HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, partisinin gündem değerlendirmesini TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı.

Gündem değerlendirmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ramanlı, ABD'ye ait bir F-16 savaş uçağının Suriye'de görev yapan Türkiye'ye ait insansız hava aracını düşürmesine dair şu ifadelere yer verdi:

"Her şeyden önce şunu sormak lazım, ABD'nin bölgemizde ne işi var? Emperyalistlerin ülkemizde operasyon yapmasına neden olan zaaflarımız neler? Suriye'yi iç savaşa ve istikrarsızlığa götüren nedenleri hep beraber incelememiz gerekiyor. Başta bölge ülkeleri, kendilerine 'Suriye sorunu nasıl başladı ve nereye geldik?' sorusunu sormalıdır. Öteden beri şunu ifade ediyoruz. Evet, Suriye'de bir zulüm rejimi var. Esad zalim bir diktatördür ama bu zalim diktatörün zulmünden el çektirilmesinin yolu asla iç savaş, karışıklık ve çatışma değildir. Neticeler bizi haklı çıkardı ve 10 yılın sonunda neredeyse bütün taraflar aynı noktaya geldi. Bugün bütün taraflar 'İç barışı nasıl sağlayabiliriz, mülteciler nasıl güvenli şekilde geri dönüş imkânına kavuşabilirler ve bu güvensizlik ortamı nasıl ortadan kaldırılabilir?' diye çaba gösteriyorlar. Ama bunlar 10 yıl önce de pekâlâ yapılabilirdi. 1 milyondan fazla Suriyelinin ölümüne, milyonlarcasının da mülteci konumuna düşmesine gerek yoktu. Tabii iç karışıklık ve çatışmalar emperyalistlerin istediği bir zemin ve alan oluşturuyor. ABD'nin bugün Suriye topraklarında fink atmasının, devriye gezmesinin temel sebebi orada istikrarın bozulmuş olmasıdır. Dolayısıyla bu soruların yetkililerce cevaplandırılması hepimizin temennisidir."

"Siyonist rejimin temsilcilerini ülkemizde ağırlamak kabul edilebilir bir şey değildir"

Siyonist işgal rejimi Filarmoni Orkestrası'nın, 26 Ekim'de Ülker Spor ve Etkinlik Salonu'nda sahne alacak olmasına dair soruya ise Ramanlı, "Müslüman kardeşlerimizin tepelerine tepelerine bomba yağdıran bir rejimin ister kültürel, ister siyasi, ister ekonomik olsun temsilcilerini ülkemizde ağırlamak kabul edilebilir bir şey değildir." ifadeleriyle tepki gösterdi.

Ramanlı "Bir süredir hükümet yetkililerinden israil ile normalleşme adımlarının atılacağına dair açıklamalar geliyordu. Buna dair karşılıklı bazı görüşmeler de gerçekleştirildi. Ama şunu söyleyelim; israil gibi siyonist işgalciler maalesef tatlı dilden anlamıyor. Onunla ilişki geliştirmek Müslümanların başında yeni bir bombanın patlatılması demektir. Yeni katliamlar demektir, yeni mağduriyetler demektir, yeni zulümler demektir. Azgının azgınlığını arttırmaktan başka işe yaramayacak bu girişimlerin yanlış olacağını hep ifade ettik. Bugün de aynı noktadayız. Üstüne üstlük Müslüman kardeşlerimizin tepelerine tepelerine bomba yağdıran bir rejimin ister kültürel, ister siyasi, ister ekonomik olsun temsilcilerini ülkemizde ağırlamak kabul edilebilir bir şey değildir. Böyle hatalardan derhal geri dönülmelidir. Hükümetin bu tür adımlar atmaktan artık vazgeçmesinin de zamanı gelmiştir. Bizler acaba ne zaman Müslüman kardeşlerimizin safında layıkıyla durmayı becerebileceğiz?" diye sordu.

"Emeklilerimiz açlığa ve çaresizliğe mahkûm edilemez"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine toplantısı sonrası emeklilere 5 bin TL ödeme yapılacağını söylemesine dair bir soruya ise Ramanlı "Emeklilerimiz açlığa ve çaresizliğe mahkûm edilemez." dedi.

Ramanlı "Genel Başkanımız temmuz ayında emeklilere 5 bin TL seyyanen zam yapılması konusunda bir çağrıda bulunmuştu. Sayın Cumhurbaşkanı dün kabine toplantısının ardından emeklilere bir defaya mahsus 5 bin TL verileceğini söyledi. Emekliler sadaka istemiyor. Emekliler hakkını istiyor. Şu an en düşük emekli maaşıyla bir emeklinin bırakın geçinmesi kirasını bile ödemesi adeta imkânsızdır. Sosyal güvenlik sistemi ne için var? Eğer on yıllarca prim ödemiş bir çalışan emekli olduğunda insan onuruna yaraşır bir ücretle geçinemiyorsa o sosyal güvenlik sisteminin sorgulanması gerekir. Emekliler bugün geçinemediklerini bas bas bağırıyorlar. Önce temmuz ayında bir iyileştirme yapılacağı söylendi sonra ekim ayına sarktı. Ama gelinen noktada emeklilere verilen destek devede kulak mesabesinde kaldı. Bu ülke on yıllar boyunca milletine, memleketine hizmet etmiş emeklilerin geçimini sağlayacak bir ücreti vermeye muktedir bir ülkedir. Emeklilerimizi bu hayat pahalılığı içerisinde, bu enflasyon içerisinde daha fazla ezdirmenin âlemi yoktur. Formüller bulunur, gerekirse yeni kaynakları tespit edilir ama emeklilerimiz açlığa ve çaresizliğe mahkûm edilemez." ifadelerini kullandı. (İLKHA)