Alçak Saldırı Lanetlendi KUR’AN’A UZANAN ELLER KIRILSIN
Kurban Bayramının ilk günü İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yapılan alçakça saldırı İslam alemini ayağa kaldırdı. Başta Türkiye olmak üzere Irak, İran, Suudi Arabistan, Mısır, Afganistan, BAE, Lübnan, Ürdün gibi ülkelerin yanında birçok uluslararası kuruluş Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıyı kınadı. Öte yandan birçok yerde protesto eylemleri düzenlenirken Diyarbakır'daki İslami Sivil Toplum Kuruluşları, basın açıklamasıyla söz konusu provokatif eylemlere tepki gösterdi.
Kurban Bayramı'nın ilk gününde İsveç'te Stockholm Camii önünde Kur’an-ı Kerim yırtılarak Mushaf arasına domuz pastırması bırakıldı, ateşe verilerek yakıldı. Müslümanlar için önemli günlerden olan Kurban Bayramı'nda İsveç hükümetinin izni doğrultusunda yapılan bu saldırıyı kınayan Diyarbakır'daki İslami Sivil Toplum Kuruluşları, basın açıklaması yaptı. Tarihi Ulu Camii önünde yapılan basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir okudu. Avrupa ülkeleri arasında İslamofobik eylemlerin giderek endişe verici bir raddeye ulaştığını ve Müslümanların kutsallarına karşı gerçekleştirilen provokatif saldırıların her geçen gün artmakta olduğunu belirten Tekdemir, son yapılan eyleme dikkat çekti.
"İSVEÇ, MÜSLÜMANLARIN KUTSAL DEĞERLERİNİ BİR KEZ DAHA AÇIKÇA ÇİĞNEMİŞTİR"
Tekdemir, "Son olarak, bütün İslam âlemi için kutsallığı tartışılmaz Kurban Bayramının birinci gününde Stockholm Camii önünde kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim yırtılarak Mushaf arasına domuz pastırması koyularak ateşe verildi. Her bir detayında İslam’ın değerlerini hedef alan bu alçakça saldırıya izin veren İsveç, Müslümanların kutsal değerlerini bir kez daha açıkça çiğnemiştir. İsveç polisi bu aşağılık ve sefil provokatöre engel olmak yerine, Kur'an-ı Kerim'i korumaya çalışan Müslümanları darp ederek bu provokasyona sadece seyirci kalmamış ortak da olmuştur." dedi.
Yaklaşık iki milyar Müslümanın kutsallarına yapılan bu saldırının tüm dünyanın gözleri önünde ve devlet koruması altında yapılmasını dehşet verici bir hukuksuzluk örneği olarak nitelendiren Tekdemir, "Devletin yasal koruması ve güvenliği altında gerçekleştirilen bu menfur saldırılar bazı Avrupa devletlerinin sistematik ve bilinçli politikasının ürünüdür. Bu düzenli saldırganlığın arkasında açık ve net bir biçimde İsveç devleti vardır. İsveç nefret suçu işlemekte, bu suçun Avrupa’daki açık adreslerinden biri haline dönüşmektedir." ifadelerini kullandı.
İSVEÇ'İN İNSAN HAKLARI KARNESİNİN KARANLIK YÜZÜ
"Nitekim İsveç, geçtiğimiz yıl da sistematik 'Kur'an Yakma Protestoları' adı altındaki provokasyonlara ev sahipliği yapmış, ülke adeta Türkiye'ye ve İslam'a yönelik saldırıların merkez üssü haline gelmiştir." diyerek konuşmasını sürdüren Tekdemir, şunları söyledi: "Rasmus Paludan adlı bir İslam düşmanı siyasetçinin, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği'nin önünde Hazreti Muhammed'e hakaret içerikli karikatür afişi açması ve akabinde Kur'an-ı Kerim'i yakması; Stockholm’de terör örgütlerinin düzenlediği gösteride ülkemizin açık hedef haline getirilmesi, İsveç makamlarının ise bu ağır tehdit ve hakaretlerin bulunduğu eylemleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirerek cezasız bırakması İsveç'in insan hakları karnesinin karanlık yüzünü göstermektedir."
