Küçük unutkanlıklarla başlayan ancak kişiyi yatağa mahkum duruma getiren Alzheimer hastalığı, dünyada 35 milyon, Türkiye'de ise 700 bin kişide görülen bir nörogenetik hastalıktır.

Genelde 65 yaş üstü insanlarda görünen ancak düşük ihtimalde de olsa genç yaşta görülebilen alzheimer hastalığının tanısın artık daha kolay ve çeşitli olduğunu belirten Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç.Dr. Mustafa Aykut Kural, Amerika'da bu hastalığın etkisini geciktiren bir ilaç bulunduğunu ifade etti.

"Genelde en başta unutkanlıkla başlar"

Doç. Dr. Mustafa Aykut Kural

Hastalığı tanımıyla ilgili konuşan Kural, şu ifadeleri kullandı:

"Alzheimer, belli bir yaştan sonra çıkan, tabi bunun atik olan formları da var, hafıza kaybıyla giden nörogenetik bir hastalıktır. İleri yaşın artmasıyla birlikte tüm dünyada sıklığı da artmıştır. Bundan dolayı insanların da bu hastalığa karşı farkındalığı artmıştır. Genelde en başta unutkanlıkla başlar. Kişi anomi dediğimiz bazı şeylerin adını unutur. Fakat bu ilerledikçe cisimlerin isimlerini unutmayla devam eder. İleriki dönemde kişi çocuklarının dahi isimlerini unutur. Ayrıca bu sırada motor becerileri kaybı başlar. Kişi apraksik olarak çok basit işleri dahi yerine getiremez olur. Mesela kendi yemeğini kendisi yiyemez veya kendi kıyafetini kendisi giyemez. İleri dönemde bu hastalar ne yazık ki yatağa bağlı olurlar."

Son dönemde hastalığa bir tedavi bulunduğu ancak Türkiye'ye henüz gelmediğini ifade eden Kural, "Aslında uzun dönemler Alzheimer hastalığına karşı bir tedavi bulunamadı. Fakat son 2-3 ay önce bir ilaç onay aldı. Bu ilaç çok pahalı bir ilaç ve Türkiye'de yok. Fakat yapılan çalışmalarda bu ilacın özellikle başlangıç döneminde hafif alzheimer tipi demansta hastalığı yavaşlattığına dair veriler elimizde var. Bu ilaç Amerika'da onay aldı. Türkiye'de yok ancak yurt dışında bulunuyor." dedi.

"Şu anda beyin omurilik sıvısına bakarak tanı konulabiliyor ve bu Türkiye'de de yapılıyor"

Alzheimer hastalığına götüren faktörler hakkında bilgi veren Kural, "Alzheimerin her hastada olmasada tabi ki en başta bir genetik yatkınlığı oluyor. APOE geninin anneden geçtiği söyleniyor ancak bu da kanıtlanmış değil. Genetik yatkınlık dışında cinsiyet faktörü var. Kadın cinsiyetinin daha riskli olduğu söyleniyor fakat bu da tam olarak kanıtlanmış değil. Kanıtlanmış olan şeyler şunlar; sigara içmek, neredeyse bütün alzheimer hastaları sigara kullanıyor. Hipertansiyon, şeker, kişide major depresyon hikayesi olması, bunlar alzheimer hastalığına yakalanma riskini arttırıyor." şeklinde belirtti.

Hastalığın tanısında çok fazla ilerleme kaydedildiğini belirten Kural, son olarak şunları söyledi:

"Şu anda alzheimer hastalığının tanısında çok büyük ilerlemeler kaydettik. Eskiden sadece nöro psikiyatrik testlerle tanı konulabiliyordu. Şu anda beyin omurilik sıvısına bakarak tanı konulabiliyor ve bu Türkiye'de de yapılıyor. Hatta yeni yapılan çalışmalarda alzheimer tanısı için kan testlerinin de ön plana çıktığı söyleniyor. Bu Amerika'da yeni çıkan ilaçtan sonra oldu ki mutlaka Türkiye'ye de gelecektir. Alzheimer olmaktan çok geç farkına varmak çok önemli oldu. Çünkü bu ilaç ileri dönem alzheimer hastalarında işe yaramıyor. Bunun için yakınlarınızda belli semptomlar varsa özellikle 65 yaş üstü olan yakınlarınızda görülüyor ama az da olsa genç yaşlarda da görülebilir. Kişi bir şeyi tekrar tekrar söylüyorsa, sabah akşam uyanıklığında farkındalığı oluşuyorsa, eskiden yaptığı şeyleri yapamamaya başlamışsa hemen doktora gitmek ve alzheimer tanısı almak çok önemli. İlerde dahada önemli olacak çünkü bu ilaç Türkiye'ye geldiği zaman ki mutlaka ben geleceğini umuyorum bayağı durdurup bu hastalığı ileriye doğru atabiliyor." ifadelerini kullandı. (İLKHA)