Uzmanlar sosyal medyada çocuk mahremiyetine dikkat çekti
Günümüzde mahremiyetin sosyal hayatla birlikte dijital mecralarda da önemsenmesi gerektiğini ifade eden Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban ve Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, sosyal medyada çocuk mahremiyetine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Sosyal medyanın aktif bir şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte, bu mecralarda çocukların görsellerinin bulunduğu içeriklerin paylaşılması çocukların mahremiyeti açısından büyük tehlike oluşturuyor.
Uzmanlar, "Çocuklarla mahremiyet nasıl konuşulur? Dijital mahremiyet nasıl sağlanır? Dijital ortamlarda ve sosyal mecralarda çocukları bekleyen tehlikeler nelerdir?" sorularına cevap verdi.
Sosyal hayatta geçerli olan ahlak ve mahremiyet olgusunun dijital ve sosyal medyada da geçerli olması gerektiğini vurgulayan Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban ve Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Çocukların ilk eğitim aldıkları nokta anne ve babalarıdır"
Korkut Daban
"Kullanmış olduğunuz teknoloji, alet, edevat sizin değerlerinizle ilintili değildir." diyen Davranış Bilimleri Uzmanı Korkut Daban, "Bizim burada yapmamız gereken nedir? Anne babalara düşen görev nedir? Vücudun mahrem noktalarını anlatırken kardeşlerimize mahremiyet hususu üzerinden gidiyoruz. Çocukların ilk eğitim aldıkları nokta anne ve babalarıdır. Mahremiyet noktasında anne-babadan alacakları direktif de eğitim onların ilerleyen zamanda nasıl davranmaları gerektiğini ve kendilerini nasıl olmaları gerektiği konusunda bir rehber olacaktır." şeklinde konuştu.
"Manevi yaşamı hedef olarak gösteriyorlar"
Dijital platformların manevi hayatı tehdit ettiğini belirten Daban, "Zaten öncelikleri şu: Manevi yaşamı hedef olarak gösteriyorlar. Manevi yaşamın hedef olarak gösterildiği yerde ne kadın ne erkek ne çocuk ne de başka bireyin özel hayatı kalmıyor. Burada mahrem hayata tehdit oluşuyorsa öncelikli olarak bizim yapmamız gerekir. Tıpkı geçmişte olduğu gibi çocuklarımıza birlikte film, program izlerken, mutlak suretle orada bir yanlış sahne, sakıncalı, sapkın bir durum varsa bir kere o kanal izlenmemelidir. Mutlaka bir filtre olmalı. Filtrenin yanında da mutlaka izlerken çocuklarımızın izlemiş olduğu filmler, çizgi filmler, oyunlar ve buna benzer aktif uygulamaları kontrol etmemiz gerekiyor. Özellikle annelere burada büyük bir iş düşüyor. Annelerin çocuklara mahrem hayatla ilgili ciddi uyarılarda bulunması gerekiyor." diye belirtti.
"Çocuklarımız hassas noktamızdır"
Sapkın grupların, bunları normalleştirmek için platformlara taşıdıklarına şahit olduklarını belirten Daban, "Bu noktada bizim üzerimize düşen, bu sapkın zihniyetlere karşı çocuklarımızı ve ailemizi korumaktır. Bir film sahnesini izlerken çok sıradanmış gibi gösterilmeye çalışılan olaylar var. Bırakın çocukları yetişkinler için de tehdittir. Ancak, burada çocuklarımız bizim için hassas noktamızdır. Çocuklar kırılgan yapıları itibariyle mahremiyet kavramının, bilincinin sahibi değilse farkında olmadan istismar edilebiliyor. Bu istismarın önüne geçmenin öncelikli yolu, anne ve babanın çocukla doğrudan iletişim kurmasıdır. Özellikle annenin çocukla tıpkı bir öğretmen gibi ilgilenmesidir. Biyolojik gelişimi ile ilgili, geleceğe dair içerisinde bulunduğu yaş itibariyle temas edilmemesi gereken noktalar, bedenindeki bölgeleri ona anlatmalı, aktarmalıdır. Bunun normal bir şey olmadığını aynı şekilde suç teşkil ettiğini, hiç tanımadığı platformlara girmemeleri yani içerik hakkında bilgi sahibi değilse kesinlikle girmemesi gerektiğini, fotoğraf kareleri aracılığıyla da anlatabiliriz. Sapkın grupların ve sapkın uygulamaların bir takım ritüelleri var. O ritüellere dair fotoğrafları dahi göstermemiz çocukların uzak durmasına katkı sağlayacaktır." şeklinde konuştu.
Daban, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle dijital ortamlarda kendilerini sakınmaları gerektiğini ve artık bu tür davranışların normal olmadığı tekrar tekrar anlatmamız gerekiyor. Bu konuda gerçekten anne babalara ve özellikle aile içerisinde, anneye ciddi bir görev düşüyor. Bu anlamda annelerimizin mutlaka gerekli inisiyatifi alacağına inanıyorum."
Mahremiyet konusunun çocuklara kazandırılması gereken önemli bir husus olduğunu kaydeden ve Eğitimci Yazar Adnan Kalkan ise, çocuklarda mahremiyet eğitiminin okuldan önce evde anne baba tarafından verilmesi gerektiğini belirtti.
"Sosyal medyada da bunu geçerli kılmamız gerekiyor"
Adnan Kalkan
Kalkan, "Sosyal hayattaki mahremiyetin aynısının sosyal medyada da geçerli olduğunu çocuklarımıza anlatmamız gerekiyor. Sosyal hayatta nasıl ki insanların müstehcen haline bakmanın caiz, uygun, doğru olmadığı anlayışımız varsa, çocuklarımıza aynı şekilde sosyal medyada da aynı sınırların geçerli olduğunu anlatmamız lazım. Sosyal hayatta insanlar nasıl birbirinin özel, mahrem bölgelerine nasıl dokunmaması gerekiyorsa, bu anlayış bizde nasıl etkili ise aynı şekilde sosyal medyada da bunu geçerli kılmamız gerekiyor." diye konuştu.
"Sosyal hayatın sahibi nasıl Allah ise sosyal medyanın da sahibi Allah'tır"
Allah inancının hayatın tüm alanlarında ölçü alınması gerektiğini ifade eden Kalkan, şunları kaydetti:
"Sosyal hayatın sahibi nasıl Allah ise sosyal medyanın da sahibi Allah'tır. Bu anlamda gerek anne-baba gerekse de eğitimciler çocuklara mahremiyet eğitimini sağlam bir şekilde vermesi gerekiyor ki hem kendi vücutlarına ben kendi mahremiyetlerine sahip çıkmaları, paylaşmamaları gerekiyor. Nasıl ki sosyal hayatta birinin kendisine bakmasına müsaade etmiyorsa, bunun bir psikolojik bir cinsel şiddet olarak nasıl algılıyorsa aynı şekilde sosyal medyada da bir paylaşım söz konusu olduğun da aynı şekilde bir mahremiyet ile anlamlandırması ve farkındalığını oluşturması gerekiyor." (İLKHA)