• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Dinç: Kapitalist sistem zengin fakir arası uçurumun boyutlarını daha da büyütmektedir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Adana İl Başkanlığı tarafından, Merkez İlçe Yüreğir 4'üncü Olağan Kongresi, Yüreğir Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dinç, ekonomide yaşanan sıkıntılara ve yaşanan adaletsizliğe, sosyal hayat içerisinde gençliğin yaşadığı buhrana, eğitim ve aile kurumu üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekti.

Konuşmasına dün vefat eden HÜDA PAR Karaman İl Başkanı Halis Özelçi’ye Allah’tan rahmet, yakınlarına ve dava arkadaşlarına sabırlar dileyerek başlayan Dinç, Yüreğir İlçe Kongresi'nin memleket için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

14 Mayıs genel seçimlerinden sonra HÜDA PAR'ın ciddi bir ivme kazandığını ve büyük bir umut olarak görüldüğünü söyleyen Dinç, HÜDA PAR’ın parlayan yıldızından rahatsız olan kimi kirli odaklar tarafından seçim sürecinde iftira, yalan ve karalamalarla partilerinin hedef gösterildiğini kaydetti.

"HÜDA PAR’ın ilgi odağı olması kirli odakları kahretti"

Dinç, "Bu hedef göstermeler neticesinde sözlü saldırıların yanı sıra fiili saldırılara da maruz kaldık. Tüm bu saldırılar ile HÜDA PAR’ın güneşini söndürmeyi amaçlayanlar büyük bir hezimet yaşadılar ama elhamdülillah partimizin yıldızı her geçen gün daha da parladı, halkımızın ilgisi ve teveccühü gün be gün ziyadeleşti. HÜDA PAR’ın ilgi odağı olması kirli odakları kahretti. Özellikle partimiz HÜDA PAR hedef gösterildi. Bunun sonucunda bundan bir buçuk ay önce Adana İl Başkanımıza ve İl Sekreterimize saldırı oldu. İl Başkanımız yaralandı ve Sacit kardeşimiz şahadet şerbetini içti. Bu vesileyle Şehit Sacit kardeşimizi tekrardan rahmetle anıyorum. Katillerine de diyoruz ki; 'Biz bu davayı Hazreti Adem’den, Nuh'tan, Musa’dan ve Hazreti Muhammed'den devraldık. Zulme karşı asla boyun eğmeyen heyhat minnezilleh diyen Hazreti Hüseyin'in (Radyallahu Anh) mektebinde yetiştik. Bu mektepte merhamet, adalet ve şecaat vardır. Bu mektebin talebeleri her gün artıyor. Binlerce Sacitler yetişiyor." diye konuştu.

"HÜDA PAR ilkeli duruşundan vazgeçmeyecek ve tüm insanlığın sesi olacaktır"

HÜDA PAR ve üyelerine yönelik iftara atanların ve sindirmeye çalışanların, "HÜDA PAR’ın kökünü kazıyacağız" dediklerini aktaran Dinç, "HÜDA PAR’ın kökü Mekke’dir, tevhid ehli olan herkestir. Dallarımız bugün Diyarbakır’da, İstanbul’da, Adana’da, Yüreğir'de, Avrupa'da, Amerika’da ve Çin'de de çiçek açacaktır inşallah. Ebu Lehebler, Ebu Cehiller de köklerimizle uğraştılar. Yasinler, Aytaçlar, Küçük Aliler ciğerlerimizden koptu. Ancak irademiz dipdiri, köklerimiz sapasağlamdır elhamdülillah. Bugün buradan bir kez daha diyoruz ki ne yaparsanız yapın; HÜDA PAR ilkeli duruşundan vazgeçmeyecektir ve yapılan saldırılara da asla boyun eğmeyecektir. Şehitlerimiz ve şahitlerimiz ile birlikte davamızı daha da geniş kitlelere ulaştıracağız inşallah." şeklinde konuştu.

"Siyasette usul, üslup ve ahlak olmalıdır"

Menfaat üzerine dönen siyasetin canavarlık olduğunu ve Yüreğir ilçesinin çözülmeyi bekleyen sorunlarının bulunduğunu ifade eden Dinç, "Bugün bu canavar maalesef, ailemizi yuttu, gençliğimizi yuttu, adaleti yuttu, liyakati yuttu ve bir bütün olarak memleketi yutmaktadır. Çıkar siyaseti ile memleketimizin yangın yerine çevrilmesine müsaade etmemeliyiz. HÜDA PAR olarak canavarca yapılan siyaseti reddediyoruz. Siyasette usul, üslup ve ahlak olmalıdır.  Bizim siyasetimiz, hizmetimiz ve ibadetlerimiz Alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Gözümüz ne ihalelerde, ne koltuklarda. Bunlara karşı gözümüz de gönlümüz de toktur elhamdülillah. Yüreğir'imizin sorunları vardır. Çarpık şehirleşme var, acil bir şekilde kentsel dönüşüm yapılmalı. Özellikle kentsel dönüşümün yapılmaması uyuşturuculara zemin hazırlıyor. Uyuşturucu meselesi memleketimizin kangrenleşmiş sorunu. Polisiye tedbirlerle, birkaç figüranla uğraşmak bu sorunu çözmez. Uyuşturucu baronlarıyla, dağıtıcılarla etkin mücadele edilmelidir." ifadelerini kullandı.

