• DOLAR 32.573
  • EURO 35.054
  • ALTIN 2439.84
  • ...
"Karınca misali safımızı belli edelim"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

VAN- Dün sabah Mısır'da askeri cuntanın darbe karşıtı Müslümanlara yönelik katliam saldırısında binlerce kişi katledildi, on binlerce kişi de yaralandı.

 

Yapılan katliam sonrası özellikle Türkiyeli Müslümanlar ortaya büyük bir tepki koyarken, başta Tunus olmak üzere İslam ülkelerindeki diğer halklar da katliama sessiz kalmadı.

 

Geçtiğimiz hafta Özgür- Der Van şubesine yapılan silahlı ve Molotoflu saldırı sonrası geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak için kentte bulunan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya Mısır'daki son katliamı ve katliam sonrası gelişen olayları İLKHA'ya değerlendirdi.

 

"Baradei kanlı bir katildir"

Katliamdan sonra Muhammed Baradei'nin istifa ettiğini hatırlatan Kaya, Baradei'nin kanlı bir katil olduğunu söyleyerek, "Çünkü bu sürecin tamamen planlayıcılarından bir tanesidir. Bu süreçte işlenmiş bütün hukuksuzlukların, bütün suçların, bundan sonra Müslümanların dökülecek bütün kanlarının bir numaralı sorumlularından bir tanesidir. O yüzden bu tür istifa ve benzeri şeylerle dünya kamuoyuna şirin görünme çabalarının hiçbir şey ifade etmeyeceğinin altını çizmek isterim." dedi.

 

"Kınayanlar da kınanmalı"

Batı'nın, darbeye açıkça bir tavır koymayıp sadece sözde kınama ile yetinmesini samimi bulmadığını aktaran Kaya, "Bu tür kınama mesajlarını biz, 8 Temmuz'daki katliamda, daha sonra Adeviye'de yaşanan ikinci daha büyük katliamda, bunu vurgulamaya çalıştık. Şimdi birileri çıkacak kınayacak! Aslında kınayanların da kınanması lazım. Çünkü ABD bir taraftan katliamı kınarken bir taraftan da darbecilere, yaptıklarının hukuk dışı olduğunu, darbe olduğunu söylemiyor." diyerek darbeye ve yapılan katliamlara net bir tavır takınmayanların da yapılan bütün katliamlara ortak olduğunu dile getirdi.

 

"Gereken tepki ortaya konulsaydı katliamlar yaşanmazdı"

8 Temmuz'da Nahda Meydanı'nda yaklaşık 50 kişinin katledilme olayından sonra uluslar arası camiaların gereken tepkiyi göstermesi halinde, bu katliamların yaşanmayacağına dikkat çeken Kaya, "Ama Türkiye'ye dönüp bakacak olursak, o tarihten beri içerde İslami kimliğe düşmanlığı ile bilinen bir sürü çevreler, hükümeti bu konuda mahkûm etmeye çalıştılar. Dediler ki Mısır'la ilişkilerinizi bu kadar germeye gerek yok. Bizim Mısır'la ilişkilerimizin gerilmesi ticari çıkarlarımıza aykırıdır. Bu noktada Türkiye hükümeti daha ilkeli durdu. Darbeyi tanımadı. Ama maalesef bu tavrı eleştirenlerİ, bugün yaşanan katliamları bir anlamda sıradanlaştıran Müslümanların kanlarının akmasına bir şekilde onay veren çevreler olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.

 

"İhvan ilkeli bir duruş sergiledi"

Kaya, "İhvan, 28 Haziran'dan beri darbeden önce başlayıp 3 Temmuz'daki darbeden sonra daha da yoğunlaşan bir direniş ortaya koydu. Meydanları terk etmedi, bu arada yüzlerce insan öldü. İhvan bu konuda geri adım atmadı. İlkeli bir duruş sergiledi ve bu ilkeli duruşun neticesinde de kitlesini eğitti. 80 küsur yıllık bir hareketin ödediği bedellere rağmen, geçirdiği büyük sarsıntılara rağmen bu hareketin ilkeleri noktasında sağlam duruşunun sonucu olduğunu görüyoruz. Bugün, yüzlerce kardeşimiz şehit oluyor ama insanlar bu katliamdan dolayı faturayı harekete değil katillere yöneltebiliyorlar. Ödenen bedellerden dolayı içimiz elbette yanıyor, ama İhvan'ın ve İhvan üzerinden İslami kimliğin Ortadoğu coğrafyasında sahip olduğu kitleler üzerinde dönüştürme başarısını da belki de bir anlamda ortaya konan bir gösterge olarak görmek lazım. Tanklarla tüfeklerle kitlelerin üzerine gelen bir güce karşı, savunmasız kitlelerin yapabileceklerinin sınırlı olduğunu görmek lazım. Özellikle bu zalim güç, uluslar arası kamuoyundan da ciddi bir tepki görmüyor. Hatta bilakis ekonomik anlamda ödüllendiriliyorsa, siyasi anlamda ödüllendiriliyorsa buna karşı direnmenin daha zor olduğunu görmek lazım." şeklinde konuştu.