"İSVEÇ DEVLETİ, NEFRET SÖYLEMİ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ARASINDAKİ DENGEYİ SAPTIRIYOR"
Bu menfur saldırılara karşı takınılan tavrı "teşvik edici" bulan Tekdemir, Avrupa’da yaşayan Müslümanları hedef haline getirdiğini, ırkçılık ve İslamofobi'yi körüklediğini, bir arada yaşama kültüründe telafi edilemez hasarlar bıraktığının altını çizdi. Avrupa'nın, yapılan saldırıları olağan gördüğünü, izin verdiğini ve bunu ifade özgürlüğüyle geçiştirdiğini sözlerine ekleyen Tekdemir, "İsveç Devleti nefret söylemi ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bilinçli olarak saptırmakta, söz konusu İslam ve Müslümanlar olunca hukukun en temel ve vasat ilkelerini dahi yok saymaktadır. Müslümanların kutsallarına saldıran teröristler en ağır şekilde cezalandırılmadıkça, Kur’an-ı Kerim’i yakma yasağını kaldıran İsveç Yüksek Mahkemesini bu hukuksuz ve hadsiz kararından vazgeçmedikçe, devlet korumalı yasal ve sistematik saldırılar son bulmadıkça, İslam dünyasının ve Müslümanların değerlerine sahip çıkma arayış ve yöntemlerine bu saldırılar aracılığıyla açık davet yapılmış olacağı hususu unutulmamalıdır." diye belirtti.
"İİT VE İSLAM ÜLKELERİ BU HADSİZ ALÇAKLIĞA KARŞI KINAMANIN ÖTESİNE GEÇMELİ"
İslam İş Birliği Teşkilatı başta olmak üzere dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunan Tekdemir, "İslam İş birliği Teşkilatı ve İslam ülkelerini bu hadsiz alçaklığa karşı kınamanın ötesine geçerek inisiyatif kullanmaya ve yaptırımlar uygulamaya davet ediyoruz. Dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşlarını, kamuoyu gücünü bu saldırganlığa ve nefret eylemlerine karşı harekete geçmeye, uluslararası insan hakları kuruluşlarını bu alçakça saldırılara tepki vermeye davet ediyoruz." şeklinde konuştu. Tekdemir, "Bilinmelidir ki İslam’ın kutsallarına saldırıya yasal kılıf aramak bu aşağılık suça ortak olmaktır. İslami STK’lar olarak bu mübarek Kurban Bayramı'nda kutsal kitabımıza ve mübarek değerlerimize yönelik yapılan aşağılıkça saldırıları lanetliyor, saldırılara yasal koruma tahsis eden İsveç devletini şiddetle ve nefretle kınıyoruz!" dedi. (İLKHA)
Erdoğan: Müslümanların kutsallarına hakaret etmenin düşünce hürriyeti olmadığını Batı'ya öğreteceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç'teki provokasyon için "Bu alçaklığa göz yumanlar emellerine ulaşamayacaktır." ifadelerini kullandı. AK Parti İstanbul Teşkilatının bayramlaşma programına canlı bağlantı ile katılarak yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar olarak Kurban Bayramı'nı idrak etmenin sevincini yaşadıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda dünyanın dört bir köşesindeki 2 milyar Müslümanın kalbinin aynı manevi iklimde huzur ve sükûn bulduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Ancak İslam ve insanlık düşmanları, polis korumasında gerçekleştirdikleri provokasyonlarla bu iklime gölge düşürmeye çalışıyor. Bayramın ilk günü mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik İsveç'te yapılan alçak saldırı bunlardan biridir. Bu cürmü işleyenler kadar 'fikir özgürlüğü' kılıfı altında buna izin verenler, bu alçaklığa göz yumanlar da emellerine ulaşamayacaktır. Türkiye olarak, tahrik siyasetine de tehdit siyasetine de kesinlikle boyun eğmeyeceğimizin bilinmesini istiyorum. Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlarıyla kararlı mücadele edilinceye kadar tepkimizi en güçlü şekilde ortaya koyacağız. Müslümanların kutsallarına hakaret etmenin düşünce hürriyeti olmadığını, Batılı kibir abidelerine eninde sonunda öğreteceğiz."
Mesud Barzani: Kur'an-ı Kerim'in yakılması fikir özgürlüğü olarak değerlendirilemez
Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesud Barzani, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını kınayarak "Bu eylem, dünyadaki tüm Müslümanları yaralamıştır." dedi. Söz konusu eylemin fikir özgürlüğü çerçevesinde ele alınamayacağını belirten Barzani, şu ifadeleri kullandı: "Kuran-ı Kerim'in gayrimeşru bir şekilde yakılması, hiçbir şekilde fikir özgürlüğü olarak değerlendirilemez ve bu eylemin herhangi bir gerekçesi olamaz. Bu eylem, dünyadaki tüm Müslümanları yaralamıştır. Şiddetle kınıyoruz. Bu minvalde eylemler, birliğin ve ortak yaşamın ruhunu baltalamakla birlikte karanlığın ve nefretin yayılmasına hizmet etmektedir."
HÜDA PAR Lideri Yapıcıoğlu'ndan sert tepki!
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, İsveç'in başkenti Stockholm'de bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına sert tepki göstererek hükümete çağrıda bulundu. Bu alçak eylemin ilk olmadığını, İsveç'te daha önce de Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar gerçekleştirildiğini anımsatan HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu şu ifadeleri kullandı;
''İsveç'te Kurban Bayramı'nın birinci günü Stockholm Camii önünde, Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırı asla kabul edilemez. İlk olmayan bu saldırı, münferit olarak işlenmiş alelade bir nefret suçu olarak değerlendirilemez. Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçak saldırı, daha önce olduğu gibi yine polisin ve dolayısıyla İsveç hükümetinin himayesi altında yapılmıştır. Bu durum İslam düşmanlığının bir devlet politikası olarak benimsendiğinin açık bir göstergesidir.
İki hafta önce İsveç Yüksek Mahkemesi, Kur'an-ı Kerim yakılmasını engellemenin "hak ihlali" olduğuna karar vererek söz konusu saldırıların önünü açmakla kalmamış aynı zamanda sözde ifade özgürlüğü adına bu menfur saldırıları teşvik etmişti. Oysa aynı İsveç'te, kabil-i kıyas olmasa da siyonizmi ve siyonist işgalcilerin insanlığa karşı işlediği suçları eleştirmek bir nefret suçu olarak kabul ediliyor. Uygulanan çifte standart Müslümanlara yönelik, sistematik ve kurumsal bir ayrımcılığa ve nefret suçuna işaret etmektedir.
Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Sorumlulardan mutlaka uluslararası hukuk nezdinde hesap sorulmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri, kınıyormuş gibi yapmaktan vaz geçip harekete geçmeli, İsveç ile her türlü ticari ve diplomatik ilişkiyi kesmeli ve kapsamlı bir boykot uygulamalıdır. Bu konuda Fas'ın, Stockholm Büyükelçisini süresiz olarak geri çağırması diğer İslam ülkelerine örnek olmalıdır. Öte yandan Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğini veto etmelidir.''
İSLAM DÜNYASINDAN TEPKİ YAĞDI
Yapılan alçak saldırı nedeniyle başta Türkiye olmak üzere Irak, İran, Suudi Arabistan, Mısır, Afganistan, BAE, Lübnan, Ürdün gibi ülkelerin yanı sıra Arap Birliği, İslam Konferansı Örgütü, Körfez İşbirliği gibi kurumlar Kuran'-ı Kerim sayfalarının yırtılarak yakılmasını kınadı.
İİT, İSVEÇ'TE KUR'AN-I KERİM YAKILMASI ÜZERİNE OLAĞANÜSTÜ TOPLANACAK
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılması olayını ele almak üzere olağanüstü toplanma kararı aldı. İİT Açık Katılımlı Olağanüstü İcra Komitesi, dönem başkanı Suudi Arabistan'ın talebi üzerine gelecek hafta Cidde'de bir araya gelecek. Toplantıda, İsveç'te Kurban Bayramı'nın ilk gününde Kur'an-ı Kerim yakılmasına yönelik adımların ele alınacağı aktarılan açıklamada, "Toplantı, bu alçakça eylemlere karşı alınacak tedbirleri görüşmek ve Kur'an-ı Kerim'e yönelik saygısızlığa karşı ortak tavrı ortaya koyma amacı taşıyor." ifadeleri kullanıldı.
