• DOLAR 32.4
  • EURO 34.835
  • ALTIN 2407.076
  • ...
Kur’an yakmaya tepkiler devam ediyor:  KUR'AN'A SAHİP ÇIKMA ZAMANI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ENES DURMAZ – DOĞRUHABER

İsveç ve Danimarka’da devlet gözetiminde kutsal kitabımıza yönelik gerçekleştirilen saldırılar her geçen gün artıyor. Söz konusu ülkeler şu ana kadar Müslüman ülkelerden etkili bir karşılık bulamadıkları için bu alçakça saldırıların önüne geçmek bir yana polisler ile saldırganları koruma altına alıyor. Saldırıların artmasıyla bazı ülkelerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Şu ana kadar etkili bir karşılık bulamayan saldırganlar ve ülkeler bu saldırılarını sürdürecek gibi görünüyor. Kur’an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek ve HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin saldırılara ve izlenmesi gereken yol ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundular.

“BU TÜR SALDIRILAR MÜSLÜMANLARI MUKADDESATLARINA SAHİP ÇIKMAYA YÖNELTECEKTİR”

Kutsal kitabımıza yönelik saldırılarla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Kur’an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek, “Afganistan, Irak gibi mazlum ülkeler dışında kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça girişimlere tepki çok fazla da gösterilmiyor maalesef. Ben ümit ediyorum ki bu çirkin girişimler Müslümanları kendine getirir, uyandırır. Müslümanları mukaddesatlarına sahip çıkmaya, sarılmaya vesile olur. Öncelikle ben bu yönüyle bakıyorum. Bizler aslında Müslüman ülkeler olarak Müslümanlar olarak Kur’an’ımızı sayfa sayfa yırtmamışsak da bu Avrupa ülkelerinden önce, bu melun şahsiyetsizlerden önce doğrusu onu biz hayatımızdan çıkararak, uygulamadan çıkararak bunu bizler de yapmışız. Bakmayın aslında siz Müslüman ülke idareci ve yöneticilerinin göstermelik ses çıkarmalarına. Belki bizim böyle bir tepki vermeye de hakkımız yoktur. Şimdi adamlar çıksa dese ki; ‘Sizler Kur’an’ınızı hayatınızdan çıkamadınız mı? Ayaklar altına almadınız mı? Manen sizler bunu anlamsızlaştırmadınız mı? Bunu sizler soyutlamadınız mı? Neslinizin, çocuklarınızın kalbinden çıkarmadınız mı?’ ne cevap vereceğiz bu durumda. Hangi ülkenin anayasası Kur’an’a göredir. Hangi ülke Kur’an’a hakkıyla sahip çıkıyor. Vatandaşlarına Kur’an’ın emir ve yasaklarının tatbiki için yasalar çıkarmış. Bu insanlar Müslüman ülkelerin acziyetinin farkındadır ve bu durumda bir adım atmayacaklarını biliyorlar. Onlar da bunun farkındadırlar. Ama Allah’ın izniyle bu tür saldırılar Müslümanları ayağa kaldıracak ve mukaddesatlarına sahip çıkmaya yöneltecektir. Bu tepkiler biraz daha artarsa bu halk kendi idarecilerine döner ve Kur’an’ın sahipsizliğini söylerlerse o zaman daha etkili adımlar atılabilir.” Şeklinde konuştu.

“MÜSLÜMANLARIN ACZİYETİNDEN GÜÇ ALARAK BU SALDIRILARI SÜRDÜRÜYORLAR”

Türkiye’nin NATO konusunda İsveç’e boyun eğdiğini ifade eden Şimşek, “Bugün Afganistan tüm mazlumiyetine rağmen bu saldırılara karşı kendisine, toplumuna ve Müslümanlara yakışır adımlar atmaya devam ediyor. Bunu neden Türkiye, Arap ülkeleri de yapmıyor. Konuşmaktan halklarını uyutmaktan başka bir tepki vermiyor. Neden siyasi, ticari ilişkilerini kesmiyor. Düne kadar esip gürleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan gitti İsveç’i NATO’ya alma hususunda anlaşamaya vardı. İsveç bu durumda neden bu saldırıların önüne geçsin. İsveç de bunun farkında ve Müslümanların acziyetinden güç alarak bu saldırıları sürdürüyorlar. Türkiye’nin yapması gereken şey bu ülkelerin temsilciliklerini sınır dışı ederek her türlü siyasi ve ekonomik iş birliklerini askıya almaktır. Türkiye konuşmaktan, kınamaktan başka ne tür bir tepki ortaya koydu. Aynı şekilde diğer İslam ülkeleri de hakeza aynı şekilde etkili bir tepki veremedi. Afganistan, Irak gibi birkaç ülke daha bu tür adımları attığı zaman bu alçakça saldırıların da önüne geçmiş olacaklarına inanıyorum.” dedi.

“SALDIRILAR PLANLI BİR PROJENİN ADIMIDIR”

Şimşek şöyle konuştu; “Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıların yapıldığı ülkeler kendilerine bundan dolayı bir zarar geleceğini görmedikçe bu konuda hiçbir adım atmazlar ve polisleri de bu alçakça saldırılar için nöbet tutarlar. Bu bir proje olarak yapılıyor ve gün be gün Müslümanlar buna alıştırılmaya çalışılıyor. Mukaddesatlarımız bu şekilde itibarsızlaştırılıyor. Müslümanlar olarak onların yasalarıyla, sözleşmeleriyle, uygulamalarıyla bizler Kur’an’ı, Peygamber Efendimizin sünnetini çoktan hayatımızdan çıkarmışız. Onlara benzeyerek, onları severek, onlara tabi olarak medeniyeti, özgürlüğü onlarda görerek zaten bizler teslim olmuşuz. Şu anda bu yaşadıklarımız karşısında Kur’an sayfalarının yırtılması çok da bir şey ifade etmiyor. Çünkü bizler her gün o sayfaları yırtıyoruz. Bizler her gün yasalarımızla, uygulamalarımızla, hayatımızla, ahlakımızla, yaşam biçimimizle o Kur’an’ı yakmaktan beter ediyoruz.”

“MÜSLÜMAN HALK AYAĞA KALMALI, SOKAĞA DÖKÜLMELİ”

Müslümanlara meydanlara dökülmesi çağrısında bulunan Şimşek, “Bulunduğumuz ülkelerdeki yöneticilerimizin adım atması için Müslüman halk ayağa kalmalı, sokağa dökülmeli ve idarecilerimizi bu adımları atmaya mecbur kılmalıyız. İdarecilerimiz bizde bunu görmediği sürece bu konuda adım atmazlar. Bu konuda Müslüman halkın bilinçlendirilmesi ve bu saldırılardan haberdar edilmesi lazım. Bunun karşılığında belki de en büyük intikamımız Kur’an’ı en çok sahiplenmektir. Her birimiz eskisinden daha fazla Kur’an okumalıyız. Parklara, caddelere, en işlek yerlere inmeli ve toplu halde Kur’an okumalıyız. Kur’an’ı her zamankinden daha değerli görmeliyiz. Evlatlarımıza Kur’an’ı okumaları için daha çok üzerinde durmalıyız. Bu insanların yaptıklarını evlatlarımıza anlatmalıyız. Camilerimiz Kur’an bülbülleriyle dolmalı, imamlar bunu kürsülerden haykırmalı. Kur’an’ın daha yaşanır hale getirilmesi için mücadele etmeliyiz. Bunu yaptığımız zaman karşı taraf Müslümanların daha fazla uyandığını ve Kur’an’a sahip çıktığını görerek pişman olmalılar. Bunları yapmazsak bugün Avrupa’da olan şeyler yarın sokağımıza kadar iner. Bizi buna alıştırmaya çalışıyorlar. Buna şu anda etkili bir tepki vermezsek yarın bu saldırılar ülkemizin herhangi bir ilinde meydana gelebilir. Bugün hassasiyetlerimiz törpülenmiş durumda. En ufak olaylarda birbirimizin kanına girebiliyoruz ancak mukaddesatlarımıza yönelik saldırılar karşısında sessiz kalıyoruz. Bugün trafikteki en ufak bir tartışmada, bir karış toprak için onlarca insan birbirini öldürüyor. İnsanlar kendi hakkı için hassas ancak değerlerine yönelik saldırılar karşısında suskun kalıyor.” İfadelerini kullandı.

ŞU ANDA YAŞADIKLARIMIZ ACI DA OLSA NETİCESİ İNŞALLAH HAYIRLI OLACAK

Şimşek son olarak şunları kaydetti; “Umarım ki bu bizler için hayırlı olacaktır. Şu anda yaşadıklarımız acı da olsa neticesi inşallah hayırlı olacak. İnşallah bizler, çocuklarımız daha çok gayrete geleceğiz, kitabımıza sarılacağız. Bu kitabı daha çok okuyacak ve daha çok sarılacağız. İnşallah Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İslami kurumlarımız bu hususta daha çok görevlerini yaparlar.”

ÇİRKİN VE MENFUR EYLEMLER, İSLAM’A, MÜSLÜMANLARA AÇILAN BİR SAVAŞTIR

Yapılanların bir akıl tutulması olduğunu ifade eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Bu çirkin ve menfur eylemler, İslam’a, Müslümanlara açılan bir savaştır. Bu savaş ve düşmanlığın tezahürüdür. İsveç ve Danimarka devletleri açısından bir akıl tutulmasıdır. Bu eylemlerde İsveç ve Danimarka’nın ne ekonomik, ne siyasi ne askeri..  Hiçbir alanda bir kar ve menfaati yoktur. İşte görüyorsunuz, Irak’ta İsveç elçiliği yakıldı yıkıldı. Bütün personelini geri çekmek zorunda kaldı. İsveç firması ile yapılan antlaşmalar askıya alında. İran, bu saldırılar devam ederse elçiyi geri göndereceğini açıkladı. Afganistan İslam Emirliği bütün ilişmelerini kesti. Diğer İslam ülkelerinden ve haklardan tepkiler geliyor. Peki, bunda İsveç’in ne faydası var ne uğruna bunu yapıyor… Hiç… Düşünce ve fikir özgürlüğü adı altında İslam’a ve değerlerine yönelik sürdürülen bir düşmanlıktır.” dedi.

İSVEÇ’E VE BU ALÇAKLIĞA İZİN VEREN VE KOLLAYANLAR, BUNUN BİR BEDELİ OLDUĞU GÖSTERİLMELİDİR

Tepkilerin yetersizliğine dikkat çeken Eşin, “İslam dünyasının bu konudaki tepkisi yeterli değil. Zaten yeteri olsaydı bu mel’unlar bunu sürdüremezlerdi. Bütün İslam ülkeleri değil, Türkiye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve diğer bazı ülkeler buna net tepkilerini ortaya koyarak elçililerini geri çekseler, ekonomik ve siyasi bütün ilişkilerini dondursalar ne İsveç ne Danimarka ne de başka bir ülke bu alçaklığı yapamazlar… Ama maalesef bu yapılmıyor. Yol, bellidir. Buna somut tepki gösterilmeli. İsveç’e ve bu alçaklığa izin veren ve kollayanlar, bunun bir bedeli olduğu gösterilmelidir. Kur’an’ın 2 milyar Müslümanın kutsal kitabı olduğu ve dokunulamayacağı kavratılmalıdır. Bunun için de ülkeler harekete geçmeli, Müslüman halklar, yöneticilerine meşru çerçevede baskı yaparak harekete geçirtmelidir. Müslümanlar, İsveç mallarını boykot etmelidir. Ekonomi, bunların can damarıdır, putları ve kutsalıdır. Ekonomik zararları olursa kendi halkları dahi hükümetlerine baskı yapacaklardır.” Şeklinde konuştu.

“HÜDA PAR OLARAK İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNE ‘EVET’ DEMEYECEĞİZ”

Eşin İsveç’in NATO üyeliği konusunda geri adım atılmaması gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu; “İsveç devleti, hâlihazırda Türkiye’ye yönelik düşmanlıkların merkezi konumunda. Türkiye’de LGBT’yi destekleyen dernek ve kurumlara çok ciddi manada para aktarıyor. Farklı örgüt ve şahıslara ev sahipliği yapıyor, bunlara her türlü lojistik destek sağlıyor. Türkiye, en son gerçekleşen NATO zirvesine kadar İsveç’in üyeliği noktasında ‘veto’ edeceğini bütün kanallardan ifade etti. Ama toplantıda tam aksi karar alarak ‘evet’ dedi.

Her ne saik ile olursa olsun geri adım atmamalıydı. NATO, iyidir, faydalıdır, Ümmetin ve Türkiye’nin zararına mı faydasına mı, bu ayrı bir tartışma konusu. Sonuçta NATO üyesi olmak isteyen bir İsveç var ve Türkiye’nin ‘veto’ hakkı var. Bu koz iyi kullanılmalıydı. Bu tür çirkinliklerin olmayacağına dair yazılı taahhüt almadığı ve bunun pratiğe geçmeyinceye kadar ‘veto’sunu kaldırmamalıydı. HÜDA PAR olarak tavrımız nettir. Genel Başkanımız Zekeriya Yapıcıoğlu’nun ‘Kendini değiştirmediği müddetçe, politikalarına devam ettiği müddetçe İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin bir şey parlamentoya gelirse biz ona evet demeyiz. Bu kadar net söylüyorum’ açıklaması bu konudaki tavrımızdır.”

PEYGAMBER SEVDALILARI MİTİNGLE CEVAP VERDİ

Peygamber Sevdalıları Vakfı, Avrupa ülkelerinde son günlerde Kur'an-ı Kerim'e yönelik yapılan saldırıları telin etmek amacıyla Diyarbakır'da kitlesel bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Başta İsveç olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde polis korumasında Kur'an-ı Kerim'in yakılması dünya Müslümanlarının tepkisine neden oluyor. Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, bu pazar (30 Temmuz) günü saat 17.00'de Diyarbakır İstasyon Meydanında "Kur'an'a Saygı" temasıyla bir miting düzenleyeceklerini belirterek, tüm Müslümanları bu mitinge katılarak tepkilerini göstermeye davet etti. Akgönül, yaptığı yazılı açıklamada, "Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçakça saldırıları tel'in etme ve Kur'an'a bağlılığımızı göstermek amacıyla düzenlenecek Kur'an'a Saygı mitingine 7'den 70'e tüm halkımızın iştirak etmesini bekliyoruz." dedi.

Yemen’de tepkiler çığ gibi

Yemen’in başkenti Sana’da yüzbinlerin katıldığı mitingde İsveç ve Danimarka’da Kur'an-ı Kerim’in yakılması protesto edildi. Yemen'in başkenti Sana'daki Yemen Kapısı Meydanı'nda düzenlenen protestoya katılan yüz binlerce gösterici, İslami sembollere ve kutsallara hakaret edilmesine karşı sloganlar atarak, Müslümanlara, bu tür saldırılara karşı harekete geçmeleri çağrısında bulundu. Katılımcılar, her gün Allah'ın kutsal kitabına hakaret eden ve onun nüshalarını yakanlara karşı Arap ve İslam milleti ile alimlerinin daha sert mücadele etmeleri çağrısında bulundular. Konuşmacılar İslam ülkelerine çağrıda bulunarak, İsveç ile diplomatik ilişkilerini kesmelerini ve İslam'a ve Müslümanlara hakaret amaçlı bu tür eğilimleri destekleyen ülkelerin mallarını ve ürünlerini boykot etmeye devam etmeleri çağrısında bulundular. Konuşmacılardan Fuad Naci, ‘Siyonist lobi ile perde arkasında işbirliği yaparak Kur’an’a düşmanlık yapanlara diyoruz ki, Kur'an'ı kalbimizden, evlerimizden, camilerimizden silemeyeceksiniz.’ dedi. Konuşmacılar Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan bu saygısızlıklara karşı İslam ülkelerinin acil bir zirve toplayıp, bu düşmanlığa karşı İslam dünyasının ortak kararlar alıp tepkilerini ortaya koymaları çağrısında bulundular. Miting alanında bulunan halk, İsveç, Danimarka, Amerika ve Siyonist rejimin bayraklarını yaktılar. Kur'an-ı Kerim’e saygısızlığı kınayan Ensarullah Hareketi, bu provokatif eylemleri “İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık” olarak nitelendirdi.

Pakistandan tepki: İğrenç ve şeytanca

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını 'iğrenç ve şeytanca' olarak nitelendirerek tepki gösterdi. Başbakan Şerif, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Danimarka'da Irak Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim mushafının yakılmasından dolayı dünya genelindeki Müslümanların acı çektiğini belirtti. Şerif, tekrar eden bu "iğrenç ve şeytanca" olayların, inançlar arası uyumu zedelemek, barış ve uyuma zarar vermek, dini nefret ve Müslüman karşıtlığını (İslamofobi) yaymak gibi uğursuz bir hesabı olduğunu ifade etti. Devlet başkanlarına ve dini liderlere çağrıda bulunan Şerif, bu tür tiksindirici uygulamalara son verilmesi gerektiğini kaydetti. Şerif, yanlış yola sapmış bir avuç sapık ve şeytani kişilerin, milyarlarca insanın duygularını incitmesine ve bu kişilerin alçakça planlarını dikte etmelerine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

BM Genel Kurulu karar tasarısı:

KUTSAL KİTAPLARA ŞİDDET KINANDI

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK), kutsal kitaplara yönelik şiddeti uluslararası hukukun ihlali olarak tanıyan ve bu tür eylemleri şiddetle kınayan karar tasarısı kabul edildi. BMGK, Fas tarafından sunulan, dini inançları nedeniyle kişilere ve kutsal kitaplar ile dini mekanlara yönelik her türlü şiddeti uluslararası hukukun ihlali olarak tanıyan karar tasarısını oy birliğiyle kabul etti. Kararda, dinleri veya inançları nedeniyle kişilere yönelik her türlü şiddet eyleminin yanı sıra kişilerin dini sembollerine, kutsal kitaplarına, evlerine, iş yerlerine, mülklerine, okullarına, kültür merkezlerine ve ibadethanelerine yönelik şiddet eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirilerek şiddetle kınandı.

İslam İşbirliği Teşkilatı

ALÇAK SALDIRILAR İÇİN TOPLANIYOR

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani yaptığı yazılı açıklamada, İran ve Irak'ın önerisiyle İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İsveç ve Danimarka'da Kuran-ı Kerim'e yönelik gerçekleşen hakaretler nedeniyle pazartesi günü olağanüstü toplanacağını duyurdu. Kenani, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın konuya ilişkin İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerin Dışişleri Bakanları ile görüştüğünü söyledi. Kenani, "İslam İşbirliği Teşkilatı'na resmi toplantı talebi iletildi. Kur'an'a yönelik hakaretler nedeniyle bu olağanüstü toplantının pazartesi günü çevrim içi olarak düzenlenmesi kararlaştırıldı" ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik:

“LANETLİ VE AŞAĞILIK EYLEMLER!”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Danimarka’da biri Büyükelçiliğimiz önünde olmak üzere kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı devam eden saldırılar lanetli ve aşağılık eylemlerdir." dedi. Saldırıya Dışişleri Bakanlığı da tepki gösterdi. Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki Türkiye Büyükelçiliği önünde bir grup İslam düşmanı tarafından Kur'an-ı Kerim'e yönelik menfur bir saldırı gerçekleşti. Saldırıya Türkiye'den AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve Dışişleri Bakanlığa tepki gösterdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Danimarka’da biri Büyükelçiliğimiz önünde olmak üzere kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı devam eden saldırılar lanetli ve aşağılık eylemlerdir... Bu nefret eylemlerinden Danimarka makamları sorumludur. Danimarka makamları, insanlık düşmanı eylemlere göz yummaktadır." ifadelerini kullandı.

Kur’an yakmaktan vazgeçti

ÖZÜR DİLEMEYİ ÖĞRENECEKSİNİZ

İsveç'in başkenti Stockholm'de İran'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için izin isteyen kişi, talebini geri çektiğini duyurdu. İsveç devlet televizyonu SVT'nin haberine göre, İran'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmak için polisten izin isteyen 31 yaşındaki kişi, bu talebinden vazgeçti. SVT'ye açıklamada bulunan söz konusu kişi, "Böyle bir eylem için polise izin başvurusunda bulunduğuma pişman oldum. İslam'a saygı duymalıyım ve tüm İranlılardan özür dilerim" dedi. Bu arada, İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarına bir haftadır sessiz kaldığı yönünde eleştiriler alan hükümet adına Dışişleri Bakanı Tobias Billström yazılı bir açıklama yayımladı. Billström, "Hükümetin ilk önceliği içeride ve dışarıda İsveç vatandaşlarının güvenliğidir. Bu konularla ilgili yaptığımız çalışmaları yakında Mecliste anlatacağım" ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı Gunnar Strömmer, 8 Temmuz'da Aftonbladet gazetesine yaptığı açıklamada, hükümetin, ülkede Kur'an-ı Kerim yakma eylemlerini durdurmak için yasa değişikliği yapılması konusunda görüşmeler gerçekleştirdiğini belirtmişti.

Bu haberler de ilginizi çekebilir