• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Davranış Bilimleri Uzmanı Daban dijital platformların bilinçsiz kullanımının insanlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dijitalleşme, sosyal hayatın her alanı etkilemektedir. Dijitalleşmenin avantajları yanında dezavantajları da bulunmaktadır.

Dijitalleşme, dijital platformların bilinçsiz kullanımının sonuçları arasında güvenlik sorunları, bağımlılık, özel hayatın gizliliği, dijital uçurum, artan siber suçlar, çevrimiçi tehditler, veri ihlalleri gibi güvenlik sorunlarını da beraberinde getirmektedir.

Dijital teknolojilerin kullanımının bağımlılık yapabileceği ve özellikle çocuklar ve gençler için tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini söyleyen Davranış Bilimleri Uzmanı ve Eğitimci Korkut, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.

"Dijitalleşme insanın sosyal anlamda değişim geçirmesinin baş faktörlerinden birisidir"

Dijitalleşmenin süreç içerisinde çok ciddi bir dönüşüm geçirdiğini kaydeden Daban, 'Dijitalleşme insanın sosyal anlamda evrim geçirmesinin baş faktörlerinden birisidir' şeklinde görüş beyan edebiliriz. Neden? Çünkü özellikle yetişkin psikolojisinin son dönemlerde hızlı bir şekilde değiştiğini, dönüştüğünü görüyoruz. Geçmişte şifreli kanal dediğimiz yani kontrol altında tutula,  insanların kullanması noktasında daha sağlıklı hareket kabiliyeti sağlayan platformlar artık maalesef çok cüzi rakamlarla ki çünkü biliyorsunuz buradaki en önemli husus kullanımının yaygınlaştırılmasıdır." dedi.

"Ciddi bir kesim tarafından dijital platformlar kullanılmaktadır"

Dijital platformlara yönelik istatistik paylaşarak, bu platformların tercih edilmesine yönelimin arttığına dikkat çeken Daban, "Özellikle dizi film, film, olaylarının yaygın olarak kullanıldığı dijital platformların 2020'deki abone sayısı 3 milyon'u geçmiş. Bu ne demek? Toplumda çok ciddi bir kesim tarafından bu dijital platformlar kullanılmaktadır. Biz insanların dijital platformları kesinlikle kullanmaması taraftarı değiliz. Olumsuz tarafları toplumu tehdit etmektedir. Bugün dijital platformlarda başlangıçta dizi film furyasıyla başlayan bu uygulamalar, insanların mahrem yaşama dair düşüncelerini etkilemeyi sağladı. Bugün sizin normal şartlarda ailenizle, çocuklarınızla izlemeyeceğiniz filmleri artık insanlar çok sıradan bir şekilde izleyebiliyor ve bu izlediklerini özel hayatlarında paylaşabiliyorlar." diye konuştu.

"Son dönemde siber şiddet olayının çok fazla yaygınlaştığına tanık oluyoruz"

Dijital platform tehlikesine karşı çocuklar kadar yetişkinlere de dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Daban, "Hâlbuki şu an dijital platformları ağırlıklı olarak orta yaş ve üstünün de kullandığına tanık olabiliyoruz. Anne babaların tutum ve davranışları genç bireyler için örnek teşkil edebiliyor. Bu olumlu örneklerin sayısının artması demek, toplumun olumlu yönde etkilenmesi demektir. Ancak son dönemde siber şiddet olayının çok fazla yaygınlaştığına tanık oluyoruz. Bunun üzerindeki en önemli faktörlerden bir tanesi de dijital platformların üye kazanmak, abone sayısını arttırmak adına marjinal uygulamaları kendi bünyesinde kullandıklarına tanık oluyoruz." şeklinde konuştu.

"Marjinal uygulamaların mutlaka kısıtlı veya tamamen yasaklı olması gerekiyor"

Geçmişte spor müsabakalarını izlemek için abone olunan dijital platformların kişiye, aileye, sağlığa ve topluma zarar verecek içerikler oluşturmaya başladığını belirten Daban, "Geçmişte çok masum görünen spor müsabakalarını izlemek için yöneldiğimiz bu özel, dijital platformlar veya şifreli kanallar, artık çok affedersiniz ağırlıklı olarak müstehcen hatta müstehcen ötesi yayınları, programları ve talk şovları içerdiğini görüyoruz. Peki, bu durumda yapmamız gereken nedir? Geçmişte geleneksel olarak kullandığımız medya uygulamaları vardı; televizyon, radyo yazılı basın, görsel basın… Bununla ilgili yapılması gereken şu: 'Dijital platformları paket halinde satın almamak yani olduğu gibi satın almamak. Siz izlemek istediğiniz bir film bir dizi için dijital platforma üye oluyorsunuz, farkında olmadan o paketi de satın alıyorsunuz yani aslında gizli bir zorbalık söz konusudur. Çünkü siz masumane bir film bir dizi izlemek için o platforma üye olurken, onun yanında size hiç istemediğiniz içerikleri de vermiş bulunuyorlar. Siz bu içerikleri izlerken artık kontrolü kaybediyorsunuz. Neden? Herhangi bir şifre yok ortada. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) genel anlamda bu konularda inisiyatif alması gerekiyor. Bugün dünyanın birçok bölgesinin farklı mecralarında şuna tanık oluyoruz: 'Herkes kendi inancına göre bunu disipline edebiliyor. Bugün Avrupa'da bazı yayın organlarının hayata geçmesi için kiliseden onay alması gerekmektedir. Bizim ülkemizde çok tartışılmayan çok konuşulmayan konular fakat bu bir gerçek. Neden çünkü sizin aile yapınızın muhafaza edilmesi için yani ailenin sağlıklı bir şekilde yetişmesi sağlıklı nesillerin inşa edilebilmesi için, bu platformlarında kontrol altında tutulması gerekiyor. Özellikle marjinal uygulamaların mutlaka kısıtlı veya tamamen yasaklı olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Farkında olmadan o platforma daha da bağlanıyorsunuz"

