• DOLAR 34.231
  • EURO 36.886
  • ALTIN 3013.913
  • ...
Direnişin sembolü: Esma BİLTACİ
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi,  Sisi cuntası tarafından 2013 yılında yapılan darbe ile yönetimden uzaklaştırılarak hapsedildi. Darbeye direnen yüz binlerce kişi Nahda ve Rabia meydanlarında protesto gösterileri düzenledi. 

Darbe karşıtlarını susturmak için silah kullanmaktan çekinmeyen Sisi’nin güvenlik güçleri, 14 Ağustos 2013 sabahı saat 06.30'da Rabia Meydanı'na dört koldan müdahaleye başladı. Akşama kadar devam eden baskında polis mavzerleri ve buldozerler kullanıldı. Ayrıca keskin nişancıların da işaretlenen bazı şahısları vurduğu gözlendi. O gün Esma göğsüne isabet eden kurşunla şehit düştü.

Esma Biltaci, 3 Ocak 1996 günü Mısır’ın Beheira vilayetinde doğdu. 4 çocuklu ailenin ilk ve tek kızıydı. Babası Müslüman Kardeşler Teşkilatı (ihvan) liderlerinden Muhammed el-Biltaci’ydi

Muhammed Biltaci’nin kızı Esma’nın şehadetinin ardından yazdığı veda mektubunu tekrardan hatırlayalım:

"Sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri reddederek hürriyete sınırsızca aşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi. 

Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim, mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi. Rabiatul Adeviyye'de son kez bir araya geldiğimizde, "Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın" diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, "Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil. Birbirimize doyalım diye Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti vermesini temenni ediyorum" demiştim. 

Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, "Bu gece senin düğün gecen mi" diye sordum. Sen de "Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak" demiştin. Çarşamba günü, öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah'tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmanımızın da batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi.

Son vedanda yanında olamamam, son bir kez seni görememem, alnına son bir öpücük konduramamam ve senin cenaze namazını kıldırma şerefine nail olamamam beni derinden üzdü. Beni bunları yapmaktan alıkoyan, ölümden veya karanlık hücrelerden korku değil, uğruna canını verdiğin davayı (devrimin hedeflerine ulaşması) sürdürebilmekti. 

Zalimlere karşı başın dik (göğsünü gere gere) direnirken gaddar kurşunlar  göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah'a verdiğin söze sadakat gösterdin, Allah da sana verdiği söze... Öyle ki, şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti.

Son olarak, sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere. Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser'de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah'a yakın, O'nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma..."

Kanlı darbenin 10. yılında da Mısır'da 2013 yılında başlayan süreç ilk günkü haliyle devam ediyor. Başta İhvan-ı Müslimin teşkilatının yöneticileri olmak üzere   binlerce kişi hapishanelerde tutuluyor, cunta yargısı  tarafından  adil yargılama olmaksızın verilen idam cezaları  infaz ediliyor ve silahlı mücadeleyi reddeden İhvan'ın hiçbir faaliyetine izin verilmeyerek oluşum ''terör örgütü'' olarak kabul ediliyor. 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir