Op. Dr. Aydoğan: Obezite, çağımızın pandemisi sinsi bir hastalıktır
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Aydoğan; çocuklarda obezitenin gün geçtikçe arttığına dikkat çekerek başta aileler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine sinsi bir hastalık olan obeziteye karşı daha dikkatli olmaları hususunda uyarılarda bulundu.
Çağımızın en yaygın hastalıklarından biri olan ve tüm dünyada hızla artma eğiliminde olan çocukluk çağı obezitesi, modern çağın getirdiği yeni hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarının olumsuz etkilerinin bir ürünüdür.
İşlenmiş besine erişimi ve tüketimi arttıran, taze besin tüketimini ve besinleri hazırlama süresini azaltan, fiziksel aktivite için daha az zaman ve daha az alan sağlayan değişikler özellikle yaşam tarzında büyük farklılıklara yol açmaktadır. Bu değişimlerden en çok etkilenen gruplardan biri de çocuklar. Çocukların özellikle paketlenmiş aşırı şeker ve yağ içeren yiyeceklere ve içeceklere olan ilgisi ve teknolojik gelişmelerle birlikte bilgisayar, televizyon gibi araçlar ile daha fazla zaman geçirerek hareketsiz bir yaşam sürdürmeleri çocukluk çağında obezitenin en önemli güdüleyicisidir.
Obezite küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini koruyor. Obezitenin giderek yaygınlaşarak halk sağlığı sorunu haline gelmesi, tüm dünyada obezite ile mücadele çalışmalarının başlamasına neden olmuş durumda.
Türkiye'de de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. Öyle ki Türkiye'de çocuklarda obezite oranı yüzde 7. Bu veri ile Türkiye, çocuk obezite rahatsızlığında Avrupa ikincisi. Uzmanlar obezitenin neden olduğu hastalıklara karşı uyarıyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Aydoğan, konuyla ilgili İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
"Çocuklardaki obezitenin en başlıca nedenleri; hareketsiz yaşam, fiziksel aktivitenin az olmasıdır"
Obezitenin vücuttaki yağ miktarının aşırı derece artması durumu olduğunu ve obezitenin yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da artık halk sağlığını etkileyen ciddi bir problem haline geldiğini belirten Aydoğan, "Türkiye'deki çocukların yüzde 7'si obezitedir, bu oran Avrupa ülkelerinin ikinci en obez ülkesi olduğumuz anlamına geliyor. Obezite çocuklarda gün geçtikçe neden artmaktadır? Bu durumun sebeplerini ortaya koymak lazım ki hastalığı önleme noktasındaki tedavi yöntemlerini de belirleyelim. Çocuklardaki obezitenin en başlıca nedenleri; hareketsiz yaşam, fiziksel aktivitenin az olması; çocukların uzun süre televizyon izlemesi, bilgisayar başında çok uzun süre vakit harcamaları, hareket etmemeleri, kalorisi yüksek besinlerle beslenmeleridir." dedi.
"Gelecek nesillerimiz, kantinlerde zehirlenmektedir"
Kantinlerde sağlığa zararlı ve kalorisi yüksek gıdaların satıldığına dikkat çeken Aydoğan, "Hem hijyen olarak hemde sağlık olarak gelecek nesillerimiz kantinlerde zehirlenmektedir. Buna yönelik çok ciddi tedbirler alınmalıdır. İl Sağlık Müdürlükleri, belediyeler ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin ortaklaşa olduğu kantin denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Çocuklarımız sağlıklı besinlere ulaşabilmelidir. Sağlıklı besinlerle sağlıklı gelecekler meydana gelir. Kantinlerde; tostlar, sağlığa zararlı gıdalar ciddi manada kontrolsüz bir şekilde satılıyor tam tersine kantinlerde meyve-sebze ağırlıklı sağlığa faydalı gıdaların ve sütlerin satılması teşvik edilmelidir. Meseleye ticari olarak bakılmamalıdır." şeklinde konuştu.
"Betonlaşan şehirlerde çocuklar hareket alanı bulamıyor bu durum çocukların mutsuz olmalarını ve obez olmalarını tetiklemektedir"
Çocuklardaki obeziteyi engellemenin yolları hakkında konuşan Aydoğan, "Herşeyden önce çocuklarımızı fiziksel aktivite yapabilecekleri sporlara yönlendirmeliyiz. Ne yazık ki betonlaşan şehirlerde çocuklar hareket alanı bulamıyor. Bu durum çocuklarda en başta mutsuz olmalarını ve obez olmalarını tetiklemektedir. Çocuklarımızın hareket edeceği alanlar oluşturmalı ve bu alanlarda çocuklarımız rahatça istedikleri oyunları oynayabilmelidir. Kitlesel iletişim araçları; televizyon, bilgisayar, telefon gibi araçları çocuklarımızın kontrollü kullanmasını sağlamalıyız. Bu araçların önünde uzun süre hareketsiz kalmalarına engel olmalıyız. Bazı çocuklarda her şey doğru yapılmasına rağmen obez olabilirler bu durumun altındaki nedenleri araştırmak lazım. Troid hastalıkları, böbrek hastalıkları, diyabet gibi hastalıklar da obeziteye ciddi zemin hazırlamaktadır. Bu hastalıkların erken tanısının koyularak erken tedavi edilmeleri çocuklarımızın obez olmalarının önüne geçecektir. Çocuklarda obeziteye yönelik kilo verdirici ilaçların kullanımı 16 yaşından önce kesinlikle önerilmemektedir. Bu ilaçların karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerinde ciddi yan etkileri olabiliyor. 16 yaşından sonra ilaç kullanılacak ise doktor denetiminde kullanılması önem arz etmektedir. Diyet, spor, sağlıklı beslenme ve tüm tedavilere rağmen zayıflayamayan çocuklarda 14 yaş üstünde obezite cerrahisi de alternatif tedaviler arasında yer almaktadır." diye belirtti
"Obezite; çağımızın vebası diyebileceğimiz kronik, sinsi bir hastalıktır"
Obezitenin; kişinin yaşamına ne kadar uzun eşlik ederse etkilerinin de o kadar fazla olacağının altını çizen Aydoğan, "Obezite çağımızın pandemisidir, sinsi bir hastalıktır. Obezite hipertansiyon yapar, hipertansiyon beyin kanaması yapar ve hasta vefat eder; herkes hipertansiyondan veya beyin kanamasından der ama alttaki sinsi sebep obezitedir. Hasta şeker hastalığından dolayı böbrek yetmezliğinden vefat eder herkes 'Şeker böbreğe vurdu.' der ama aslında 20 yıl öncesindeki obezite vardır. Hasta genç yaştayken kalp krizi geçirir 'Kalpten öldü.' denir fakat onun altındaki ana sebep damarlarda sertleşmeye sebep olan obezitedir. Hasta, genç yaşta yürümemeye başlar; bel fıtığı, eklemler kireçlenme olur herkes sebebi, eklemlere ve bel fıtığına yorar ama meydana gelmesindeki en önemli sebep obezitedir. Obezite kronik, sinsi bir hastalıktır. Çağımızın vebası diyebileceğimiz bir hastalıktır. Ne yazık ki dünyada şöyle bir trajedi de var; dünyanın büyük bir bölümünde insanlar açlıktan ölürken bir kısmı da obezite ve obeziteye bağlı kronik hastalıklardan vefat etmektedir. Dengeli beslenmek; çok beslenmek değil, sağlıklı beslenmektir. Düzenli beslenmek her zaman öncelikli amacımız olmalıdır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)