 

"Bu direniş dünya tarihinde bir ilktir"

Tarih boyunca nice az topluluğun büyük kalabalıklara galebe çaldığını anımsatan Kaya, "Müslümanlar bu anlamda az da değildirler; ama silah noktasında, güç noktasında belki yetersizlikleri, darbeyi püskürtme noktasında şu anda çok kolay bir zemin olmadığını gösteriyor. Bu noktada Müslümanların azmine direnişine ve her şeyden önce de rabbimizin gaybi yardımlarına inanıyoruz. Rabbimizin yardımıyla bu sürecin Müslümanlar lehine gelişeceğine inanıyoruz. Bu süreç daha kanlı bir şekilde gelişebilir, İslami hareketin bastırılmasına da neden olabilir, bir ay içerisinde ya da yıllar içerisinde darbe püskürtülemeyebilir ama her halükarda bizim inandığımız ilkelerle bu mücadelenin kazananının Müslümanlar olduğuna inanıyoruz. Meydanları boşaltmanın bir yolu olarak katliamları gerçekleştirdiler ve arkasında insanların tekrar meydanlara toplanmaması için de sokağa çıkma yasağı ve bu olağan üstü hali kullanacaklardır. Bu direniş dünya tarihinde belki de bir ilktir. Askeri bir darbeye karşı halk direniyor. İhvanın ortaya koyduğu bu direnişin bastırılmasına yönelik olarak bu olağan üstü hal ve benzeri yaklaşımların darbecilerin çaresizliğini gösterdiğini bilmek lazım." diye konuştu.

 

"İhvan liderleri en yakınlarını bile feda etmeye hazır"

İhvan liderlerinden Muhammed Beltaci'nin kızının, katliamda şehit olmasının İhvan liderlerini karalamaya çalışanlara bir cevap niteliğinde olduğunu anlatan Kaya, "Sadece Muhammed Beltaci değil. Muhammed Bedii'den önceki mürşit Mehdi Akif'ten beri baktığımızda, bu insanların hepsinin ağır bedeller ödediğini görüyoruz. Çok uzun yıllar hapislerde, çok uzun dönemlerde işkenceler altında geçen bir mücadele geleneklerinin olduğunu görüyoruz. Şu andaki hareketin mürşidi Muhammed Bedii Seyyid Kutup döneminden beri zindan hayatı yaşamış bir Müslüman. Bu insanlar ağır bedeller ödediler. Dolayısı ile bu tür bedeller ödemekten de kaçmadıklarını, bunları göze aldıkların biliyoruz. Bu ortaya koydukları örneklik de inşallah Mısır halkının biraz daha uyanmasına vesile olur. Mısır'daki bu tağuti otoritenin Müslümanlar aleyhine, ihvan aleyhine yaptığı propagandanın temelsiz bir propaganda olduğunu, ihvan liderlerini kendi çıkarları için mücadele eden insanlar olmayıp; bilakis en yakınlarıyla bedel ödemeye hazır Müslümanlar olduklarının görülmesine de vesile olur." dedi.

 

Karınca misali safımızı belli edelim

İslam ülkelerindeki halkların, Mısır'daki mücadeleye sahip çıktığını söyleyen Kaya, darbe karşıtı gösterileri küçümsememek gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:

 

"Yapılan eylemleri, bu konu hakkında yapılan açıklamaları, katkıları da küçümsememek lazım. Burada iki hususun önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle biz tavır almak durumundayız. Bizden nasıl olsa çok uzaklar deyip geçemeyiz. En temelde İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca misali safımızı belli etmek durumundayız. İkinci olarak da şunu vurgulamak isterim. Yapılan hiçbir eylem, hiçbir çalışma karşılıksız kalmıyor. Bu anlamda uluslar arası kamuoyu dediğimiz şey elbette bu tür etkinliklerin, tepkilerin toplamı olarak şekilleniyor ve o şekilleniş iki şekilde kendini gösteriyor. Birincisi darbecilerin duruşunu, uluslararası camialarda tepki gördüğünün görülmesi şeklinde; ikincisi oradaki direnen Müslümanların da motivasyonunu artırma şeklinde karşılık buluyor. Bu noktada elimizden gelenin daha fazlasını yapmakla mükellef olduğumuzu görmek durumundayız.

 

Diyanet hutbelerde dayanışma anlamında mesajlar versin

İslami hassasiyet konusunda yeterince duyarlı olmayan geniş kitlelerin de en azından bu konuda bilgilendirilip bu sürece dâhil olması gerektiğini düşünüyorum. Daha geniş kitlelere seslenebilen İslami medya dediğimiz basın yayın organlarının daha yoğun çaba sarf etmesi lazım. Örneğin Diyanet teşkilatınca, Cuma'da bununla alakalı dayanışma anlamında mesajlar verilebilir. Cuma namazları sonrasında yapılan etkinlikleri diğer STK'ların organize etmesi yetmez. Diyanet, bütün camilerde bunu organize edebilmeli. Bu, artık bir doğal refleks olarak görülmeli." (Fırat Arslan/ Murat Dalgın-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir