Eğitimcilerden ailelere uyarı: Çocuğunuzu başka öğrencilerle kıyaslamayın, sonuç ne olursa olsun destek vermeye devam edin
Eğitimci-Yazar Erkan Haras, önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen LGS tercih sonuçlarının ardından istediği okula yerleşemeyen çocukların aileleri tarafından başka öğrencilerle kıyaslanmaması, psikolojik baskıya maruz bırakılması ve sonuç ne olursa olsun çocuğa destek verilmesi çağrısında bulundu.
4 Haziran tarihinde 2 oturum şeklinde gerçekleştirilen LGS'nin tercihleri 19 Temmuz'da sona erdi. 24 Temmuzda açıklanması beklenen tercih sonuçlarına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, sonuç ne olursa olsun ailelerin çocuklarına destek olması, çocuklarını başkalarıyla kıyaslamaması ve bu sınavın hayatın sonu olmadığı, başarının tek adresi olmadığı vurgusunu dillendirmeleri gerektiğini söyledi.
LGS'ye veya diğer sınavlara hazırlanan öğrencilere her zaman ellerinden geleni yapmaları, çalışmalarını tavsiyesinde bulunduklarını ancak sınav anındaki psikolojik durum, soruların zorluk derecesi gibi etkenlerin öğrencinin başarısı üzerinde etkili olduğunu belirten Haras, "Sınava giren bir öğrencinin sınav sonucu çok iyi veya çok kötü gelme ihtimali var. İyi gelip güzel yerleri kazanan öğrencilerimizi olduğu gibi kazanamayan veya istediği liseye yerleşemeyen öğrencilerimiz de oluyor. Bunun da yıkımlarından biri en başta aile faktörü oluyor. Biz öğrencilerimizin üzülmemesini istiyoruz ama arkadaşlarının güzel bir okula yerleştiğini, kendisinin ise yerleşemediği görünce haliyle üzülecek. Burada velilerin kıyas yapmaları, tüm imkânları seferber etmelerine rağmen hala olumlu bir sonuç alamadığı için öğrencinin üzerine yürümeleri çocuğu olumsuz etkiler." dedi.
"Çocuk başka öğrencilerle kıyaslanmamalı"
Ailelerin çocuklarına hayatta kendileriyle yaşaması için bazı şartların olduğunu ve bunun ilk şartının iyi bir okul kazanmakmış gibi bir izlenim oluşturulduğunu vurgulayan Haras, Kendi çocuğu değil de yabancı biri gibi değerlendirip kendileriyle birlikte yaşaması için şartlar varmış gibi bir tutum sergileniyor. Bu durum çocuğun ileriki yaşamında çok büyük yıkımlara sebep oluyor. Velilerimizin bu tutumdan uzak durmaları gerekir. Çocuk elinden geleni yapmış, çok çalışmıştır ama olmamıştır. Bu her şeyin sonu anlamına gelmiyor. Normal bir liseye gidip daha da başarılı olan ve iyi bir üniversiteye yerleşen öğrenciler de var. Velilerimizin öğrencilerine sabırla yaklaşması ve çocuklarını kesinlikle kıyastan uzak tutmaları gerekir. Çocuklarının moralini yüksek tutması için daha çok ilgilenmesi, yıl içinde 3 ilgileniyorsa şimdi 6 ilgilenmesi gerekir. Çünkü o çocuğun dünyasında sınavın yıkımı var ve o yıkımın üzerine bir de aileden yıkım gelirse çocuk çöker. Eğer çocuğun sınavda iyi bir puan çıkarmadığını ve istediği okula yerleşemediği biliniyorsa misafirliğe gidildiğinde sınavının nasıl geçtiği, neden başarılı olamadığı gibi sorular tekrar tekrar sorulmamalı. Kazanan başka bir öğrencinin evine de gidilmişse nasıl kazandın? Nasıl çalıştın? Söyle bizim çocuk da öyle yapsın' gibi kıyaslamalara gidilmemeli." diye konuştu.
"Yanlış tutum çocukların psikolojik destek almalarına sebep oluyor"
Ailelerin çocuklarıyla birlikte sınav salonlarına gittiğini, çocuklarından daha çok ailelerin stres yaşadığını hatırlatan Haras, "Çocuk sınavdan çıktıktan sonra ilk gün nasıl geçtiği soruluyor. Ardından hayatın normal seyrinde devam etmesi gerekir. Çocuğa illa da kazanması gerektiği imajı ortadan kaldırılmalı. 'Kazansan da kazanmasan da iyi bir okula veya normal bir okula da gitsen sen bizim çocuğumuzsun. Hayat sadece bu sınavda başarılı olmak için yoktur, ileride de başarılı olabilirsin veya başarılı olduğun bir alan var ve bunu birlikte keşfetmemiz gerekiyor' vurgusu yapılmalı. Ancak sınav bittikten sonra çocuğun sınavı iyi gitmemişse aile çocuğa küsüyor. Bu da çocukların sonunda hep psikolojik destek almalarına sebep oluyor. Çocukların çoğu psikiyatrilerde geziyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)