"Dijital patronları izlerken aslında farkında olmadan iz bırakıyoruz" diyen Daban, sözlerine şöyle devam etti:

"Bırakmış olduğumuz izler, siber dünyada istendiği gibi kontrol altına alınabiliyor. Sizin masum bir şekilde yapmış olduğunuz abonelik, karşınıza çok ciddi tehditler olarak çıkılmasına sebep olabiliyor. Sizin hiç düşünmediğiniz yayınlar hiç aklımıza getirmediğiniz oyunlar hiç hayalini bile kurmadığınız programlar karşınıza ürün olarak çıkabiliyor ve o ürüne yönelmeniz için veya satın almanız için üzerinizde baskı oluşturulabiliyor. Tekrar tekrar bu reklamlarla bu tanıtımlarla karşılaşınca, farkında olmadan o platforma daha da bağlanıyorsunuz. Özellikle yetişkin bireyler üzerinde yapılan anket çalışmalarında, birçok akademik araştırmaya da konu olmuştur bireylerin dijital platformla ilginç bir şekilde duygusal bağ kurduğuna tanık oluyoruz. Bu akademik araştırmaları okuduğunuz zaman, gerçekten o dijital platformların faydasından çok maalesef toplumsal anlamda, bireye, aileye ve toplumun temelini adeta dinamit gibi yerleştiğini anlayabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu noktada hep genç kardeşlerimizi, ergenlerimizi ve çocuklarımız uyarıyoruz ya, ben bu noktada yetişkinlere hep şunu söylüyorum: 'Özellikle boş zamanlarınızı daha kaliteli geçirmek için ki bunu artık çok duymaya başladık, 'Hafta sonu şu dijital platformun karşısına geçeceğim, oturacağım, film izleyeceğim."

"Pimi çekilmiş bir el bombası gibi bireyin bünyesinde, bir yerlerde saklı duruyor"

Dijital bağımlılığın sağlık sorunlarına yol açtığını ve kişiyi şiddete meyilli bir ruh haline sürüklediğine vurgu yapan Daban, şunları kaydetti:

"Yakın tarihte yapılan bir akademik çalışmanın sonucunda, platformların tıpkı sigara kanser ilişkisinde olduğu gibi, birbiriyle böyle bir bağlantı kurduğuna tanık oluyoruz. Neden? Çünkü farkında bile olmadan sizin beslenmenize, dinlenmenize, spor yapmanıza, sağlıklı zaman geçirmenize engel oluşturuyor ve sinirsel… Çünkü farkında olmadan, sürekli o dijital platformdan aldığınız bilgileri zihnin gerisini aktarıyorsunuz. Bu bir süre sonra sizin şiddete meyilli olmanıza sebep oluyor. Çoğu insan şunu söylüyor: Biz onu izliyoruz ama etkilenmiyoruz. Hayır! Farkında bile değilsiniz, bilinçaltınız maalesef o şiddet olaylarından, o sapkın davranışlardan etkileniyor ve bunun nerede, ne zaman ortaya çıkacağını bilmiyorsunuz. Tıpkı pimi çekilmiş bir el bombası gibi bireyin bünyesinde bir yerlerde saklı duruyor."

"Kontrolsüz güç, güç değildir"

Kişilerin aileleri olduğunu unutmaması ve kullanılan içeriklere haiz olunması gerektiğini ifade eden Daban, sözlerini şöyle tamamladı:

"Son dönemlerde ülkemizde özgürlük adı altında, serbestlik adı altında veya istediğini izleyebilme istediğini dinleyebilme adı altında marjinal, absürt, batı dünyasının dahi şiddetle karşı çıkıp yasaklamış olduğu platformlarla biz doğrudan karşı karşıya kalabiliyor ve bu tür programlarla doğrudan yüz yüze gelebiliyoruz. Mutlaka bir filtre sisteminin oluşturulması, bu filtre sistemin üzerinde de mutlaka zaman ve süre kısıtlamasının olması gerekiyor. Yani 'kontrolsüz güç, güç değildir' sloganımız bu olmalı. Her ne kadar yetişkin dahi olsak, mutlaka bir bünyeye bir iradeye bir nefse sahibiz. Nefisle ilgili vereceğimiz mücadelenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu noktada tercihler, kullanım, kısıt noktasında içeriye haiz olmamız ve bunlara ciddi ciddi bir filtreden geçirip, öyle karşı karşıya kalmamız gerekiyor." (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir