Medrese Alimleri Diyarbakır`da Buluştu
Diyarbakır`da bir araya gelen yüzlerce medrese hocası, medreselerin yeniden ihyası ve ilim geleneğinin diriltilmesi için çağrıda bulundu
Doğu ve Güneydoğu`nun birçok beldesinde bulunan onlarca medresede yıllardır talebe yetiştiren alimler, Diyarbakır`da bir araya geldi. Diyarbakır`ın kanaat önderlerinden Molla Hüseyin Elçi`nin ev sahipliğinde Suffe Medreseleri Kuran Kursu`nda yapılan toplantıya molla, müderris, ilahiyat profesörleri ve müftülerden oluşan 500`e yakın kişi katıldı. Toplantıda Şark Medreseleri ve Alimler Birliği`nin kurularak, medreselerin nasıl daha iyi hizmet verebileceği konusunda istişarelerde bulunuldu.
Alimler, modern eğitim- öğretim sisteminin Türkiye`de insani değerlerin tahribine yol açan, bencil, çıkarcı, istismarcı, ırkçı, şehvet düşkünü, uyuşturucu ve alkol müptelası bir neslin yetişmesine neden olduğunu belirterek, "Bu çıkmazı aşabilmek için öncelikle olumsuzlukları üreten bu sistemin yerine, yüzyıllarca Müslümanların başarıyla uyguladığı ve `Medrese` kavramında sembolleşen eğitim-öğretim sistemini yeniden diriltmek ve geliştirmek zaruret haline gelmiştir" ortak mesajını verdi.
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Halil Çiçek ve Araştırmacı yazar Mehmet Alkış`ın organize ettiği toplantı Diyarbakır`da iki gün sürdü. Şark alimleri, iki günün sonunda İslam aleminde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Toplantıya Diyarbakır`ın kanaat önderlerinden Molla Hüseyin Elçi`nin yanı sıra Prof. Dr. Hulusi Kılıç, Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı M. Sırrı Şık, Midyat Müftüsü Muhammed Çiçek, Silvan Müftüsü Hüseyin Elçi, Oxin Medreslerinin Müderrisi Fettullah Ayte, İLEKDAV Başkanı Muhammed Tayyip Elçi, Gaziantep Bölgesinden Abdurrahim Çelik, kanaat önderi Ömer İler ve Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen`in de olduğu çok sayıda davetli de katıldı.
Alimler toplantının sonunda ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride modern eğitim-öğretim sisteminin dünyada, İslam ülkelerinde ve Türkiye`de insani değerlerin tahribine yol açan, bencil, çıkarcı, istismarcı, ırkçı, şehvet düşkünü, uyuşturucu ve alkol müptelası bir neslin yetişmesine neden olduğu belirtildi. Bu sistemin din, tarih, kültür ve medeniyetine düşman; dindışı tahripkar uygarlığa hayran; özgüven yoksunu, aşağılık duygusuna düşmüş, değerlerinin ve imkanlarının farkında olmayan; derin bir ahlaki yozlaşmayla sarsılan bir toplumun oluşmasına yol açtığı vurgulandı. Bunun için ırkçı devlet ideolojisine bağlı tek tip vatandaş yetiştirmeyi hedefleyen Tevhidi Tedrisat Kanunun kaldırılması şart olduğu belirtilen bildiride, "Yaygın kanaatin aksine; kanunla değil, bir genelge ile kapatılan Medreselerin açılabilmesi için de bu haksız idari tasarrufa son verilmesi için Hükümeti göreve davet ediyoruz." denildi.
Bildiride toplumu yakından ilgilendiren bazı konularla ilgili hususlara da şöyle yer verildi:
- Kangrenleşmiş bulunan Kürt Meselesi`nin çözülmesi için başlatılan süreci destekliyoruz. Sürecin aksatılmadan yürütülmesi için tarafların her türlü tedbir ve fedakârlıktan kaçınmaması gerektiğine inanıyoruz.
- Bölgemizi ve yaşadığımız ülkeyi yakından ilgilendiren Suriye sınırları içinde yaşayan Kürtlerle çatışan gruplar arasındaki çatışmalara bir an önce son verilmelidir. Bütün gurupları; aralarındaki anlaşmazlıklara son vererek, ülkesini tahrip eden ve halkını hunharca öldüren Zalim Baas Rejimin Diktatörlüğüne karşı ortak bir mücadele yürütmeye çağırıyoruz.
-Mısır`da yapılan darbeye karşı Müslümanların sürdürdüğü direnişi destekliyor başarıları için dua ediyoruz. Şehitlere rahmet, yaralılara şifa, mücadeleyi yürütenlere sabır ve azim diliyoruz. Seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanına yapılan haksız uygulamaya karşı şiddete başvurmadan haklarını savunan, halkını öldüren katilleri, darbecileri, onları teşvik eden ve destekleyenleri lanetle kınıyoruz.
- Küresel güçler Müslümanların topraklarını sömürmek üzere yaptıkları işgallere devam ediyorlar. Fitne planları ve tuzaklarla; Arapları, Türkleri ve Kürtleri parçalayarak birbirine düşman haline getirenler; Irak`ta, Afganistan`da, Filistin`de, Çeçenistan`da, Somali`de, Libya`da, Suriye`de, Kürdistan`da, Mısır`da ve daha birçok yerde kirli operasyonlara devam ediyorlar. Müslümanlara ihanet ederek zalimlerin yanında yer alan işbirlikçi zihniyeti, kişi, gurup ve yönetimlere karşı Müslümanları birlik ve dayanışma içinde hareket etmeye ve direnmeye davet ediyoruz.
- Toplum kesimlerinin sorunlarını ve ilişkilerini çözmek için gündeme getirilen Yeni Anayasanın, diğer kesimlerin yanında, hakları gündeme alınmayan toplumun en yaygın kesimi Müslümanların sorunlarına da çözüm çabası içine girmesi zorunludur. Bu kesimin görmezden gelinmesi halinde toplumsal barışın sağlanması mümkün değildir.
- Müslümanlar da hayatın bütün alanlarında karşılaştıkları sorunlara son verilmesini sağlamak için kendi haklarını tespit ederek gündeme taşımaları, karar mercilerine ve kamuoyuna iletmeleri ve bunun yoğun bir mücadele yürütmeyi ihmal etmemelidir.
- Müslümanların Hakları çerçevesinde; eğitim-öğretim ve Din işlerinin finansmanı için yüzyıllardır hayırsever Müslümanlar tarafından oluşturulan ve amacı dışında kullanılmak üzere Devletin el koyduğu Müslüman Vakıflarla ilgili uygulamaya son verilmelidir. Bu sivil kuruluşlar amaçlarını gerçekleştirebilmek için gerçek sahiplerine teslim edilmelidir. Hükümeti ve meclisi bu konuya duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
Kaynak: Cihan