KBB Uzmanı Op. Dr. Işıksaçan: Ağrı ve duyma kaybıyla anlaşılan kulak kiri ancak hastanede temizlenebilir
Kulak kiri sorunu ve doğru temizleme yöntemlerine ilişkin konuşan KBB Uzmanı Op. Dr. Volkan Yaşar Işıksaçan, kulağın kirli olup olmadığının ağrı ve duyma kaybıyla anlaşıldığını, kişinin gözle görülebilir kısım haricindeki kirleri kendi başına temizlemesinin mümkün olmadığını, kirli kulağın farklı tedavi yöntemleriyle hastanede temizlenebileceğini söyledi.
Kulakta yaşanan akıntıların sebebi, kulak kiri, kulak kiri temizleme yöntemleri ve evde kulak temizleme yöntemlerine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan KBB Uzmanı Op. Dr. Volkan Yaşar Işıksaçan, normal bir duş sonrasında kulak temizliğini önermediklerini ancak kir dışarı çıkmışsa temizlenebileceğini, enfeksiyonların yaşanmaması için kulağın nemli bırakılmaması gerektiğini ifade etti.
Kulağın kirli olup olmadığının genelde duyma kaybı ve ağrı ile anlaşıldığını vurgulayan Işıksaçan, tedavisinin ancak hastanede yapılabileceğini söyledi.
Kulak akıntılarının çeşitleri nelerdir?
Işıksaçan, "Kulak akıntılarını ikiye ayırmak gerekir. Birincisi doğal olarak oluşan kulak akıntılarıdır. Bunlar orta kulak yolundaki salgı bezlerinin yaptığı salgılardır. Bunlara buşon ya da kulak kiri deriz. Bunlar normalde dış kulak yolunun savunma mekanizmasında yer alan ve aslında olumlu etkileri var. Çünkü beraberinde kulağın içerisine giren zararlı maddeler bu kir ile birlikte dışarıya atılır. Bu kulak salgısının içerisinde ortamın pH'ını düşürücü ve savunmada yer alan bazı önemli maddeler vardır. Bunlar son derece doğal ve faydalı akıntılardır. Ne var ki bu akıntılar bazen dışarı atılamazlar, kulak içerisinde kalırlar. O zaman da duyma kaybına yol açarlar ya da su alıp şiştikleri zaman ağrıya sebep verirler. İşte o zaman onları çeşitli tekniklerle dışarı çıkarmamız gerekir. İkinci gurup akıntılar ise enfeksiyon akıntılardır. Bu akıntılar orta kulak yolu iltihabı, dış kulak iltihabı, mantar enfeksiyonlarından kaynaklanabilir. Bunların mutlaka hem kulak temizliği hem de kulak damlaları, gerekli antibiyotik ve ilaçlarla temizlenmesi gerekmektedir." dedi.
"Kulak kirlerinin ne sıklıkla temizleneceği hususu tamamen kişiye göre değişir"
Kulak kiri eğer gözle görülebilir bir noktaya gelmişse o zaman temizleme çöpleriyle temizlenebileceğini söyleyen Işıksaçan, "Bunun dışında çubukları kulağın içerisine sokarak kulak kirini temizlemeye çalıştığımızda çoğunlukla daha ileriye itiyoruz. İleriye ittiğimiz zaman bunlar hem kulak zarına yaklaşıyor, daha fazla şikâyete neden oluyor hem de temizleme aşamasında daha zorlu, daha ağrılı oluyor. Kulak kirlerinin ne sıklıkla temizleneceği hususu tamamen kişiye göre değişir. Buraya hayatı boyunca kulağını temizletme için gelmemiş olanlar olduğu gibi ömründe bir kez, senede bir kez, 3 ayda bir kez gelenler var. Bu tamamen dışkulak yolunun salgı kapasitesi ve dışarıya atması ile alakalıdır. Her şey yolunda gittiği zaman kulağı da temizlemeye gerek kalmaz. " diye konuştu.
Normal bir duş sonrası kulak temizliğini önermediğini ancak kulağın ıslak kalmasını engellemek için pamukla dış kısımdaki nemin alınmasının iyi olacağını vurgulayan Işıksaçan, nemin pek çok enfeksiyonların kulağa yerleşmesi için uygun ortam oluşturduğunu söyledi.
Uzun süre kulaklık kullanılmasını önermediklerini, bunun da dışkulak yolunun doğal mekanizmasını bozarak enfeksiyona veya dışarıya atılacak bir kulak kirinin önünü tıkayarak dışları atılmasını engellediğini söyledi.
"Kulak içi kirinin evde temizlenmesi mümkün değildir"
Kulağın kirli olup olmadığının genelde işitme kaybı ile veya suya girildiğinde veya duş alındıktan sonra kirlerin şişmesiyle oluşan basıncın ağrı yapmasıyla anlaşıldığını belirten Işıksaçan, "Kişi ancak kulak kiri dışarı çıkıp gözle görülebilir olduktan sonra temizleyebilir. Onun haricinde kişinin kulak içerisindeki kiri temizlemesi mümkün değildir." şeklinde konuştu. (İLKHA)