeniden bu devletlerden yapabilecek insanlar vardır. Buna inanıyorum, inşallah bu olacaktır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)