Elişku Katliamı 9'uncu yıl dönümünde İstanbul'da protesto edildi
28 Temmuz 2014 tarihinde Ramazan Bayramının ilk günü, Çin ordusu tarafından Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrine bağlı Yarkent ilçesinin Elişku kasabasında gerçekleştirilen katliam, 9'uncu yıl dönümünde İstanbul'da protesto edildi.
Çin ordusu tarafından ağır silahlarla bombalanan bölgede, 3 yerleşim yeri haritadan tamamen silinirken en az 3 binden fazla kişinin de katledildiği belirtiliyor.
Uluslararası Doğu Türkistan STK'lar birliği tarafından Elişku Katliamının yıl dönümü ve Çin Dışişleri Bakanının Türkiye ziyareti münasebetiyle Sarıyer'de bulunan Çin'in İstanbul Konsolosluğu önünde protesto ve basın açıklaması yapıldı.
"Katliamda 3 binden fazla Doğu Türkistanlı acımasızca katledildi"
Uluslararası Doğu Türkistan STK'lar Birliği adına basın açıklamasını okuyan Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Abdulehad Udun, "Bugün burada, Çin Dış İşleri Bakanı Wang Yi'nin Elişku Katliamının yıl dönümünde Doğu Türkistan halkının yaşadığı zulmü ve acıları hiçe sayarak düzenlediği Türkiye ziyaretini protesto etmek için toplandık. 2013 yılından beri Çin Dış İşleri Bakanı olarak görev alan Wang Yi, kanlı Elişku Katliamının yaşandığı 28 Temmuz 2014 tarihinde olanlara göz yuman devlet görevlilerinden biriydi. Ramazan Bayramının ilk günü, Kaşgar'ın Yarkent ilçesine bağlı Elişku kasabasının Çin işgal güçleri tarafından ağır silahlarla bombalanması ile gerçekleştirilen katliamda 3 binden fazla Doğu Türkistanlı acımasızca katledildi. Çinli güvenlik güçleri tarafından yapılan ani baskın Doğu Türkistanlıları dehşete düşürdü. Ağır silahlar ve göz yaşartıcı gaz kullanarak Ramazan Bayramının ilk gününde ibadet eden sivil halkın evlerini binlerce zırhlı Çinli asker bastı. Yaşanan baskın sonuncunda binlerce masum Müslüman Doğu Türkistanlı hayatını kaybetti." dedi.
"Doğu Türkistan halkı, inançları ve gelenekleri yüzünden terörle suçlanmaya başladı"
Yaşanan katliamın Wang Yi'inin de parçası olduğu Çin'in yeni dönem politikalarının bir ürünü olduğunu belirten Udun, "2014 yılında Xi Jingping tarafından benimsenen yeni terörle mücadele politikası ardından, yüz yıllardır kendi topraklarında dini ve milli kimliklerini yaşatmaya çalışan Doğu Türkistan halkı, inançları ve gelenekleri yüzünden terörle suçlanmaya başladı. Bu politikaların uluslararası alanda savunusunu ise şu anki Çin Dış İşleri Bakanı Wang Yi üstlendi. Yaşanan soykırıma dair somut delillere ve on binlerce suçlamaya rağmen Wang Yi, toplama kamplarının eğitim merkezi olduğunu, Doğu Türkistanlıların mutlu ve refah içerisinde olduğunu, devlet şiddetinin olmadığı yalanlarını yaydı." diye konuştu.
"Yapılan baskı ve katliamlarla Doğu Türkistan'da İslam'ın yaşanmasını engellenmeye çalışılıyor"
Elişku Katliamının Çin'in Doğu Türkistan'da yaptığı ne ilk ne de son katliam olduğunu vurgulayan Udun, "Katil, işgalci Çin, propaganda ve baskıyla Çinlileştiremediği, asimile edemediği Doğu Türkistan halkını katlederek yok etmeyi devlet politikası haline getirdi. Baskı, kısıtlama ve propagandanın yanında sürekli izlenme, gözetim altına alınma ve ev baskınları bu tarihten itibaren artmaya başladı. Ramazan Bayramında gerçekleşen, özellikle ibadet edilen evlere yapılan saldırının Doğu Türkistan topraklarında İslam'ın yaşanmasını engellemeyi hedeflediği açıktır. Elişku Katliamının ardından Çin işgal güçlerinin Yarkent çevresinde 50 binden fazla insanı tutuklayarak hem katliamı örtbas etmeye hem de bu yaşananların duyulmasına engellemeye çalıştığı görüldü. Bölgenin etrafını sararak hiçbir geçit vermeyen katil Çin devleti, yaşanan katliamı kamuoyundan sakladı. Katliamın duyurulmasını engellemeye çalışan Çin devletine karşı, Ebubekir Rahim’in yazdığı mektup gerçekleri ortaya çıkardı. Bu mektup sebebiyle tutuklanan ve işkence sandalyesine oturtulan Ebubekir Rahim mektubunu yalanlaması için televizyona çıkarıldı ve Doğu Türkistan halkının gözü korkutulmaya çalışıldı. Aradan geçen dokuz yılın ardından kahraman Ebubekir Rahim'in akıbetinden halen haber alınamıyor. Ebubekir Rahim'in Çin devleti tarafından kamuoyunu susturmak için cezalandırıldığının farkındayız." şeklinde konuştu.
"Çin Dış İşleri Bakanı Wang Yi, Doğu Türkistan'ın son durumu ile ilgili açıklama yapmalı"
Çin'in Doğu Türkistan'ın dili, dini, tarihi ve kimliğini yok etmeye çalıştığını hatırlatan Udun, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Hafızamızı diri tutmak, Doğu Türkistan halkının yaşadığı zulmü tüm dünya kamuoyuna duyurmak ve adaleti aramak hepimizin ve her vicdanlı insanın sorumluluğudur. Elişku Katliamında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, geride kalan ailelerine sabır diliyoruz. Şehitlerimizin acıları, onurlu hatıraları yüreklerimizde daima yaşayacak ve adaletin sağlanması için mücadelemizi güçlendirecek. Doğu Türkistan bölgesinde Çin Komünist Partisi hükümeti tarafından uygulanan sistematik baskı, soykırım uygulamaları ve insanlığa karşı suç iddialarını oluşturan somut delillere dair Wang Yi'nin, Çin Dış İşleri Bakanı olarak hesap vermesi, bölgede yaşayan Doğu Türkistanlıların güncel durumuna dair açıklama yapması gerekmektedir. Çin hükümeti, temel özgürlüklerin korunması ve insan haklarının garanti altına alınması konusunda uluslararası topluma verdiği taahhütleri hatırlamalıdır. İnsan hakları konusunda sorumluluğu paylaşmak üzere Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Dış İşleri Bakanlığından taleplerimiz şunlardır:
Çin'in Doğu Türkistan'da devam ettirdiği soykırımı durdurması yönünde taleplerin iletilmesi.
Doğu Türkistan'da toplama kamplarında tutsak bulunan Türk vatandaşlarının serbest bırakılması ve Türkiye'deki ailelerine kavuşmasının talep edilmesi.
Doğu Türkistan'da daha çok Türkiye Cumhuriyeti kurumları, konsolosluğu ve diplomatik organların bulunması ve Doğu Türkistan'ın tecritten kurtulmasına yönelik önerilerin sunulması
Doğu Türkistan’a iş yapan, seyahat eden Türk vatandaşlarının durumunun korunması ve bilgilendirilmesi için Kaşgar ve Urumçi şehirlerinde Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu açılmasının talep edilmesi. (İLKHA)