• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
"Şehir planlamasında bir yönetim karmaşası var"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Şanlıurfa İl Temsilcisi Mehmet Selim Açar, şehirlerin bütünlüğünü sağlayıp insanları mutlu bir şekilde geçindirebildiği takdirde çağdaş şehircilik normlarına uygun ve şehircilik ilke esaslarına uygun bir şehirleşmeden bahsedebileceğini belirtti.

Açar, İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunarak insan merkezli imar planlarının çıkar değil insanı merkeze alarak planlanması gerektiğini söyledi.

Açar, yaşanabilir bir şehir için ve standartları sağlamak için kanunları yeterli olduğunu fakat uygulama konusunda sıkıntı yaşandığına dikkat çekti.

İmar planının çıkar değil insan odaklı olması gerektiğini ifade eden Açar, çıkar odaklı imar planı yapılmadığı taktirde, şehirlerin rekreasyon alanlarıyla ve sağlık alanlarıyla diğer gereksinimlerin hepsinin eğitim, kültür ve sosyal alanlarıyla beraber bir bütün olabileceğini vurguladı.

"Şehir planlaması komplike bir sistemdir"

Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Mehmet Selim Açar

Şehirde yaşamak, sadece insanların iskân edeceği kafasını sokabileceği bir yapı sistemi olmadığını ifade eden Açar, "Şehir planlaması insanların sosyal donatı alanlarıyla beraber sosyal yaşamını, sağlığını ve bütün gereksinimlerini karşıladığı komplike bir sistemdir. Çağdaş şehircilik normlarının bize sunduğu ve bizden istediği şeyde budur. Şehirde yaşamak, sadece insanların iskân edeceği kafasını sokabileceği bir yapı değildir. Rekreasyon alanlarıyla ve sağlık alanlarıyla diğer gereksinimlerin hepsi, eğitim, kültür ve sosyal alanlarıyla beraber bir bütündür. Bütünlüğü sağlayıp insanlarımızı mutlu bir şekilde geçindirebildiğimiz takdirde çağdaş şehircilik normlarına uygun ve şehircilik ilke esaslarına uygun bir şehirleşmeden bahsedebiliriz." diye konuştu.

"Teknik olarak ortaya çıkardığımız planlar ranta dönüşüyor"

Yapılan planlamaların insan odaklı olması konusunda tavsiyelerde bulunan Açar, "İnsan 0odaklı şehir planlaması bütün sosyal donatı alanlarıyla beraber, insanların birbirine saygısını sağlayacak şekilde dizayn edilmiş bir planlamadır. Bir örnek verecek olursak bulunduğumuz odanın rengi insan psikolojisinin üzerine etkisi vardır sarı-acıkmanıza, kırmızı- asabiyet, koyu renkler- karamsarlık, mavi ve yeşil tonlarda dinlendirir. Hal böyleyken sosyal donatı alanlarının eksik olduğu veya yapılaşma nizamının insanı ruhsal olarak rahatsız ettiği durumlarda insana saygısı olmayan bir şehirleşme ortaya çıkar. Psikolojik ve sosyolojik boyutunu yaptığımız planlamaları araştırıp araştırmalar çerçevesinde bir sonuca ulaşıyoruz. Bizim yaptığımız planlamaları Türkiye'de bürokrasiyi geçtiği noktalar sayılıdır, bir yerde illaki bürokrasiye takılıyoruz. Teknik olarak ortaya çıkardığımız planlar ya ranta yada bürokrasiye bir şekilde takılıyor. Tekniği bürokrasinin üzerine çıkardığımızda şehircilik ilke esaslarıyla uygun şehir planıyla tanışabiliriz." ifadelerini kullandı.

"Bir kişiye 10 metrekare üzeri yeşil alan bırakılması gerekir"

Yeşil alanların önemine değinen Açar, "Mekânsal planlar yapım yönetmeliğinde belli standartlar var, kişi başına kaç metre kare yeşil alan düşüyor. Şehir planlaması yapılırken bir kişiye 10 metrekare üzeri yeşil alan bırakılması gerekir. Projede 10 bin kişi yaşayacaksa 10 bin metre kare yeşil alan bırakmanız gerekir. Standartları sağlamak için kanunlarımız yeterli ve bizim Avrupa standartları üzerinde kanunlarımız var ama bizim arkadan dolanma noktasında da bizim Avrupa standartlarının üzerinde bir becerimiz var. Planları uygulama noktasında hep arkadan dolanmayı tercih ettiğimiz için gerçek standartları yakalayamıyoruz." şeklinde konuştu.

"Planlamalar 9-10 kurum tarafından onaylanabiliyor"

Devletin planlamaları tekel de toplaması gerektiğini ifade eden Açar, "Planlamada şöyle bir sorunumuz var, planlama için şuanda 9-10 tane kurumdan onaylanabiliyor. Büyükşehir belediyesi, Kültür varlıkları, Devlet Demir Yolları, TOKİ ve Özelleştirme İdaresi gibi kurumlar onay verebiliyor yani planlamada bir yönetim karmaşası var. Devletin bu planlamayı tek elde toplaması gerekir ki planlara bütüncül bir şekilde bakabilelim. Şanlıurfa merkez şu anda 30-35 tane planın yamalı bohça gibi yan yana gelmesinden teşkil eden bir imar planına sahip. Karaköprü ilçesinde bir mahalleye gittiğinizde farklı bir kat rejimi Haliliye ilçesine gittiğinizde farklı bir kat rejimi görüyorsunuz. Maşuk tarafında bir yol var o yolun sağ tarafı 10 kat imarlıyken sol tarafı 3 kat imarlı. Kurumların böyle keskin yapılaşma kararları vermemeleri gerekir." dedi. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir