Yapıcıoğlu: O gün yeterince güçlü bir tepki verilebilseydi..
Hür Dava Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR İl binasına yönelik gerçekleşen ve il sekreteri Sacit Pişgin'in şehit olduğu saldırının ardından gittiği Adana'da açıklamalarda bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, dün Adana İl Başkanlığına girerek namaz kıldıkları sırada İl Başkanı Salih Demir ve İl Sekreteri Sacit Pişgin'e düzenlenen saldırıya ilişkin Adana'da basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Menfur saldırıda şehit olan İl Sekreteri Sacit Pişgin'e Allah'tan rahmet, yaralanan İl Başkanı Salih Demir'e de acil şifalar dileyerek konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, partilerine yönelik bu saldırıların yeni olmadığını, seçim döneminde partilerinin sürekli hedef gösterilmesinin bu tür saldırılara yol açtığına işaret etti.
Yapıcıoğlu, "Bu tablolar yabancısı olduğumuz şeyler değil. Bu seçim döneminde de önceki seçim dönemlerinde de benzer saldırılara maruz kalmıştık. Çok yoğun bir şekilde partimizin, arkadaşlarımızın hedef gösterilmesinden olumsuz bazı sonuçlar doğurabileceği yönünde zamanında ikazlarda bulunmuştuk. Siyasetin dilinin böyle olmaması gerektiğini söylemiştik." ifadelerini kullandı.
Bu saldırının arkasında kimler varsa bütün yönleriyle açığa çıkarılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Bu olay henüz çok taze, sebebi nedir, yapan kimdir, ne amaçla yapmıştır, arkasında hangi güçler vardır? Bilmiyoruz. O yüzden ben bu olayın üzerine bir şey söylemek istemiyorum. Şu anda bir şey söylemek için erken. Emniyet ve adliye işini yapıyor. Umarım işini eksiksiz yapar. Bu olayın arkasında kimler varsa bütün yönleriyle bu olayın bir an önce açığa çıkmasını istiyoruz." dedi.
"Seçim döneminde bize yönelik yapılan saldırılara güçlü tepki verilebilseydi bugünkü hadiseyi yaşamayacaktık"
Yürüdükleri yolda karşılarına birçok engelin çıkarıldığına vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Fakat şunu biliyoruz ki bizim, toplumda iyilik tohumları ekmemizden, kardeşliği sağlamlaştırmamızdan rahatsız olan bazı insanlar var. Tarih boyunca da toplumu ıslah etmeye, toplumun maneviyatını yükseltmeye çalışanlardan rahatsızlık duyanlar hep olmuştur, hep var ola gelmiştir, bundan sonra da bunları var olacaktır. Türlü türlü yöntemlerle bizi durdurmaya çalıştılar, durdurmaya çalışıyorlar, bundan sonra da durdurmaya çalışacaklardır. Önümüze fiziki engeller koymaya çalıştılar, önümüze yasal engeller koymaya çalıştılar, zaman zaman damarımıza basıp bizi meşru dairenin dışına çekmeye çalıştılar. Hiçbirisi kâr etmedi, sonuç vermedi. Bu kez arkadaşlarımıza yönelik fiziken ortadan kaldırmaya çalıştılar. Daha önce de oldu… 2015'te oldu, 2014'te de oldu. 14 Mayıs seçimlerinden önce yine bu bölgede, Mersin adayımızın seçim bürosunda bombalı saldırı yapıldı. Seçim standımızda bekleyen kardeşlerimize silahlı bıçaklı sopalı saldırılar oldu. O gün yeterince güçlü bir tepki verilebilseydi, belki bugün daha acı olan bu hadiseyi yaşamayacaktık. Umarım bir daha yaşanmaz."
"Bizi meşru dairenin dışına çekemeyeceksiniz"
Önlerine konulan hiçbir engelin, yapılan hiçbir saldırının kendilerini doğru bildikleri yoldan alıkoyamayacağını vurgulayan Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu seferki hadiseye siyaset dünyasından güçlü tepkiler geldi, gelmeye devam ediyor. Kime yapılırsa yapılsın, bu tür bir saldırının kabul edilir bir tarafı yoktur. Bu saldırıların devam etmemesi için mutlaka herkesin kendine düşeni yapması gerekiyor. Evet belki şu anda bizi fiziken ortadan kaldırmaya, arkadaşlarımızı toprağın altına gömmeye bizi mecbur ediyorlar ama merhum Aliye İzzetbegoviç'in dediği gibi 'Bizim tohum olduğumuzu belki bilmiyorlar.' İnşallah daha güçlü bir şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Biz yine iyilik tohumları ekmeye, biz yine toplumun ıslahı için elimizden gelen her türlü çabayı ortaya koymaya devam edeceğiz.
Bizi durdurmaya çalışanlara buradan şu mesajı vermek istiyorum: Beyhude uğraşıyorsunuz. İnşallah ne bizi meşru dairenin dışına çekebileceksiniz ne bizim gözümüzü korkutabileceksiniz ne bizi hizmetlerimizden geri durdurabileceksiniz. Bu asla mümkün değildir. Öyleyse gelin siz yaptığınız bu meş'um işlerden, yaptığınız bu menfur işlerden, nefret edilesi kötü işlerinizden vazgeçin. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz ve insanımızın iyiliğe ermesi, insanlığımızın yücelmesi için, gençlerimizin kötülüklerden korunması için, toplumumuzun daha huzurlu, daha müreffeh, daha medeni, daha yaşanılabilir bir toplum olması için el birliği ile çalışalım. Biz dostuz, biz milletimizin menfaatine ne iş varsa hepsini yapmaya devam edeceğiz ve herkesi de ıslah çalışmalarına, iyilik ve kardeşlik çalışmalarına destek vermeye davet ediyoruz. Gelin bu mücadeleyi elbirliğiyle büyütelim. Gelin kardeşlerimizi pekiştirelim, kötülüğü aramızdan kovalım, gelin kötü insanları hep birlikte telin edelim ve onları durdurmak için el birliği yapalım."
"Biz iyilik tohumlarını büyütmeye devam edeceğiz"
Acımız büyüktür, kardeşimiz ibadet esnasında vurulup Rabbine kavuşmuştur. Bu onun için bir kurtuluştur ve bizler de o inançtayız ki, iyilik mücadelesi verirken Rabbim Allah'tır dediği için saldırıya uğrayan insanlar aslında bir şey kaybetmemiştir, belki sadece dünya hayatını kaybetmiştir ama inşallah onlar Rableri katında kazanmışlardır. Biz buna inanıyoruz, inşallah bu kardeşimizin bu şehadetinin bereketiyle bizim gücümüz artacak, bizim mücadele azmimiz bilenmiştir. İnşallah daha iyi şeyler, daha kısa zamanda, daha büyük çabalarla devam edecektir ve sonucu alacağız inşallah. Bizi yolumuzdan alıkoyamayacaklar. İyilik galip gelecektir, inşallah güzellik galip gelecek ve biz bu tohumları büyütmeye devam edeceğiz. Hepimizin başı sağ olsun, Adana'nın başı sağ olsun, iyilik tohumları ekmeye çalışan herkesin başı sağ olsun." (İLKHA)