Vaiz Mehmet Yıldız: "Bayramlar beraber sevinme, bütünleşme günleridir"
Bayramlarda ziyaretleşmenin ve bayramlaşmanın önemine vurgu yapan Çukurova İlçe Vaizi Mehmet Yıldız, "Bayramlar toplumdan kaçma, yalnız kalma anlamında bir tatil değil, din kardeşinle beraber sevinme, bütünleşme günleridir" dedi.
Bayram günleri anne-baba, akraba, dost ve tanıdıkların ziyaret edildiği güzel zaman dilimleridir. Karşılıklı hayır duaların yapıldığı bu anlarda, fiziki olarak yanlarında bulunamadığımız yakınlarımıza teknolojik imkânlarla ulaşabilir, konuşulabilir ve mesajlaşarak bayramlaşma halkamızı genişleterek mutluluğumuzu paylaşabiliriz.
Bayram zamanlarının ve tatil algısının karıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Çukurova İlçe Vaizi Mehmet Yıldız, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kurban'ın Allah'a yakınlaşmak olduğunu söyleyen Çukurova Müftülüğü Vaizi Mehmet Yıldız, "Terim anlamı ise, bir ibadet maksadıyla Allah'ın rızasını kazanmak için belirli vakitlerde belirli şartları taşıyan hayvanın usulüne göre boğazlanmasıdır." dedi.
"Kurban İslam'ın nişanesidir"
Kurban ibadeti tarihinin insanlık tarihi kadar eski ve İslam'ın sembollerinden olduğunu ifade eden Yıldız, "Tarih boyunca hemen hemen bütün ilahi dinlerde, kurban ibadeti insanı manen Allah'a yaklaştıran bir ibadet olarak kabul edilmiştir. Kurban İslam'ın nişanesidir, İslam dininin sembollerindendir ve hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Hz Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Kurban Bayramı günü, bir Müslüman'ın Allah için yapabileceği en güzel amelin kurban ibadeti olduğunu bize haber vermiştir. Bizler kurban kesmekle Hazreti İbrahim Aleyhisselam ile Hz İsmail Aleyhisselam'ın Allah'ın emrine mutlak itaat konusunda vermiş oldukları başarılı sınavın hatırasını, benzeri bir itaatin de her zaman bizler tarafından yerine getirebileceğimizin sembolik olarak ifade edilmesidir." şeklinde konuştu.
"Kurban ibadetinin olmazsa olmazı niyettir, ihlâstır, samimiyettir, takvadır"
Çukurova Müftülüğü Vaizi Mehmet Yıldız
Kurban ibadetinde en önemli hususun niyet olduğunu vurgulayan Yıldız, "Yani kurban ibadetinin olmazsa olmazı niyettir, ihlâstır, samimiyettir, takvadır. Yani bir işi başka bir gaye için değil de yalnız ve yalnız Allah rızası için yapmaktır. Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. O'na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır. Kurban ibadetiyle kişi Allah'ın yasaklarından kaçınmaya ve benliğindeki kötü huy ve davranışlardan uzak kalmaya, kurtulmaya niyet etmelidir. Kurbanını keserken sembolik olarak da kendi benliğindeki kötü huy ve davranışları, arzuları boğazlamaya niyetlenmelidir." diye konuştu.
