MUŞ - Muş Barolar Birliği Lokalinde bir araya gelen STK'lar, Mısır'daki askeri darbe ve darbenin ardından sivillere yönelik olarak gerçekleştirilen katliamları kınadı. Açıklamada ayrıca Rojava'da yaşanan trajediye de dikkat çekilerek, sınır kapılarının açılması istendi.

Darbenin, Mısır halkının temel hak ve özgürlüklerinin yanı sıra siyasal karar alma/yönetime katılma haklarının hiçe sayılması ve insan haklarının ayaklar altına alınması anlamına geldiği belirtilen açıklamada, "Nitekim 14 Ağustos 2013 tarihinde Mısır güvenlik güçleri, Mısır'ın başkenti Kahire'de toplanan ve oturma eylemi yapan göstericilere ateş açarak müdahale etmiş, yüzlerce insan yaşamını yitirmiş, binlercesi de yaralanmıştır. Mısır'daki yaşam hakkını ihlal ve tehdit eden, barışçıl toplantı ve gösteri hakkını, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran bu müdahale, gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez ve meşrulaştırılamaz'' denildi.

"Darbe ile iktidara gelenler derhal görevden çekilmelidirler"
Uluslararası sözleşmelere göre, sivil kişilere karşı hedef gözeterek silah kullanma ve katliam yapmanın "insanlığa karşı suç" niteliğinde olduğu vurgulanan açıklamada, "Mısır'daki katliam bir insanlık suçudur ve UCM dahil uluslararası yargı mekanizmaları harekete geçmeli ve bu katliamın soruşturulmalı ve sorumlular uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Darbe ile iktidara gelenler derhal görevden çekilmeli ve görevi seçimle işbaşına gelen bir hükümete bırakmalıdır. Haksız yönetimlere karşı direnmek tüm dünyada bir haktır'' ifadelerine yer verildi.

"Türk hükümeti bölgeye yönelik politikalarından vazgeçsin"
Suriye'nin kuzeyinde bulunan, Rojava olarak adlandırılan bölgede çatışmalar nedeniyle yaşanan trajediye dikkat çekilen açıklamada, ''Rojava bölgesinin insani yardım alabileceği sınır kapıları Türkiye tarafından kapatılmıştır. Sivil toplum örgütlerinin sınır kapılarının açılmasıyla ilgili yapmış oldukları başvurular karşısında Hükümetin duyarsızlığını anlamak mümkün değildir. Suriye'den Türkiye'ye sığınan yaklaşık 500 bin insanın 200 bininin geçici barınma merkezlerinde Türkiye tarafından tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına rağmen sadece sınır kapılarının açılmasını isteyen Kürtlere yönelik bu ayrımcı ve gayri insani tutumundan vazgeçilmelidir.

Rojava bölgesinde salgın hastalık ve açlık nedeniyle yaşanabilecek büyük bir insani trajediye izin vermemek için bir an önce tüm sınır kapılarının insani yardım ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla açılması gerekmektedir. Bu konuda sivil toplum örgütlerinin gerek sözlü gerekse de yazılı olarak defalarca hükümet üyelerinden talepte bulunduğu sınır kapılarının tümünün bir an önce açılması gerekmektedir. İnsani trajedi yaşandıktan sonra açılacak sınır kapılarının halklar arasında oluşabilecek derin ayrılığı gidermeyeceği bilinmeli ve geç olmadan bu kapılar açılmalıdır'' denildi. (M. Şirin Çağlayan - İLKHA)