FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminin üzerinden tam yedi yıl geçti.

Darbe ve darbe sonrasıyla ilgili açıklamalar devam ederken, bir açıklama da HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu'ndan geldi.

Katıldığı bir radyo programında FETÖ darbesi ve darbe sonrası ile ilgili soruları yanıtlayan Tanrıkulu, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Tanrıkulu, devlet kurumlarındaki FETÖ zihniyeti ile şekillenmiş olan güvenlik konseptinin mutlaka gözden geçirilip değiştirilmesi, söz konusu güvenlik konseptinden dolayı muhafazakar ve mütedeyyin insanların devlet kadrolarına girememesi, memur olamaması, ihale alamaması, kamusal alanlarda faydalanamaması, FETÖ'nün hazırladığı bu güvenlik konseptinden dolayı; muhafazakâr ve dindar insanların mağduriyetinin giderilmesi ve FETÖ yargısından dolayı ceza almış olanların serbest bırakılması konularına değindi.

Tanrıkulu, darbenin başarısız olmasının önemli olduğunu ancak darbe öncesi FETÖ'nün oluşturmuş olduğu güvenlik konseptinin, darbe sonrasında da devam ettiğini belirtti.

FETÖ arşivine göre oluşturulmuş olan güvenlik konseptinin halen devam etmesinin büyük bir zafiyet olduğunu söyleyen Tanrıkulu, "Müslüman milletimizin kahramanca direnişi sayesinde elde etmiş olduğu başarı maalesef darbe sonrası özellikle laik, seküler ve sol kesim tarafından çalındı. Eğer darbe başarısız kılınmak isteniyorsa özellikle devletin bütün kurumlarındaki FETÖ zihniyeti ile şekillenmiş olan güvenlik konseptinin de mutlaka gözden geçirilip değiştirilmesi gerektiğini önceden de defalarca dile getirmiştik. 2023 yılında olmamıza rağmen devlete hâkim olan güvenlik konsepti hala FETÖ'nün hazırlamış olduğu arşive göre yapılmakta. Bu büyük bir eksikliktir." dedi.

FETÖ'nün oluşturmuş olduğu güvenlik konseptinin devam etmesine tepki gösteren Tanrıkulu, "Hükümetin bunu değiştirmemesi bizim eleştirdiğimiz hususlardan bir tanesidir. Nasıl ki 28 Şubat sürecinde mağdur edilen insanların bir kısmının halen özlük haklarının verilmediği ve işlerine dönemediği yani bir anlamıyla 28 Şubat darbesini gerçekleştiren darbecilerle yargı önünde hesaplaşıldı ama devlet içerisinde haklarını kaybedenlerin haklarının verilmesi noktasında halen mağduriyetler var ise maalesef FETÖ zihniyetinin hâkim olduğu devlet arşivi güvenlik konsepti halen devam etmektedir. Dolayısıyla darbeye dur demek Müslüman milletimizin birinci hedefi idi, çünkü biliyorsunuz ki FETÖ dinler arası diyalog adı altında tamamen Batının istediği şekilde bir İslam'ı topluma dayatma peşindeydi. Diğer taraftan hukuka aykırı şekilde kendisi gibi düşünmeyen grupları camiaları bertaraf etmek için iğrenç yol ve yöntemlere başvuran bir örgüt özelliğine sahipti." şeklinde konuştu.

Mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini belirten HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Tanrıkulu, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir daha darbelerin yaşanmaması için güçlü bir insan hakları, güçlü bir anayasa ve güçlü bir sivil bürokrasimizin olması gerekmektedir. Halkın iradesini güçlü kılacak adımların atılması gerekiyor. Bunun için öncelikle devlete hâkim olan FETÖ güvenlik konseptine son verilmesi gerekir. FETÖ'nün hazırladığı bu güvenlik konseptinden dolayı muhafazakâr dindar insanlar maalesef devlet kadrolarına giremiyor, memur olamıyor, ihale alamıyor, kamusal alanlardan faydalanamıyor. Bunun hükümet tarafından kesin olarak düzeltilmesi gerekiyor. FETÖ'nün hem geçmişte hem de darbe esnasında sebep olduğu mağduriyetlerin giderilmesi de gerekiyor. Geçmişte FETÖ'nün hazırladığı kumpaslardan dolayı on binlerce vatandaşımız mağdur edildi. Halen cezaevinde FETÖ mağduru insan var. Düşünün ki FETÖ'nün hazırlamış olduğu iddianameler ve yine FETÖ'cüler tarafından işkence ile alınan ifadeler tamamen hakimlerin önünde delil olarak kabul edildi. Bundan dolayı da yüzlerce insan ceza aldı halen de cezaevindedirler. Dolayısıyla en azından hükümet; FETÖ yargısından, kolluk kuvvetlerinin, hakiminin, savcısının hazırlamış olduğu dosyalardan dolayı ceza gören kişileri serbest bırakması gerekiyor. FETÖ güvenlik konseptine son vererek FETÖ yargısının cezaevine koyduğu insanların bir an önce tahliye edilmesi ve haklarına kavuşması için gereken adımların atılmasını istiyoruz." (İLKHA)