Türkiye de ki bazı Müslüman kardeşlerimiz sorunlara dünyevi pencereden bakmaktalar. Uğradıkları haksızlıklara karşı tepkisizler, korkak bir yapıya bürünmüş ve savunmasız hissediyorlar. Dünyevi menfaatlerini kaybetme korkusundan Allah rızası için Allahın istediklerini konuşmaya bile korkuyorlar.
Günlük yaşantımızda etrafımıza baktığımız zaman aile yapısı bozulmuş, iletişim kopukluğu içinde, bulunduğu durumdan dolayı huzursuz, psikolojisi bozulmuş bir insan yığını görüyoruz.
Evet, insan yığını, Allah’a kul olmaktan çıkmış birer insan yığını!
Müslüman kardeşlerimiz ahiretle arasını açmış, dünyevileşmişlerdir.
Kimi kardeşimiz gelirini kaybetme korkusu için de rızkın Allah tarafından olduğunu unutmuş, Rabbinin Rahman sıfatından faydalanarak yaşamına, kendini ahiretten soyutlamış bir şekilde devam etmektedir. Kimi kardeşlerimize baktığımız zaman ise anneler tesettürlü Allahın emirlerinden haberdar ama dünyevi korkulardan dolayı kızlarını Allahın emirlerinin dışında tutmuşlardır. Sistemi kabullenmiş bir şekilde hayatlarına devam etmekteler.
Evet, bu pencereden bakıldığın da haksız sayılmazlar. Ne de olsa yönetim güçlü her şey sistemden yana. Ve biz ise sistem karşısında zayıf görünüyoruz. Sesimizi çıkarsak sonuçlarına katlanmak zorundayız. Ama gevşemeyin Allah bizimle beraberdir.
Ve unutmayın “Allah’ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 249)
Yine unutmayalım ki ömür tükenir. Ölüm geldiği zaman her nefis kendi ameli kadarını tadacaktır. O gün kimseye zülüm edilmeyecek, kim ne yapmışsa onun karşılığını alacaktır
“Allah`a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hak ettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının.” (Bakara 281)
Müslüman kardeşlerimiz imtihan için gönderildiğini unuttuğu için yaşadığı dünyevi sorunlar karşısında, Amenna hayır da şerde Allah’tandır! diyemiyor.
Türkiye cumhuriyeti kurulduğundan bu yana sistematik bir şekilde Müslüman olan halk ile İslamiyet’in arasını açmaya çalışmıştır. Maalesef bu konuda da azımsanamayacak başarıları olmuştur. Bunun neticesin de yukarıda saydığımız ve daha sayamadığımız sorunlarla karşı karşıya bırakılmışlardır.
Eğer ki biz doğru pencereden bakabilirsek, var olma sebebimizin bilincinde olursak onların çok zayıf, Müslüman halkın ise ne kadar güçlü olduğunu görebiliriz. Biz zayıf görünüyoruz. Çünkü sessiz kalıyor ve bir araya gelemiyoruz. Çünkü Allahın değil sistemin emirlerini uyguluyoruz.
Çözüm, Kuranın ışığında sünnetin penceresinden olaya bakmaktır. Güçlü bir iman ile imtihanının bilincinde aydın insanlar olmalı, sisteme değil Allaha kul olmalıyız. Eğer bunu başarırsak onların bütün silahları karşısın da bir örümcek ağının bile Allahın yardımıyla daha güçlü olduğunu göreceğiz.
Üzülme gevşeme Allah bizimle!
Allaha emanet.

Meryem Çiftkardeş / Şanlıurfa - Yaş: 30