BAĞDAT’TA BİNLERCE KİŞİ İSVEÇ’İ PROTESTO ETTİ
İsveç’te yaşanan alçak provokasyon sonrası Irak’ta tansiyon iyice yükseldi. Günlerdir süren protesto eylemlerinde binlerce Iraklı tepkisini ortaya koyarken, Bağdat’ta bir grup protestocu, İsveç Büyükelçiliği'ne baskın düzenledi. Iraklı bir grup, Bağdat’taki İsveç Büyükelçiliği binasını basarak, önce bahçeye girdi ardından da binanın çatısına çıkarak "Kur'an’a evet" sloganları attı. Irak güvenlik güçleri yaşananlar üzerine çevrede yoğun güvenlik önlemleri aldı ve hükümet binalarıyla yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu Yeşil Bölge'yi trafiğe kapattı. Iraklı göstericiler, söz konusu baskın öncesi de büyükelçilik binası önünde toplanarak protesto gösterisi düzenlenmişti. Irak’ta dini ve siyasi lider Mukteda es-Sadr da, Kur'an-ı Kerim’e yönelik eylemden dolayı İsveç’in Bağdat Büyükelçisinin kovulması ve büyükelçilik önünde protesto düzenlenmesi çağrısı yapmıştı. Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, Stockholm’de Kur'an-ı Kerim’i yakan Iraklının ülkeye geri getirilmesi ve yargılanması için gerekli kanuni işlemlerin yapılması talimatı vermişti. Irak Dışişleri Bakanlığı ise yayınladığı yazılı açıklama ile Kur'an-ı Kerim’e yönelik eylemi kınamıştı.
KUVEYT'TEN İSVEÇ'E NOTA
Kuveyt, Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesine tepki olarak, İsveç'in Kuveyt Büyükelçisi'ne nota verdi. Kuveyt Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Yardımcısı Cerrah Cabir el-Ahmed es-Sabah'ın İsveç'in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kuveyt Büyükelçisi Anderson'ı bakanlığa çağırdığı belirtildi. Stockholm'de bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakılması dolayısıyla Anderson'a protesto notası verildiği aktarılan açıklamada, "İsveç hükümetine bu tür eylemlere izin verilmesine son verme sorumluluğunu üstlenme ve bu ihlallerin tekrarını önlemek için derhal harekete geçme" çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca konuyla ilgili olarak Kuveyt Dışişleri Bakanı Salim Abdullah el-Cabir es-Sabah'ın İsveçli mevkidaşı Tobias Billström ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği aktarıldı. Kuveyt Dışişleri Bakanı Sabah, görüşmede, ülkesinin "Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin verilmesini tamamen reddettiğini ve kınadığını" ifade etti. İsveç hükümetini "birlikte yaşama, hoşgörü ve ılımlılık çağrısı yapan tüm uluslararası ilkelerle çelişen bu tür eylemlere izin verilmesinden sorumlu" tutan Sabah, İsveç hükümetini "Müslümanların kutsallarını hedef alan ve tekrarlanan hakaretleri önlemek için derhal harekete geçmeye ve faillerden hesap sormaya" çağırdı.
ÜRDÜN'DEN İSVEÇ'E PROTESTO NOTASI!
Ürdün Dışişleri Bakanlığı, Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesine tepki olarak İsveç'in Amman Büyükelçisi Alexandra Rydmark'a nota verdi. Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, İsveç'in Amman Büyükelçisi Rydmark'ın bakanlığa çağrıldığı belirtildi. Büyükelçi Rydmark'a, İsveç hükümetinin başkent Stockholm'de Kur'an-ı Kerim'in radikal kişilerce yakılmasına izin vermesini şiddetle protesto eden nota verildiği aktarılan açıklamada, "Dışişleri Bakanlığı, tehlikeli bir ırkçı nefret eylemi ve dinlere karşı şiddete teşvik eden İslamofobinin bir tezahürü olan Kur'an-ı Kerim'i yakma eylemini kınadı." ifadeleri yer aldı.
Bu tür kışkırtıcı eylemlerin ifade özgürlüğü bağlamında hiçbir şekilde haklı çıkarılamayacağının teyit edildiği açıklamada, dünyadaki 2 milyarı aşkın Müslümanın duygularını kışkırtan bu eylemlerin kabul edilemeyeceği aktarıldı. Nefret kültürünün en berbat örneklerinden biri olan bu kışkırtıcı eylemlere karşı mücadele etmenin kaçınılmazlığına işaret edilen açıklamada, dini sembollere saygı ve barış kültürünün yayılması için çalışmanın önemine dikkat çekildi.