İmranın Ailesi
Bu ne bitmez zifiri karanlık dolu bir gece Üzerimize serpilen ölü toprağı silkelemenin vakti gelmedi mi Yoksa geçici bir hayatı ebedi hayata kurban mı ediyoruz.
“Allah (c.c) Ademi,Nuhu,İbrahim ailesini ve İmran ailesini seçerek alemlere üstün kıldı”(Ali İmran 33)
Bugün ALLAH(c.c) katında ismi zikredilen 4 kadından biri olan hz. Meryem`i anlamaya çalışacağız inşallah.
Düşünün Kur`anı kerimin 3. Büyük süresine bir ailenin ismi verilmiştir.Kendilerini Allah`ü tealanın yoluna adanmış bir aile…İmran ailesi, belkide gıpta ile bakılacak , okunacak bir aile İmran ailesi…
Allah`ü tealaya adanmışlığın gerçek samimiyetini bulacağımız bir aile İmran ailesi…
Rabbine kullukta sınırları aşmış , adayacak bir şeyler arayan Hanna`nın infak edeceği birşeyi olmayanların umudu, örneği ve realitesidir Hanna…
Hanna o pak ve asil kadın, teslimiyetiyle mukaddes lafızda hayat hikayesiyle örnek gösterilen mübarek kadın…
“Hani İmranın karısı ‘Rabbim ,karnımdaki çocuğu ,her türlü endişeden arınmış olarak sırf sana adadım, O`nu benden kabul buyur. Hiç kuşkusuz sen işiten ve bilensin`dedi.”(Ali İmran suresi 35)
Buraya dikkat edelim , adayacak hiç birşeyi olmayan mü`mine Hanna karnındaki çocuğu infak etmek istiyor…
Belki bizler bazen bir tabak yemeği bile fazla bulurken infak etmeye, Hanna teslimiyetin zirvesinde ciğerparesini daha doğmamış çocuğunu infak etmek için Allah`u tealaya yakarıyor…
Selam olsun kadınların efendisi Hanna`ya…
Selam olsun fedakar ve cefakar anne Hanna`ya…
Selam olsun kutlu davanın kutlu kadını Hanna`ya…
Selam olsun yolunun takipçileri günümüz Hanna`larına…
Selam olsun sabrın tomağı olmuş bacılardan , babasını, kimisi kardeşini, kimisi eşini ,kimisi evladını ,kimisi de gençliğini ömrünü adayan mübarek Hanna`lara…
Evet Müslümanlar, Hanna karnındaki çocuğu doğurduğunda şaşırmış ve hayal kırıklığına uğramıştı.Çünkü doğan bir kız çocuğuydu…Oysa Hanna bir erkek çocuk bekliyordu ve Rabbine “Rabbim , doğurduğum kız çocuğudur, oysa erkek kız gibi değildir. O`na Meryem adını taktım. O`nu ve soyunu lanetlenmiş şeytandan senin himayene havale ederim. Bunun üzerine Rabbi onu güzelce kabul etti. Onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi , bakımıyla Zekeriyya`yı görevlendirdi. Zekeriyya ne zaman o mabede girse çocuğun yanında yiyecek bulur ve “Ey Meryem bu sana nereden geldi, diye sorardı. Meryem`de :ALLAH tarafından geldi ,hiç kuşkusuz Allah dilediğine hesapsız rızık verir “ derdi. (Ali İmran suresi 36-37)
O zamanlar mabedlere sadece erkek çocuk adanabiliyordu. Adanan çocuklar havralara hizmet ediyor, kendilerini ibadete ve Allah`a veriyorlardı.
