• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Molla Fesih Memiş: Anız yakmak ekolojik dengeyi bozduğundan dinen caiz değildir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hasat zamanı nedeniyle gündemden düşmeyen anız yakmalar hakkında önemli bilgiler veren Molla Fesih Memiş, halk arasında sıkça kullanılan bu yöntemin doğadaki dengeyi bozarak hem toprağa hem de içinde yaşayan canlılara büyük zararlar verdiğine dikkat çekti.

Hasat mevsiminin başlamasıyla beraber anız yakma vakalarının arttığı bu dönemlerde, anız yakmanın canlılara zarar verdiği için bir vebal olduğunu hatırlatan Molla Fesih, Yüce Allah'ın kainata yerleştirdiği dengeyi bozmamak gerektiğine vurgu yaptı.

"Yeri ve göğü Allah yükseltti ve kaiata dengeyi O koydu"

Çiftçilerin anız yakmasının altında yatan maksadı anlatan Memiş, "Malum hasat zamanı olduğundan Güneydoğu bölgesinde halen hasat devam etmektedir. Özellikle bu dönemde daha çok anızların yakılması gündem oluşturmaktadır. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, 'Yeri ve göğü Allah yükseltti ve kaiata dengeyi O koydu.' şeklinde buyurmaktadır. 'Bu dengeyi bozmayın' diye de emretmektedir. Türkiye'de anız yakma hususu daha çok tarımsal makine dönemine geçildikten sonra artmaya başladı. İkinci ürünü elde etmek için buğday veya arpanın hasadından hemen sonra bir an önce mısır, pamuk veya bostan ekimine geçiliyor. Bu ürünleri elde etmek için birinci üründen kalan sapların ortadan kalkması için de anızlar yakılıyor. Çiftçi bunu kendisine faydalı olarak görüyor. Zira biçim esnasında biçerdöverler sapları tam alamadığından çiftçi de o sapları tamamen ortadan kaldırmak için anız yakmaya meylediyor. Saplar kaldırılmadığı müddetçe ikinci ürünün ekimi zamanında serpilen o tohum saplardan dolayı toprakla buluşamıyor ve ürün çok az çıkıyor." dedi. 

"Anızları önlemek için günümüz teknolojik tarım makinalarından arındırılarak çiftçiye destekte bulunulması lazım"

Anız yakmanın önünü almak için yapılması gerekenleri anlatan Memiş, "Bu yöntemden ziyade farklı yollar mevcuttur. Biçerdöverin fazla sap bırakmaması için biraz daha alttan biçmesi lazım. Ya da anızın oluşumunu önlemek için özellikle Tarım Bakanlığı bu husus üzerinde durmalı ve  anızları günümüz teknolojik tarım makinalarında arındıracak şekilde çiftçiye destekte bulunması lazım. Bu işe çözüm olması için şartlara uygun tarım makinaları yapılırsa anız yakmalarının önüne geçilecektir. Ayrıca ekinlerimizin, ürünlerimzin de daha sağlıklı büyümesini sağlar. Ayrıca devlet tarafından anız yakmayan çiftçilere ekstra prim vererek ödüllendirmesi de makul bir çözüm olabilir." ifadelerini kullandı.

Anız yakmakla toprakta meydana gelen zararları dile getiren Memiş, bu hususta Kur'anî bir ifade ve emir olan "ekolojik denge" unsuruna dikkat çekti.

Memiş, "Anız yakmakla hem toprağımzda ileride oluşabilecek organik faydadan mahrum kalırız hem de tarlanın yüzeye yakın katmanlarında bulunan birçok faydalı mikroorganizmaları öldürmeye sebep oluruz. Bunun sonucunda da topraklarımızda organik yönden büyük bir eksiklik oluşur. Böylece hem toplumsal hem de ferdi olarak bizlere ileriki yıllarda zarar olarak yansıyacaktır. Anız yakmakla aslında ekolojik dengeyi bozuyoruz. Gerek yerleşim alanlarında ikamet eden insanların dumandan zarar görmesine gerek yakın yerlerde yuva kuran hayvanların yuvalarına zarar verme gerekse de diğer yüzlerce haşeratın ölümüne sebep oluyoruz. Anız yakmakla bütün bunlara zarar vermiş oluyoruz." dedi.

"Anız yakmakla canlılara zarar verdiğimiz ve ekolojik dengeyi bozduğumuz için ahirette hesaba çekileceğiz"

"Anız yakmanın dinde ve sünnetteki yeri nedir?" sorusuna açıklık getiren Memiş, "Biz Müslümanlar olarak inandığımız din, tabi olduğumuz Peygamberimiz Aleyhisselam canlılara zarar vermeyi yasaklamıştır. Özellikle ateşle cezalandırmak ancak Kainatın Rabbine has bir durumdur. İnsanlar ateşle başkasına ceza veremez. Dolayısıyla hayvanlara bu şekilde eza vererek, yakarak öldürmek zulümün bir çeşididir. Zalim olmaktan Allah'a sığınırız. Bir Müslüman'ın bunu yapmaması lazım. Din görevlilerimizin de bu konuyu sürekli gündemde tutup bulundukları ortamlarda anız yakmanın zararları hakkında bilinçlendirme yapmaları lazım. Ahirette canlılara zarar verdiğimiz için, ekolojik dengeyi bozduğumuz için hesaba çekileceğiz. Ayrıca bu yanlış metod, büyük oranda toprak erezyonuna da neden oluyor. 10-20 santimlik verimli bir toprağın oluşması binlerce yılı, ama o toprağın yok olması birkaç seneyi alıyor. Dolayısıyla Allah'u Teala'nın ceza hususunda kendimizi bunlara müstahak yapacak bir duruma düşmemeliyiz. Bütün çiftçilerimize çağrımızdır: Bir sonraki nesillere verimli toprağı miras bırakmamız için bu hususlara riayet etmeliyiz. Kâr ve zararı hesapladığımızda anızı yakmanın zararı elde ettiğimiz kârdan çoktur. Dolayısıyla anız yakmak dinen caiz değildir." şeklinde kaydetti. (İLKHA)











Bu haberler de ilginizi çekebilir