Dünya Müslüman Âlimler Birliği: "İSVEÇ İLE İLİŞKİLER KESİLMELİ"
Dünya Müslüman Âlimler Birliği’nin Fatih Camii'nde düzenlediği basın açıklamasında konuşan Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, "Buradan İslam İşbirliği Teşkilatı ve tüm Müslüman liderlere çağrıda bulunuyorum! İsveç ile ilgili tüm siyasi, iktisadi ilişkilerin kesilmesini talep ediyorum. Çünkü İsveç, ancak bu dilden anlar.” dedi. HÜDA PAR Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu da geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, İsveç ile her türlü ticari ve diplomatik ilişkinin kesilmesi ve kapsamlı bir boykot uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.
İstanbul/Nizamettin Aşkın
Dünya Müslüman Âlimler Birliği tarafından Fatih Camii'nde cuma namazı sonrasında düzenlenen basın açıklamasına Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, Filistin Âlimler Birliği Başkanı Dr. Nevvaf Tekruri, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin ve İslam dünyasında birçok âlim, kanaat önderi ve STK temsilcisi katıldı. Basın toplantısında konuşan Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, İslam dünyasına İsveç ile tüm siyasi ve ekonomik ilişkilerin kesilmesi çağrısında bulundu.
"MUSHAF'I YIRTMA GİBİ EYLEMLERİ ŞİDDETLE KINIYORUZ"
Filistin'in Batı Yaka bölgesinde bulunan Cenin Kampı'nda yapılan katliamı kınayan Karadaği, "Son yıllarda işgal hareketlerine bir yenisini ekleyen işgalci israil, bugün Cenin'de ciddi anlamda katliamlara imza atmaktadır. Son zamanlarda 8 şehit verdiğimiz Cenin Kampı'nda birçok teknolojik silahlar ile masum insanlara yönelik yeni bir katliam yapıldı. Bizim için son derece mukaddes olan Kudüs gibi yerlerde yapılan katliamları şiddetle kınıyoruz. Sadece işgalci israil tarafından değil yakın zamanda Peygamber Efendimize (s.a.v.) yönelik yapılan iftira kampanyalarına, Fransa'da yapılan karikatürleri de ayrıca lanetlemek istiyorum. Bu yıl ise özellikle İsveç'te Kur'an-ı Kerim'i aşağılama, Mushaf'ı yırtma gibi eylemleri şiddetle kınıyoruz. Onların Mushaf'ı yırtmaları Kur'an-ı Kerim'e ve Müslümanlara hiçbir zaman zarar vermeyecek. Sadece bir Mushaf'a zarar verebilirler ama binlerce Mushaf gönüllerimizde olmaya devam edecektir. Bu kampanyaların hiçbiri İslam ülkelerine zarar vermeyecektir. İyi biliyoruz ki asıl hedef İslam'dır. İsveç'te gerçekleşen olaylar daha önce Peygamber Efendimize karşı çizilen karikatürler ve Cenin'de yapılan katliamların esas amacı İslam ümmetidir. Bizler de STK'larımız ile âlimlerimiz ve ümmet ile hep diriyiz. Yapılan saldırılar hiçbir zaman İslam ümmetine zarar veremeyecektir. İslam ümmeti olarak bize düşen bu tür çirkin kampanyaları kınamak değil bu anlamda bir an önce kendimizi yetiştirip eyleme geçmektir." dedi.
"İSVEÇ İLE SİYASİ VE İKTİSADİ İLİŞKİLER KESİLMELİ"
Karadaği, "Buradan İslam İşbirliği Teşkilatı ve tüm Müslüman liderlere çağrıda bulunuyorum: İlk önce İsveç ile ilgili tüm siyasi, iktisadi ilişkilerin kesilmesini talep ediyorum. Çünkü İsveç, ancak bu dilden anlar. Mukaddes kitabımıza yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Müslümanlar olarak burada toplanmamızın temel nedeni İslam dinine ve kutsal kitabımıza sahip çıkmaktır. Bu anlamda İslam İşbirliği Teşkilatı ve tüm Müslüman liderlerin yapması gereken şey İsveç ile siyasi ve iktisadi ilişkilerin gözden geçirilmesidir. Fikir özgürlüğü adı altında mukaddesatımıza yapılan saldırı bu şekilde cezalandırılmalıdır. Müslümanlar olarak başta uluslararası mahkemeler olmak üzere harekete geçmeliyiz. Sadece İslam dini değil tüm dinlerin aşağılanması, mukaddesatlarına zarar verilmesi uluslararası mahkemeler tarafından yasaklanmalıdır. Siyasiler başta olmak üzere kanaat önderlerinin bir an önce yapması gereken uluslararası normlarda İsveç başta olmak üzere tüm dinleri tahkir eden kişilere karşı cezalandırıcı kuralların konulması için çalışma yapılmalı. Müslümanlara da büyük görev düşüyor. Peygamber Efendimize, mukaddes kitabımıza karşı görevlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Birleşmiş Milletler nezdinde ve birçok platformda dinimizi güçlü bir şekilde savunmak kutsal bir görevdir." diye konuştu.