Hanna üzgün bir şekilde ya Rab kız çocuk doğdu. Kız çocuk erkek gibi değildir, diye hayal kırıklığını dile getiriyor. Evet doğrudur kız çocuğu erkek gibi değildir. Çünkü bir kadının yaptığını bin erkek yapamaz. Hanna Meryem doğurdu…Zekeriyya Peygamberin bekçiliğinde büyüyecek bir Meryem …ve Allahü tealanın izniyle Ruhullah olacak Hz.İsa`yı doğuracak olan Meryem…
Kullukta adı rahmetle anılan bir Hanna`dan , Meryem`e ve kutlu peygamber Hz. İsa`ya…
Allah`ın rahmeti ve selamı üzerlerine olsun… Şirk deryasında yüzen ehli kitabı ,Allah`ın birliğine yoluna ve davasına davet etmeye çalışan Hz. İsa ve o`na inanan bir avuç havarisi…
Elhamdülillah amenerrasulüde hiç bir peygamberi ayırt etmeksizin iman ettiğimize Rabbimiz şahittir inşallah…
Çocuklarımızın isimlerini Adem, İdris, Salih , İbrahim, Davud, Harun ,Süleyman , Zekeriyya , Meryem ve İsa …ayırd etmeksizin iman ettik şahid ol ya Rab…
Bugün ehli kitab olanlardan birinin çocuğunun ismini Muhammed koyduğuna şahid olan var mı …Yok yok onlar Allah`ın dinlerini kendi istek ve arzuları doğrultusunda değiştiren zavallı müşriklerdir. Müslümanlarıda değiştirmek için yalancı dost kılığına bürünürler. Allah`ü teala Ali İmran suresi 28. Ayette “Mü`minler ,mü`minleri bırakarak kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa artık Allah ile arasında hiçbir ilişki kalmaz.”diye buyurmaktadır. Peygamber efendimiz (s.a.s)” kim bir kavme benzemeye çalışırsa oda onlardandır “diye bizleri uyarıyor. Allah muhafaza kafirlerin hal hareketlerine özenirsek onlardan olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış oluruz.
Bizleri onlardan ayıran özelliklerden birtaneside ;biz peygamberlerin doğumlarını salavat ,tesbih ve ibadetlerle geçirirken onlarda, her türlü ahlaksızlıkla içki ve binbir pislikle kutlamaktadırlar.
Allah(c.c) bizleri şeytan ve şeytanın avanesinden korusun muhafaza etsin inşallah.
Kafirlerle sarmaş dolaş olan birtakım fasıklarda bu günü tv ekranlarında çeşit çeşit safsatalarla ahlaksızlıkları meşru göstermekle uykumuzu daha da derinleştirme peşindeler. Yılbaşı demek geçmiş bir senenin muhasebesini yapmak demek…
Allah rızasını kazanma adına kaç adım attığımızın muhasebesi demek…
Kaç insana faydalı oldum demek…
Kaç kişiye Kur`anı Kerim öğrettim demek…
Kaç kez fakir ve muhtaçlara evimi açtım, soframı paylaştım demek…
Kaç tane kitap okudum, kaç tane salavat getirdim , kaç tane nafile ibadetle meşgul oldum…Kaç kişinin hidayetine vesile oldum demenin hesabını yapmak gerekmez miydi.
Günümüz İmranları, Zekeriyyaları, Meryemleri ve İsaları neredesiniz…İslam düşmanlarının tuzakları sizleri nerelere götürmüş farkında mısınız…Karnınızdaki çocuğu adamak bir yana çocuğunuzun plastik oyuncak bir bebeğini en son ne zaman bir yetime gönderdiniz…Gaflet uykusundan uyanma vakti gelmedi mi.
Bu ne bitmez zifiri karanlık dolu bir gece…
Üzerimize serpilen ölü toprağı silkelemenin vakti gelmedi mi…
Yoksa geçici bir hayatı ebedi hayata kurban mı ediyoruz.
Hayır hayır vallahi Rıdvan biatindeki gibi ve akabe biatlerindeki gibi ellerimiz o nurdan ellerin üstünde …Ahdimizi yeniliyoruz…Savrulun ey İslam düşmanları gökteki yıldızlar kadar parlak bir nesil geliyor…
Nadasa bırakılan toprakları deşen bir nesil geliyor…Küfrün oyunlarını altüst eden Hannalar, Meryemler ve Zeynepler geliyor…
Çorak topraklarda laleler ,sümbüller yetiştiren Mus`ablar Aliler ve Hüseyinler geliyor…
Şengül Keleş / İstanbul - Yaş: 25