"Çiftçi hazine gibi korunmalıdır"

Açıklanan mısır taban fiyatlarına da değinen Dinç, "Toprak Mahsulleri Ofisi'nin mısır alım fiyatı çiftçiyi memnun etmemiştir. TMO, geçen sene mısır fiyatını ton başına 5 bin 700 TL iken bu yıl 6 bin lira veriliyor. Zam furyaları ortada iken mısıra verilen bu fiyat çiftçiyi ciddi manada mağdur ediyor. Akaryakıt fiyatı bir yıl içerisinde 19 TL’den 40 TL’ye çıktı. Gübre fiyatları iki katına çıktı. Çiftçi hazine gibi korunmalıdır. Çiftçiye ürünlerinin değerinde alım garantisi verilerek teşvik edilmelidir." dedi.

"Ailenin durumu vücutta beynin durumu gibidir"

Aile kurumunun büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirten Dinç, sözlerine şöyle devam etti:

"Boşanmalar her yıl artıyor, evlenme oranları azalıyor. Neslimiz tehdit altında. Toplumsal bir çöküş yaşıyoruz. Diziler aileyi hedef alıyor. Dizilerde aldatma, içki, kumar ve şiddet özendiriliyor. Ailenin durumu vücutta beynin durumu gibidir. Beyin çökerse her şey çöker. Ailenin hedef alınması mutluluğumuzun hedef alınmasıdır. Aileyi Koruma Kanunu ve Kadına Şiddetin Önlenmesi kılıfı altında aile yapımıza darbeler indirilmektedir. Kadını ve erkeği birbirine eş olarak değil, düşman olarak gören zihniyet aileye de topluma da fitne tohumları ekmektedir. Süresiz nafaka ve evden uzaklaştırma kararları ile yuvalar dağılmaktadır. Kadına şiddeti ve aileyi korumak istiyorsanız, adalet esas alınmalıdır. Zina ve nikahsız birliktelikler suç sayılmalıdır. Kadına şiddeti besleyen bütün kötülüklerin anası olan alkolle ve alkolizmle mücadele edilmelidir. Dizilerde aile yapımızı bozacak her türlü yayına yasak gelmelidir. Zina serbest, içki serbest, kumar serbest… Kadına şiddeti doğuracak her şey serbest iken… Ne aile korunur ne de kadına şiddet önlenir."

"Eğitim sistemimizde sorun var!"

Eğitim sisteminin kaliteli kişi ve nesil yetiştirmekten uzak olduğunu ve işsizler ordusu meydana getirdiğine vurgu yapan Dinç, "Çocuklarımızı 6 yaşında okula teslim ediyoruz. Sıfırı, tertemiz bir sayfa olarak veriyoruz. Üzerinden 12 yıl geçiyor. 12 yılda çocuklarımız; bir meslek öğreniyorlar mı? Ya da doğru dürüst bir yabancı dil öğreniyorlar mı? Adap ve edepli bir nesil yetişiyor mu? Bilim ve teknoloji olarak memleketi ileriye götürecek buluşları geliştiriyorlar mı? Kocaman hayır! Suç pırlanta gibi gençlerimizde değil, eğitim sistemimizde sorun vardır! Bu sistem gençlerimizi bunalıma sokmaktadır. Gençlerimiz uyuşturucu bataklığına batmaktadır. Sorumluluk almayan işsiz ordusu yetişmektedir. Bu sistem bilimsel olarak tartışılsın diyoruz, laiklik elden gidiyor, cumhuriyet gidiyor deniliyor. Bu sistem böyle bir zihniyette yetiştirmiş. Sorgulamayan ve bilimsel yönden değerlendirmeyen, muhakeme yeteneğini kullanmayan nesiller türemiş." ifadelerini kaydetti.

