Psikolojik Danışman Avcu: "Çocuğun heyecan ve kaygı yaşaması çok normal bir durumdur"
İlkokul 1'inci sınıf öğrencilerinin, 4 Eylül'de başlayacağı duyurulan uyum programına uyum sağlamada güçlük yaşayabileceğini söyleyen Psikolojik Danışman Ezgi Avcu, çocuğun heyecan ve kaygı yaşamasının çok normal bir durum olduğunu belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okul öncesi, ilkokul 1'inci ve lise 9'uncu sınıf öğrencilerinin 4 Eylül'de uyum programına başlayacağını bildirdi.
Okula başlamak çocuk için güzel olduğu kadar alışılması gereken farklı bir süreçtir. Bu süreçte çocuklar uyum sağlamada güçlük yaşayabiliyorlar.
Okula uyumda güçlük yaşayan çocuklarda; okula gitmekte isteksizlik, ağlama krizleri, yakınma gibi davranışlar gözlemlenebileceğini söyleyen Psikolojik Danışman Ezgi Avcu, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Heyecan yaşaması çok normal bir durumdur"
Psikolojik Danışman Ezgi Avcu
Çocuğun güvenli bir alandan, anne babasından ayrıldığını söyleyen Avcu, "Dolayısıyla çocuk kaygı yaşıyor. Bu da çok doğal çünkü biz bile yeni bir yere yeni bir ortama girdiğimizde kendimizi yalnız hissedebiliyoruz. Çocuk hiç tanımadığı bir yere anne babasından, güvenli bir alandan ayrılarak geliyor. Dolayısıyla burada heyecan yaşaması çok normal bir durumdur." dedi.
"O duyguyla nasıl baş edebilir, bunu öğretmemiz lazım"
Uyum sürecinde çocukların kaygı ile baş edebilmesinde ebeveynlerin aldığı kararlarda net olması gerektiğini vurgulayan Avcu, "Bizim amacımız çocuktaki o kaygıyı gidermek değil de, o duyguyu nasıl yönetebilir, o duyguyla nasıl baş edebilir, bunu öğretmemiz lazım. Aileler burada biraz endişelenebiliyor, ikilemde kalabiliyorlar çocuğun ısrarı üzerine. Çocuk ağlıyor, annesini yakasından tutuyor, 'Gitme ne olur kal, kalmak istemiyorum, eve gitmek istiyorum' diyebiliyor. Dolayısıyla aile ikilemde kaldığında çocuk onu görüyor, çocuk çok zeki bunun farkında ve daha fazla dozunu yükseltiyor. Bu sefer yerlere yatıyor ve süreç daha da zorlaşıyor. Çocuğumuz bu duyguyla başa çıkabilir. Dolayısıyla kısa ve net bir açıklamayla diyeceğiz ki: 'Ben şimdi seni burada bırakıyorum, ben de işe gidiyorum. Geri dönüp seni alacağım.' Orada kısa bir ayrılış gerçekleştireceğiz ve bu çok net bir ayrılış olması lazım. Anne babanın ikilemde kalmaması ve kendi duygusunu yönetmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Çocukların ilk günü geçirdikten sonra, 'karnım ağrıyor, gitmek istemiyorum, bugün hastayım, evde kalsam olmaz mı' gibi bahaneler sunabileceğine dikkat çeken Avcu, sözlerine şöyle devam etti: "Ailenin burada çok daha kararlı olması gerekiyor. Yani 'bugün hastasın, tamam gitme' değil de, 'evet görüyorum, endişelisin, okula gitmek seni korkutuyor, okulda yalnız kalıyorsun' diyebiliriz. Çocuğun yanında olduğumuzu, onun duygularını anladığımızı ona hissettirmemiz gerekmektedir."
"Çocuk ağlayacak çocuk gitmek istemeyecek"
'Hepimiz anlaşılmayı isteriz' diyen Avcu, "Bir an önce bu kaygısı geçsin bir an önce başlasın ama biz duyguyu yok saydığımız da,'korkmuyorsun, sen kocaman adam oldun artık okula gidebilirsin, sen büyüdün, abi oldun' dediğimizde, aslında ona bir yandan da anlaşılmadığını hissettirmiş oluruz. Çocuk ağlayacak gitmek istemeyecek, yakanıza yapışacak ama oradaki net ve kararlı duruş, sizin bir hafta sonrasında daha iyi bir sonuç almanıza neden olacaktır." ifadelerini kullandı.
Ortak hayat hikâyesi anlatılarak çocuklarda kaygı azaltma yoluna gidilmesi tavsiyesinde bulunan Avcu, şunları kaydetti:
"Velilerin kendi duygularını yönetmesi çok önemlidir"
'Ben de yaşadım, ben de yaşamıştım' sözü çocukta bir rahatlamaya yol açabilir. Ben de ilkokula başladığımda çok zorlanmıştım, çok yalnız kalmıştım, kendimi yalnız hissetmiştim, eve gitmek istemiştim ama sonrasında arkadaşlarımla tanışmanın güzel bir duygu olduğunun farkına vardım. Kriz anında değil ama çocukla muhabbet arasında bunu konuşmanın çok daha iyi olacağına katkısı olduğunu düşünüyorum. Çocuğun ağlaması, ısrar etmesi üzerine veliler endişelendikleri için, bu sefer çocuklar şunu düşünebiliyorlar: 'Eğer annem de endişeleniyorsa demek ki okul güvenilecek bir yer değil. Bu da süreci zorlaştırıyor. Aslında velilerin bu noktada kararlı ve net olması, kendi duygularını da yönetmesi çok önemlidir."
Ebeveynlerin çocuklara süreçle ilgili kitaplar okumasının olumlu etki edeceğini kaydeden Avcu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ebeveynlerin burada çocuklara okuyabileceği kitaplar etkili olur çünkü çocuklar kitaplarla özdeşleşiyorlar. Oradaki karakterin duygularını görüyor ve 'ben yalnız değilim, bunu yaşayan başka kişilerde var' duygusuna sahip oluyorlar. Okula uyum sürecinde kolaylaştırıcı ve güzel bir etki sağlıyor. Aynı zamanda ebeveynlerin de okuyabileceği kitaplar var. Bu kitapları okumaları onlar için faydalı olur diye düşünüyorum." (İLKHA)