"Bayramlar toplumdan kaçma, yalnız kalma anlamında bir tatil değil, din kardeşinle beraber sevinme, onlarla beraber bütünleşme günleridir"
Bayramların birlik ve beraberliğe çok önemli bir katkı sunduğunu kaydeden Yıldız, "Dolayısıyla bayramlar toplumdan kaçma, yalnız kalma anlamında bir tatil değil aksine bize bir takım görevler sorumluluklar yükleyen müstesna günlerdir. Bu nedenle bir Müslüman yalnız başına bayram yapamaz, yapsa da bunun bir anlamı olmaz. Maalesef günümüzde bayramlar ve tatil birbirine karıştırılmaya ve tatil gibi algılanmaya başlandı. Bayram ferdileşme değil, içtimaileşmedir. Bayram ferdin değil, tabiri caizse toplumun sevincidir. Bundan dolayı Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi Veselem) bir hadis-i Şerif'te: 'Bugün yapacağımız ilk iş namaz kılmaktır' buyuruyor. Bayram namazı ile ilgili buradan da şunu anlıyoruz: 'Demek ki bayramda içtimaileşme var, toplumsallaşma var; ferdileşme yok. Çünkü bayram namazı tek başına kılınan bir namaz değil cemaat halinde camide topluca kılınan bir namazdır. Bir Müslüman tek başına bayram yapamaz, yapsa da bir anlamı olmaz. Bir kimse kendi kendini tebrik ederek bayramlaşamaz. Bu manada bayramlar toplumdan kaçma veyahut da yalnız kalma anlamında bir tatil değil, din kardeşinle beraber sevinme, onlarla beraber bütünleşme günleridir." ifadelerini kullandı.
Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzün şartlarına göre eğer gidemiyorsak, özellikle varlığımızın sebebi olan başta anne babalarımız olmak üzere, büyüklerimizin bizzat gidip ziyaret edemiyorsak, onların ellerini öpüp gönüllerini hoş edemiyorsak o zaman günümüzün imkânlarından faydalanmalıyız. En azından bir telefonla da olsa arayarak, onların hayır dualarını almalıyız. Bu manada mümkünse bizzat giderek onları ziyaret etmeli, yapabileceğimiz kadarıyla bir ihtiyaçları varsa gidermeliyiz. Onların yanlarında olduğumuzu her zaman hissettirmeliyiz.'
"Bayramlar ihmal ettiğimiz zamanları tamir etme günleri olmalıdır"
Çukurova Müftülüğü Vaizi Mehmet Yıldız
Bayram günlerinin sıla-i rahim'i geliştirme, devam ettirme konusunda fırsat olduğunu söyleyen Yıldız, "Günümüzdeki yoğun iş temposundan dolayı, insanlar yüce dinimiz İslam'ın bize emrettiği güzelliklerden bir tanesi olan sıla-i rahim dediğimiz akrabayı görüp gözetme, onlarla ilişkimizi devam ettirme görevini bazen çalışma hayatının şartlarından dolayı ihmal edebiliyor bazen de unutabiliyoruz. Bayramlar bu ihmal ettiğimiz zamanları tamir etme günleri olmalıdır. Bu müstesna Bayram günlerini sıla-i rahim'i geliştirme, devam ettirme konusunda da fırsat bilmeliyiz. Eğer biz bayram günlerini sadece ve sadece tatil günleri olarak anlarsak ve bugünleri eşimizden, dostumuzdan, akrabamızdan uzak bir yerde tatil yaparak geçirmek olarak anlarsak, o zaman çalışma hayatının zorlukları ve stresli zamanlar arasında ihmal ettiğimiz bu sıla-i rahim'i, akrabayı gözetme görevini ne zaman yapabileceğiz? Bugünleri tatil günleri olmaktan ziyade, sıla-i Rahim görevini yapabilme günleri olarak da görebilmeliyiz." şeklinde konuştu.
"Yetimler görüp gözetilmeli, onlar da bayram sevincine ortak edilmeli"
Bayramlarda küskünlük ve dargınlıkların son bulması ve ihtiyaç sahiplerinin de gözetilmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugünleri küskünlüklerin, kırgınlıkların ve dargınlıkların ortadan kaldırıldığı günler olarak görmeliyiz. Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'Müslüman'ın Müslüman'a üç günden fazla küs durması helal olmaz' buyurarak bize haber veriyorlar. Dolayısıyla varsa böyle kısa küskünlükler, dargınlıklar bayram vesilesiyle bunlara son verilmeli. Yine bu bayram vesilesi ile toplumdaki fakir fukara, garip gureba kimsesizlerin, yetimlerin görüp gözetilmesi ve onların da bayram sevincine ortak edilmesi lazım. Zaten bu şekilde yaşanıldığı zaman bayramlar 'Bayram' gibi oluyor." (İLKHA)