Akşener, Ankara-İstanbul için kapıları kapatmadı!
Afyon Kocatepe’deki parti mitinginde konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, tüm partilere yerel seçimlere ayrı ayrı girme çağrısı yapmış, CHP lideri Kılıçdaroğlu'na ağır sözlerle yüklendi.
Parti teşkilatlarının katıldığı açık hava toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener ''yerel seçimlere tek başına girme kararınız İstanbul ve Ankara'yı da kapsıyor mu?'' sorusunu şöyle yanıtladı;
''(Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş) Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak... Onlara günü geldiğinde bakılır. Amma velakin çıkarıldığı takdirde de, bizim aday gösterdiğimiz kişi ne üzerinden konuşacak? Proje üzerinden konuşacak. Bunlar ocu, şucu, bucu demiyoruz, demeyeceğiz. Eğer ittifaklar üzerinden yerel seçime gidilirse görürsünüz ki aynı oculuk buculuk üzerinden birbirimizi yediğimiz, yerelde insanların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının konuşulmadığı bir seçim olur. Biz buna karşıyız.''
Akşener'e sorulan sorular ve yanıtları şöyle oldu?
Ümit Özdağ'la yapılan gizli protokolden haberdar mıydınız?
Hayır gerçekten haberim yoktu. Biz 17 Mayıs'ta altı lider bir araya geldik. Kemal Bey Sinan Bey, Ümit Bey gibi arkadaşlarla görüşmek istediğini söyledi. Görüşebilirsiniz dedik. Ben Sayın Muharrem İnce Beyefendiyle de görüşmesini istedim. Biz bu görüşmelere yetki verdik. Sonrasında Kemal Bey'in bilgi verdiği dönem oldu. O da meşhur yedi maddelik mutabakat metni. Ben ‘bizi ilgilendiren bir durum yok bunun içinde’ dedim. Ama İçişleri Bakanlığı mevzusundan vallahi bilgimiz yok. Hiç kimsenin bilgisi yok. Kendi bakanlık kontenjanı. Benim açımdan bir problem yok.
Kemal Bey’e sordunuz mu? Böyle bir gizli protokolü imzalanmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Hayır ben hiç kimseye hiçbir şey sormadım. Burada ilginç olan şu: Kemal Bey'le Ümit Bey bir protokol imzalıyor. Sonra bu ifşa oluyor. Bizim partimizde her şey şeffaftır. Bana özel söylendi diye konuşulan hiçbir konu doğru değildir. Ben ne biliyorsam herkes bilir. Böyle özel gizemli işler varmış gibi durum yok. Namus meselesine dönersek, bu iki erkeğin birbirine emanet ettiği bir durum. Benim bu işe karışmam, laf söylemem çok doğru değil.