"İSVEÇ'TEKİ MÜSLÜMANLAR TÜM HUKUKİ HAKLARINI SONUNA KADAR KULLANMALI"
Âlimlerin Peygamberin varisleri olduğunu, bu anlamda âlimler başta olmak üzere din görevlilerinin vecibelerinin olduğunu hatırlatan Karadaği, "Âlimlerin, hocaların, vaizlerin tek görevi tebliğ yapmak değildir. İslam ümmetini harekete geçirmek, yapılan hakaretleri şiddetli bir şekilde kınamak ve toplumu bilinçlendirmek gibi bir vecibelerinin olduğunu hatırlatmak istiyorum. İsveç'te azınlık durumunda bulunan Müslüman kardeşlerime sesleniyorum! Hukuki haklarınızı sonuna kadar kullanın. Yapacağınız tüm faaliyetler orada İslam'a yapacağınız hizmetler açısından çok önemli. Oradaki kardeşlerimizin mahkemelere başvurmaları, Birleşmiş Milletler nezdinde ve diğer platformlarda bulunan tüm haklarını kullanmalarını talep ediyoruz. Yapılan tezviratlar sadece İslam değil tüm dinler için tehlikelidir." şeklinde konuştu.
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA BARIŞINI İSTİYORSA KUTSALLARA YAPILAN HAKARETLERİ YASAKLAMALI"
Dünya barışını tesis etme iddiasıyla kurulan Birleşmiş Milletler'e de seslenen Karadaği, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Birleşmiş Milletler'e sormak istiyorum! Müslümanların peygamberine, kutsal kitabına hakaret ediliyor. Birleşmiş Milletler bu anlamda ne iş yapıyor? Eğer Birleşmiş Milletler dünya barışını, istikrarı korumak istiyorsa Peygamber Efendimize, kutsal kitabımıza yapılan hakaretleri bir an önce hukuki olarak yapılan eylemleri yasaklamalı, faillerini de en büyük ceza ile cezalandırmalıdır. Bu Birleşmiş Milletler'in en önemli görevidir." (İLKHA)
YAPICIOĞLU: İSVEÇ İLE HER TÜRLÜ TİCARİ VE DİPLOMATİK İLİŞKİ KESİLMELİ
HÜDA PAR Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu da geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan açıklamada bulunmuştu. Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen alçak saldırının asla kabul edilemeyeceğinin altını çizen Yapıcıoğlu, şunları kaydetmişti: “İsveç'te Kurban Bayramı'nın birinci günü Stockholm Camii önünde, Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırı asla kabul edilemez. İlk olmayan bu saldırı, münferit olarak işlenmiş alelade bir nefret suçu olarak değerlendirilemez. Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçak saldırı, daha önce olduğu gibi yine polisin ve dolayısıyla İsveç hükümetinin himayesi altında yapılmıştır. Bu durum İslam düşmanlığının bir devlet politikası olarak benimsendiğinin açık bir göstergesidir.
İki hafta önce İsveç Yüksek Mahkemesi, Kur'an-ı Kerim yakılmasını engellemenin "hak ihlali" olduğuna karar vererek söz konusu saldırıların önünü açmakla kalmamış aynı zamanda sözde ifade özgürlüğü adına bu menfur saldırıları teşvik etmişti. Oysa aynı İsveç'te, kabil-i kıyas olmasa da siyonizmi ve siyonist işgalcilerin insanlığa karşı işlediği suçları eleştirmek bir nefret suçu olarak kabul ediliyor. Uygulanan çifte standart Müslümanlara yönelik, sistematik ve kurumsal bir ayrımcılığa ve nefret suçuna işaret etmektedir.
Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Sorumlulardan mutlaka uluslararası hukuk nezdinde hesap sorulmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri, kınıyormuş gibi yapmaktan vazgeçip harekete geçmeli, İsveç ile her türlü ticari ve diplomatik ilişkiyi kesmeli ve kapsamlı bir boykot uygulamalıdır. Bu konuda Fas'ın, Stockholm Büyükelçisini süresiz olarak geri çağırması diğer İslam ülkelerine örnek olmalıdır. Öte yandan Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğini veto etmelidir.”