Karaman: İslam Dünyası Olduğuna İnanmıyorum
İslam Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Karaman bugün bir İslam Dünyası olduğuna inanmadığını söylediği konuşmasında Hacca gitmeme tavrı ile ilgili yöneltilen soruya "Ben her oraya gittiğimde `Bu mukaddes emaneti bunların elinden al, ehline ver` diye dua ediyorum" cevabını verdi.
Anadolu Platformu`nun 8. Anadolu Buluşmaları kapsamında düzenlediği "Değişen Dünya ve İslam" sempozyumunda konuşan İslam Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Karaman`dan önemli açıklamalar geldi.
Sempozyumda "İslam Dünyasında problemler, çözüm teklifleri, çelişkiler ve uygun usul" konusu ele alındı. İbrahim Özmantar`ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda İslam Dünyası var mı? Ümmet nasıl oluşur? Müslümanların yaklaşımları nasıl olmalıdır? Uluslararası Toplum kim için var? gibi konular irdelendi. Oturuma konuşmacı olarak katılan İslam Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Karaman bu sene Hacca gitmeme tavrını nasıl bulursunuz? sorusuna çarpıcı bir yanıt verdi: "Bence bu sene değil birkaç sene gitmemek lazım. Ben her oraya gittiğimde ‘Bu mukaddes emaneti bunların elinden al, ehline ver!` diye dua ediyorum".
Karaman "Gençlerden çok şey öğreniyoruz. 40`lı yıllardan itibaren olup bitenleri gördüm, yaşadım. O günlerde 2013 tarihi gelecek Türkiye`de Anadolu Platformu diye bir oluşum olacak deseydik kimse inanmazdı. Bu kervan durmuyor, ileri doğru gidiyor. Darbeler yesek de, bir iki adımda sekteye uğrasak da ileriye doğru giden bir kervan bu" dedi.
"İslam dünyasının olduğuna inanmıyorum. Yok öyle bir dünya!"
Bugün yaşadığımız dünyada İslam Dünyasının var olduğuna inanmadığını kaydeden Prof. Dr. Hayrettin Karaman, İslam Dünyasının değil Müslümanların olduğunu söyledi. Hepsi bir Ümmeti teşkil eden, bir devleti olan Darül-İslam`dan söz eden Karaman, İslam Dünyasının o zaman şimdiki gibi bir pasaport, bir vize gerektirmediğini, sınırlarının açık olduğunu anımsattı. Hilafetin saltanata dönüşmesinin İslam Dünyası için bir kırılma noktası olduğunu belirten Prof. Dr. Hayrettin Karaman "Osmanlı hilafetine kadar bir İslam Dünyası vardı. Sultan Abdülhamit zamanında Açe diye bir memleket vardı. Hilafet merkezinden yardım gidiyordu. TV`de bugün izledim, içim acıdı. Suriye`de bir baba çocuğu ağır yaralanmış, çocuk ölmüş ellerinde. Nerde İslam Dünyası, nerde Arap dünyası? Orada bir akrabalık bağı var. Akrabalık bağına uygunluk İslam`a uygundur. Şimdi ben cevap veriyorum; Yok öyle bir dünya!"
"Ümmeti yeniden tesis etmemiz lazım"
Prof. Dr. Hayrettin Karaman sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim bir şekilde o Ümmeti yeniden tesis etmemiz lazım. Şimdi öyle bir organizasyon yapmalıyız ki; çağdaş olacak, uluslararası antropoloğu, sosyoloğu, psikoloğu, akademisyeni, doktoru vs. akıllı insanları bir araya getirip çağdaş Ümmeti nasıl oluşturacağız, nasıl ilerleyeceğiz? Ona bakmalıyız."
"Bizim yaramıza merhem olacak ‘Uluslararası Topluluk` yok"
İslam Dünyasının karşısında menfaate dayalı sistemi kaybetmek istemeyen ötekilerin olduğunu belirten Karaman, bu menfaat sisteminin ne Müslümanların, ne de insanlığın lehine olduğunu, Müslümanları perişan ettiğini söyledi. Karaman "Batı dünyasındaki bir çok yazar, bugünkü dünya düzeninin 50 yılının kaldığını, her geçen 10 yılın bir önceki 10 yıldan daha kötü olacağını söylüyor. Çünkü biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar. Aç köpek, fırın yıkar. O yanacakmış, yanmayacakmış demez ki, çünkü aç. Bugünkü dünya düzeni insanlığın büyük kısmının aleyhine olan bir düzendir, değişmelidir. İslam Dünyasının karşısında öteki tabirini kullandım. Bizim yaramıza merhem olacak ‘Uluslararası Topluluk` yok. Uluslararası Toplum, kendisi için toplumdur" dedi.
Bizim sorunumuz Ümmetsizlik!
Asıl sorunun Ümmetsizlik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hayrettin Karaman "Ben Filistin`de mülteci kampını da gezdim. Dayanılır gibi değil. Orada doğmuş, 30-40 yaşlarına gelmiş insanlar var. 1947`den beri İsrail`in Filistin`e neler yaptığını görüyorsunuz. Orantısız bir savaş var. Arkasına da bir ulusu, bir topluluğu, bir ABD`yi almış zulmediyor. Uluslararası Topluluk kim için var?" sorusunu sordu. Karaman çözüm için şu noktaya dikkat çekti: "Bizim sorunumuz Ümmetsizlik. Ümmeti yeniden tesis etmekten başka çare yok. Nerede olursa olsun, Müslümanların dayanışmasını sağlayacak, benim hakkımı hukukumu koruyacak denilen bir organizasyona ihtiyaç var!".
Farklı İslam anlayışları ve Ümmetin birliği
Farklı İslam anlayışları arasındaki problemlere değinen Prof. Dr. Hayrettin Karaman, İran Şii İslam anlayışını irdelediği konuşmasında bugünkü tabloda izlenen İran`ın Suriye politikasına da gönderme yaptı. Karaman "İran`da Şii İslam konulu bir konferans yaptık. Burada Sünniliği, tarih boyu gerginleşen ilişkileri ve sebeplerini anlattık. Müzakereler bitince bir sonuç bildirgesi yazdık. Bir dinin usulü, bir de mezhebin usulü var. Biz ‘usul meselesini usul olmaktan çıkaralım. Usul-ü dine geçelim. Allah, Peygamberler, Kitap ve tabi ki Melekler. Buna inanıyor musunuz` dedik? ‘Evet` dediler. ‘Biz de buna inanıyoruz. Usul-ü dinde kardeşiz` dedik ve altına imza attık. Memleketlerimizde Ümmetin birliğini anlatacağız. Burada ittifak ettik. Siyasi tarafına bakın şimdi; ‘Suriye meselesinde İran olarak Suriye`yi destekliyorsunuz. Sizin mezhebinizden değil ama taktik olarak destekliyorsunuz. Mezhebi bırakalım. Bunlar Baasçı. Siz İran İslam Devleti`siniz, bunlar maddeci. Burada İran İslam Devleti`ne uymayan bir yapı var. Dine göre zalim kim? Neye ihtiyacımız var?` dedik ve şu maddeleri sıraladık; 1) Ümmet İçtihat Şurası oluşturulması. Halka bu şuurun kazandırılması gerekiyor. 2) Görece iyinin korunması gerekiyor 3) Gruplar arası diyalog başlatalım ki dine dayalı çatışmalar olmasın. Asıl mesele imandır. Teker teker bu imanı yaymalıyız. O topluma ulaşmayı Allah hepinize nasip etsin".
Haber7