• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Kimliğinin Adamı Olmak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Okul mevsimi, her öğrenci için değişim mevsimidir. Zamanımız, mekânımız, uğraşlarımız okul mevsimiyle birlikte değişir.
Okulla birlikte öğrenci için yeni bir mekân, yeni bir program, yeni bilgiler başlar. Hayatta değişkenlik kaçınılmazdır; olduğu yerde kalmak Allah’ın yasalarına aykırıdır. Dün bir çocuktuk, bugün bir genciz; bugün Müslüman bir öğrenciyiz; yarın Müslüman bir bilgin, Müslüman bir doktor, Müslüman bir mühendis, Müslüman bir tarihçi, Müslüman bir dil bilgini, Müslüman bir toplum bilimci, Müslüman bir astronot olacağız.

Bu liste, değişen ve değişmeyenleri de gözler önüne seriyor.

İnsan için sınırsız değişkenlik, insan için sonuna kadar değişme ihtimali, belirsizliktir. Müslüman olmak kendini belirsizliğe teslim etmemektir. İslam bellidir, küfür belirsizdir; belirsizlik içinde olan küfür içindedir. Küfrün sınırları yoktur.

Müslüman bir genç, hangi mekâna geçerse geçsin, onun için değişmeyen bir mekân vardır. O mekân ne şark ne garptır. Ka’bedir, kıbledir; Müslüman’ın kıblesi belirlenmiştir, değişmez. Müslüman için bütün mekanlarda o mekân/kıble vardır.
Müslüman bir genç, hangi zamana geçerse geçsin, onun beş vakte bölünmüş bir zamanı vardır.

Bu mekân ve zaman, müslüman gence, müslüman öğrenciye hayatının ana çerçevesini verir; ondan ötesi bu çerçeve içine oturur.

Müslüman gencin zamanı belirsiz değil, kıblesi belirsiz değil. O, zamanı ve mekânı Kur’an’ın rehberliğinde, Resulullah’ın örnekliğinde kullanır. Bunlar, onun şahitleridir; sabiti olmayanın imanı yoktur. Müslüman genç, kimliğinin adamıdır.
İslam kimliği, portatif değildir; ihtiyaca göre takılıp sökülen; mekan, zaman, meslek icabı bir yere bırakılıp sonradan yeniden cebe konan birşey değildir.

Müslüman her nereye giderse o kimlikle gider, o kimlikle bilinir. Kimliğini evde bırakıp okula giden, uzaktaki bir üniversiteye doğru yola çıkan bir Müslüman genç… Böyle bir müslüman gençten söz edilebilir mi? Hayali bile ağır ve tiksindirici. Evde Müslüman ama yolda, okulda, yaban yerde gavur, fasık… Sabah kalkışında müslüman ama saat sekiz buçuktan sonra gayrimüslim… Sonra yine müslüman, sonra yine gayrimüslim… Böylesi, Allah’ın rahmet ve bereketine değil ancak gazabına konu olur. Allah’ın gazabına konu olanın kazancı ne işe yarar? Onların hâli, zehirli bir otla şişip (semiz görünüp) sonra onunla zehirlenip ölen, kokuşan bir leşe dönüşen hayvanın hâli gibidir.

Müslümanın bir programı vardır. Bütün programlar, o programa göre şekil alır. Müslümanın mihenk taşı İslam’dır; müslüman, karşılaştığı her şeyin değerini o taşa vurarak anlar. Mihenk taşını evde bırakan sarraf, dışarıda parasını ancak sahte altına harcar, sahte altınla eve döner.

Bilgi nankördür, unutulur gider. Basiret, ancak bilginin şuura dönüşmesiyle elde edilir ve mü’min basireti, sadece kendi önünü değil, başkalarınn önünü de aydınlatır. Müslüman genç, bu basiretle etrafını aydınlatan bir ışık demetidir, gittiği yerde görünür, gittiği yeri aydınlatır. Işığını evde bırakıp bu karanlık dünyada yolculuğa çıkanların vay hâline!

Eskiden annelerin dilinde güzel bir söz vardı: “Memleketi için hayırlı adam olmak”… Müslüman gencin ümmet için olduğu gibi memleketi içinde bir hayali, bir ideali vardır. İslam’la şekillenen bir hayal, İslam’la şekillenen bir ideal… Ne mutlu o hayal ve ideali gerçekleştirmek için çalışanlara! Allah (cc) yardımcınız olsun!
 
Abdulkadir Turan / Rehberlik / Doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir