Köylerdeki Kavgaların Temel Sebebi Tapu ve Silahlanma
Son zamanlarda ot ve arazi gibi basit sebeplerden meydan gelen ve katliam derecesine varan köy kavgalarını değerlendiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr Suat Parin, bu kavgaların en önemli sebebinin arsa sınırların net olarak belirlenmemesi ve köylerdeki silahlanma olduğunu söyledi.
VAN - Köylerdeki arazi ve ot kavgalarından çok sayıda katliamlara varan cinayetin işlendiğini ifade eden Yrd Doç. Dr. Suat Parin, son bir ay içerisinde yaklaşık 25-30 insanın ot ve arazi gibi basit sebeplerden öldürüldüğünü belirtti.
Bu kavgaların temel nedenlerine bakıldığında 4 başlık altında incelenebileceğini aktaran Sosyolog Suat Parin, bunları "Köylerdeki silahlanma, köylerdeki arsa tapularının net bir şekilde ayrılmaması, çözüm sürecinin getirdiği çatışmazlık ortamı ve aşiret büyüklerinin köylerden göç etmesine bağlı olarak köylülerin sorunlarını kendi aralarında çözmeye çalışması" olarak açıkladı.
"Köylerimizde son yıllarda ciddi bir silahlanma var"
Bölgemizdeki köylerde son yıllarda ciddi bir silahlanma olduğunun altını çizen Parin, "1980 öncesinde yine arazi kavgaları olurdu, ot kavgaları olurdu; fakat devreye sokulan şey silah değildi. Genelde kendini sopayla korur, fiziki kuvvetini kullanırdı. Fakat 80`lerle birlikte bireysel silahlanmanın getirdiği bir sonuç var. Bunun yanında insanları öfkesini nasıl kontrol edeceğine ilişkin bir pedagoji de olmadığı için en ufak bir öfkelenmede devreye giren ilk mekanizma silah oluyor" dedi.
Bu tür kavgaların önüne geçmek için neler yapılmalı?
Doğu ve Güneydoğu`nun köylerinde tapu ve kadastro işlemleri nadasa bırakıldığını söyleyen Suat Parin, arsa sınırların çok net olmadığını belirterek, "Daha çok tespitlere dayanan bir anlayış söz konusu. Fakat araziler değerlendikçe tapu ve kadastro girmeyen o arazilerde şiddet konuşmaya başlıyor. Sorunun en önemi kaynağı olarak tabi ki kırsala dönüş yapan insanların bu tür anlaşmazlıklarında başvuracakları merciler konusunda bilgilendirilmeleri gerekir. İnsanların artık tespitlerle değil, hukukun, tapu ve kadastronun belirlediği sınırlar ne ise o sınırlar üzerinde üretim faaliyetlerini sürdürmeleri gerekiyor.
Bu nedenle köy öğretmenleri, köy imamları, muhtarlar bu tür arazi anlaşmazlıklarında yönlendirebilecekleri ilk mercilerin hukuk kanalları olduğunu, buna çok yönelmiyorlarsa orada kurulacak bir akil adamlar komisyonu aracılığıyla cinayete ve şiddete varmadan bu sorunları çözülmesi gerekiyor" tavsiyesinde bulundu.
Bu kavgaların bir sebebinin de bu çözüm sürecinin oluşturduğu çatışmasızlık ortamı olduğunu vurgulayan Parin, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Köydeki arsaların değer kazanması. Arsalar değer kazanınca insanlar, ben daha fazla nasıl ürün elde edebilirim, ne kadar daha fazla ot biçebilirim` hesabının yapınca bu tür cinayetler, bu tür katliamlar kaçınılmaz hale geliyor. Yani köye dönüşün yarattığı bir değer söz konusu…"
Bu kavgalarda aşiret ağlarının etkisi nedir?
"Eskiden beğenelim veya beğenmeyelim; Doğu ve Güneydoğu`nun kırsalında aşiretle ve aşiret ağaları vardı" diyen Suat Parin, "Fakat kentlere göçle birlikte, özellikle 90`lı yıllar sonrasında bu aşiret ağaları şehirler göç etmek zorunda kaldılar. Bu anlamda köylünün sorunların çözüme kavuşturma bağlamında devreye giren ağa ve aşiret, tasfiye olunca köylüler de sorunlarını kendi içlerinde halletmeye çalıştılar. Ağalık sistemini ve aşiret sistemini olumlamak için söylemiyorum. Bunların bir işlevi vardı, köylülerin arasındaki sorunları çözüyordu" diye konuştu.
(Fırat Arslan-İLKHA)