"Gençlere bilim, kültür, sanat ve fikirüretecek üretecek etkinlikler sunulmalıdır"

Yaşanan ekonomik buhrandan en çok etkilenen kesimler arasında gençlerin olduğuna dikkat çeken Dinç, şunları kaydetti:

"Üç işsizden biri diplomalı üniversite mezunu gençlerimiz var. Kamuya alımlarda ehliyet ve liyakat arka plana atılmamalıdır. Evlenmek isteyip de maddi imkânı elvermeyen gençlerimiz var. Bu sorunlardan dolayı kurtuluşu yurt dışında arayan gençlerimiz vardır. Uyuşturucu bataklığına batmış, köprü altlarında ayakları birbirine dolanan evlatlarımız vardır. Hayatları kararan, yaşamlarını yitiren gençlerimiz vardır. Burada sadece yitirilen gençlerimiz değil aynı zamanda geleceğimizdir. Bunca sorunlar varken, israf programları için harcamaların yapılması kabul edilemez. Birkaç saatlik eğlence programlarına aktarılan milyon dolar bütçelerle binlerce gence burs verilebilir, binlerce gence çeyiz yardımında bulunulabilir veya gençlerin istihdamı için adımlar atılabilir. Gençliğin ahlaki değerlerinin erozyona uğradığı ve kendi kültürümüzü, medeniyet değerlerimizi yansıtmayan ve milyon dolarlar harcanan bu israf programlarından vazgeçilmelidir. Gençliğe amaç, hedef ve gaye kazandıracak, kendi yaradılış gayesini hatırlatacak etkinlikler düzenlenmelidir. Bilim, kültür, sanat ve fikir üretecek etkinlikler gençlere sunulmalıdır.  Gençleri haz düşkünü bir profilde görmek, gençlere yapılabilecek en büyük hakarettir. Unutulmamalıdır ki Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi 'gençliği selamette olmayan bir toplumun geleceği karanlıktır.' Bizler HÜDA PAR olarak gençlere güveniyoruz ve gençlere siyasette nesne gözüyle değil, özne gözüyle bakıyoruz, onlara alan açıyoruz. Memleketin ve gençliğin sorunlarının çözümünde aktif rol alan, ahlaki değerleri özümsemiş ve maneviyatı güçlü bir genç nesil hedefliyoruz. Bu neslin ihya ve inşası için de gece gündüz çalışıyoruz. İnanıyoruz ki gençler kendilerini en çok HÜDA PAR ile mutlu ve huzurlu hissedeceklerdir."

Ekonomik krizlerden en çok halkın etkilendiğini ve adaletsiz bir paylaşım ekonomisi geliştiğini söyleyen Dinç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yaklaşık üç yıl önce 'Pandemi' denen süreçle başlayan ekonomik sıkıntılar, bugün itibariyle can yakıcı bir krize bürünmüştür. Enflasyondaki tırmanışın sürmesi, döviz kurlarında yaşanan artışlar, TL’nin maruz kaldığı aşırı değer kaybı, buna bağlı olarak hız kesmeyen zam furyası, toplumun büyük kesimini hayat pahalılığın altında ezilir hale getirmiştir. Dünyada ve Türkiye’de ekonomik krizler temelde kapitalizm sistemden kaynaklanıyor. Kapitalist sistem her defasında zengin fakir arası uçurumun boyutlarını daha da büyütmektedir. Krizlerin aşılması adına üretilen çözümler sermaye sahiplerini daha fazla güçlendirirken, krizin ağır faturası da toplumun geniş kesimlerine, dar gelirliler ve sabit ücretlilere kesilmektedir. Bugün konuştuğumuz hayat pahalılığı, ücretlerin erimesi, alım gücünün her geçen gün daha fazla düşmesi gibi hususlar işte bu çarpık ekonomik sistemin kriz çıktısı olarak önümüzde duruyor. Geniş halk tabakası 'Kemer sıkma' adı altında bir yönüyle açlıkla terbiye edilirken, yatırım yerine faize giden sermaye ise katlanarak kar rekorları kırıyor. Artan maliyetlerden kaynaklı büyük bir soruna dönüşen konut problemi, fahiş kira artışları, zam furyası, geçim sıkıntısı gibi sorunlar önümüzde durmaktadır. Yine büyük oranlarda artırılan ÖTV, KDV, BSMV ve harçlarla en zengin ile en fakir aynı vergiyi vermek zorunda bırakılıyor. Çoktan çok azdan az vergi uygulanmasına geçilmelidir. Krizlerin aşılmasında kaynakların; yatırım, üretim, ihracat ve istihdama yöneltilmesi gerekmektedir. Kriz ortamlarının vazgeçilmezi olan tasarruf tedbirleri gerektiği gibi uygulanmalı. Zorunlu haller dışında kamu harcamalarında gerekli kısıtlamalara gidilmeli. İsraf, lüks ve şatafattan vazgeçilmelidir. Emekliye seyyanen zam yapılmalıdır. En az 5 bin olacak şekilde olmalıdır."

Olağan kongre seçiminde mevcut İlçe Başkanı Murat Temur güven tazeledi. Seçim sonrası Temur, kongrede bir teşekkür konuşması yaptı. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir