Eqolojik Tarikat Menzil’i Hedef Aldı
Nakşibendi Tarikatının önde gelen isimlerinden Seyyid Abdulbaki el Hüseyni’nin vefat etmesi sonrası insanların cenaze için Menzil’e akın etmesi laik, liberal, putperest ve sosyalist bazı kesimlerin kelimenin tam anlamıyla “kudurmasına” neden oldu.
Kimi korkusunu dile getirdi, kimi tehditler savurdu, kimi ise hakaret etti ve aşağıladı.
‘Atatürk’ün havaya attığı leblebileri ağzıyla yakaladığına’ dair önemli kerametler paylaşan kitap için 2500 Tl bayılan Kemalizm tarikatının kimi üyeleri, “cahil insanların” bilinçsizliği yüzünden şeyhlerin para kazandığından söz etti.
Hele bir de PKK’ye yakın isimlerin buna benzer sözler sarf etmesi bizi bile şaşırttı.
Kürt kimliğinin arkasına saklanıp Kürt geleneğinin önemli form ve disiplinlerine hakaret edenler için sadece şunu söyleyelim:
Soysuzlar geçmişlerine ve kültürlerine hakaret ederler.
Duran Kalkan yoldaşın, çevresine genç kızları toplamasının “kadının özgürleştirilmesi” ile bir alakasının olduğunu düşünüyor olmalılar ki herhangi bir tepkileri söz konusu değil.
Sanırım “demoqratik, ekolojik özgürlüğün” tadına varmışlar, dünyayı o haleti ruhiye ile değerlendiriyorlar.
Karl Marks değil belki; ama vekillerinden Yalçın Küçük Hocaefendiden el almış Abdullah el Öcalani tarikatının müritlerinden söz ediyoruz.
Kimler mi bunlar?
Bakın 1-6 Nisan tarihlerinde Halfeti`de toplanıyor, “ekolojik yaşam tarzının” kralını ortaya koyuyorlar ve Öcalan`ın doğduğu yerin “toprağını yiyerek” kapitalist yaşam tarzının kirlerinden arınıyor, “Demokrasinin Nirvanasına” ulaşıyorlar.
İşte o “topraktan yedikleri” için artık her naneyi yiyebilen bu taife Menzil’i hedef alıp hakaret ediyor.
Biz de onlara “cehenneme kadar yolunuz var” diyoruz.