Müslümanlar Kur'an-ı Kerim'e karşı saldırıların arttığı Batı'ya tepkili
Danimarka ve İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yapılan saygısızlığa tepki gösteren Müslümanlar, bu saldırıların ifade özgürlüğü ile açıklanamayacağını ve İslam dünyasının yekvücut olması gerektiğini belirtiyor.
Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına karşı birçok ülkeden kınama açıklamaları gelirken Müslüman halklar da bu saygısızlığa tepki vermeye devam ediyor.
AA ekipleri, Batı ülkelerinde Kur'an'a yönelik artan saldırılar hakkında İran, Irak, Cezayir, Lübnan ve Filistin sokaklarında halka mikrofon uzattı.
"Dinimizin kitabına hakaret edenler yakalanmalı ve cezalandırılmalı"
İranlı Mehdiye Rahmani, bir Müslüman olarak her türlü saygısızlığı ve saldırıyı şiddetle kınadığını belirtti.
Avrupa ülkelerindeki Kur'an-ı Kerim'e karşı saldırıları anlamakta güçlük çektiğini söyleyen Rahmani, "Danimarka, İsveç ve başka yerde Kur'an'a saygısızlık yapılmasını ve yakılmasını kınıyorum. Ben bu tür şeylere karşıyım." dedi.
İran'da farklı din ve mezheplere mensup insanlarla birlikte yaşayıp aynı ülkeyi paylaştıklarını dile getiren Rahmani, "Danimarka ve İsveç hükümetlerinden isteğim dinimizin kitabına hakaret edenlerin yakalanması ve cezalandırılmasıdır." diye konuştu.
Restoran çalışanı İranlı Satin Zuhrevend de hiçbir Müslüman'ın bu saldırıları kabul edemeyeceğini söyledi.
Zuhrevend, bu tür hareketlerin amacının insanları ayrıştırmak olduğunu belirterek, "Bütün dünyada birbirimizin haklarına riayet etmemiz lazım. Müslüman olduğumuz için de birbirimizden haberdar olup birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Herkesin inancının kendisini bağladığını vurgulayan Zuhrevend, "Hristiyan veya Yahudi inancı hakkında bir görüş belirtmemize gerek yok. Onların inancı bizi ilgilendirmez, saygı göstermek lazım. Herkes kendi dinine saygısını göstermeli." diye konuştu.
Zuhrevend, İsveç ve Danimarka hükümetlerinden söz konusu saldırıların faillerini cezalandırmasını istedi.
"Irak hükümeti, kutsal kitabımıza saldıran kişiyi Irak'a iade ettirip yargılamalı"
Iraklı Ala Hudayır da Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının İslam dini ve kültürüne saldırı olduğunu vurguladı.
Hudayır, "Bu saldırıların hedefi İslam kültürü ve mezheplerini yok etmek. Irak hükümeti İsveç ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri kesmeli. Hükümet ayrıca kutsal kitabımıza saldıran kişiyi Irak'a iade ettirip yargılamalıdır." ifadelerini kullandı.
Rahil Halaf da Kur'an-ı Kerim'e yönelik artan saldırılara karşı İslam halklarının yekvücut olması gerektiğini ifade etti.
Camilerde Müslüman topluluklara yönelik birlik ve beraberlik çağrıları yapılmasının önemli olduğunu belirten Halaf, "(Kur'an'a yönelik saldırılar) Bu yapılanlar esasında İslam dinine karşı düşmanlık içeren eylemlerdir." dedi.
Bir başka Iraklı Musab Mahmud da, "Kur'an-ı Kerim'e yönelik eylemler İslam düşmanlığı barındırıyor. Sadece Kur'an-ı Kerim değil, hiçbir kutsal kitap yakılmamalı." diye konuştu.
Keyfi Pirdavud ise Kur'an-ı Kerim'i yakan kişilerin aslında kendilerini küçük düşürdüğünü belirterek, "Müslüman toplumunun gelişmesine Avrupa'da bazı kişiler tahammül edemedikleri için bu tarz eylemlere kalkışıyorlar." şeklinde konuştu.
"İslam dünyası bu tür saldırılara karşı çok sert tepki vermeli"
Cezayirli Süleyman Mahmudi, "Hristiyan dünyası eskiden beri İslam'a düşmandı. Şimdi ifade özgürlüğü ile bahane uyduruyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının ifade özgürlüğüyle açıklanamayacağını vurgulayan Mahmudi, "Dünya dünya olalı hep İslam'dan ve Müslümanlardan nefret eder oldular. İfade özgürlüğü gibi kılıflarla bu düşmanlıklarını dünyanın her tarafında sürdürüyorlar." ifadelerini kullandı.
Bir sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yapan Cezayirli Nadiye Dridi de Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Dridi, "Bu olacak iş değil. Haram bu. Kabul etmemiz mümkün değil. Nasıl ki ormanların yakılmasına karşı çıkıyorsak bizim kutsal kitabımız olan Kur'an'ın yakılmasına da öyle karşı çıkıyoruz. Ben bir Cezayirli Müslüman olarak bunu kesinlikle reddediyorum." diye konuştu.
Cezayirli Murad Bualam ise son olarak Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e karşı gerçekleştirilen saldırıyı "büyük bir musibet" olarak niteledi.
Hazreti Muhammed'in hadislerinden ve Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyan Bualam, yaşananları "Batılıların İslam'a savaş açması" şeklinde yorumladı ve İslam dünyasının bu tür saldırılara karşı çok sert tepki vermesi gerektiğini vurguladı.
"Müslümanlar olarak çok güçlü tepki göstermemiz lazım"
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta ikamet eden Ahmed er-Rami, "Onu indiren Yüce Allah'tır. Bu durumun bir daha tekrarlanmaması için Müslümanlar olarak birlikte dayanışma içerisinde kalarak güçlü bir tepki göstermemiz lazım." dedi.
Bir başka Lübnanlı Ömer Hatib de "Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını reddediyoruz ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu kitap bizim kutsalımızdır." diye konuştu.
"Allah'ın kitabı Müslümanların kalplerinde korunmuştur"
İşgal altındaki Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın İmam ve Hatibi Yusuf Ebu Suneyne, Kur'an-ı Kerim'deki Hicr Suresi'nin 9. ayetini hatırlattı.
"Şüphesiz bu zikri (Kur'an'ı) biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz." ayetini okuyan Ebu Suneyne, şunları söyledi:
"Allah'ın kitabı Müslümanların kalplerinde korunmuştur; ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar nefret ederlerse etsinler, saldırmak için ne kadar fırsat kollarlarsa kollasınlar Allah'ın kitabı dünyanın doğusunda ve batısında Müslümanların rehberi olarak kalacaktır."
Mescid-i Aksa İmamı, şöyle devam etti:
"Kutsal kitapları yakan bu cahilleri yalnızca cahiller güruhu olarak tanımlayabiliriz. Onlar, Kur'an'a bağlı Müslümanlara karşı nefret yansılı kişiler. Dünyadaki insanların duygularını Müslümanlara karşı kışkırtmak için bu eylemlerde bulunuyorlar. Kur'an-ı Kerim'i yaktıkları gibi Allah'tan onların da kalplerini yakmasını diliyoruz.
Mescid-i Aksa'nın bu pak toprağından, bu eylemlere karşı çıkan ve kendilerine yakışır şekilde tavır alan Müslüman kardeşlerimize ve Türkiye, Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri gibi Arap ve İslam ülkelerine teşekkürlerimizi iletiyoruz."
Filistinli Velid Muhammed Hureym (72) ise Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırılara karşı kınama açıklamalarının yeterli olmadığını vurguladı.
Hureym, şunları söyledi:
"Tüm Arap ve İslam ülkelerinin İsveç ile diplomatik ve ticari ilişkilerini kesmesi gerekiyor ki hiç kimse Kur'an-ı Kerim yakmaya veya Hz. Muhammed'e hakaret etmeye cüret edemesin. Kur'an yakma suçunun dışında daha önce de Peygamberimize hakaret edilmişti. Kınamalar yetmez, kınayınca ne oluyor ki? Bu kişilerin Allah'ın kitabını yakması bir buçuk milyar Müslümana hakarettir."