Sudan’da yaşanan karışıklık, özellikle başkent Hartum ve çevresinde gıda, su, ilaç ve yakıt sıkıntısının ciddi boyutlara ulaşmasına sebep oldu. Ülkede, ulaşım maliyetleri hızla artarken, insanların güvenli bölgelere göç etmesi de oldukça zor. Yaşanan iç karışıklık, özellikle ülke genelinde yoğun bir şekilde gıda, içme suyu ve barınma sorununa neden oldu. Son raporlara göre 46 milyon nüfuslu ülkede 25 milyon kişi yardıma ihtiyaç duyuyor.

Sudan'a yönelik yapılacak çalışma ile ilgili İHH Genel Merkezi'nde yapılan basın toplantısında, yardım çalışması kapsamında ayni ve nakdi bağışlarla birlikte, başta ihtiyaç duyulan temel gıda maddeleri olmak üzere battaniye, çadır ve ilaç gibi malzemeleri bölgeye ulaştırılacağı vurgulandı.

İslam İşbirliği Teşkilatı İnsani Yardımdan Sorumlu Eski Başkan Yardımcısı Atta Elmanan Bakhit Alhaj

Toplantı açılışında konuşan, İslam İşbirliği Teşkilatı İnsani Yardımdan Sorumlu Eski Başkan Yardımcısı Atta Elmanan Bakhit Alhaj, İngilizlerin Sudan'ı işgalinden bu yana Hartum'un böyle bir karışıklığa şahit olmadığını belirtti.

"Sudan, İngilizlerden bu yana böylesi bir çatışma görmedi"

Alhaj, "15 Nisan'dan bu yana Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri ve ordu arasında ciddi çatışmalar meydana gelmektedir. Aslında Sudan'da ordu bünyesinde buluna Hızlı Destek Kuvvetleri tamamen ordunun emirlerinden çıkarak ülkenin ciddi bir siyasi kriz içerisine girmesine sebep olmuştur. Ordu içerisinde bir güç olması gerekirken milis bir güç haline gelip sivilleri de öldüren bir yapıya dönüşmüştür. Hartum, bir asırdan beridir bu denli çatışmalara, siyasi krizlere ve güvensizlik ortamına şahit olmamıştı. En son 1899 yılında İngilizlerin bölgeye gelmesiyle bu kadar büyük çatışmalar yaşanmıştı. Bundan birkaç ay önce insanlar evlerinde güvenle oturuyordu. Bu milis güçleri güvenli bir şekilde evlerinde oturan sivillerin evlerini terk etmelerine mecbur bıraktı. Evlerini askeri alanlara dönüştürdü. Buna karşı duran sivilleri ise öldürmekle tehdit ettiler. Evi muhasara altına aldıktan sonra her şeyi gasp ediyorlar. Bankaları da bastılar. Hayatın devamlılığını sağlayan su ve elektrik tesislerini de hedef aldılar. Hartum şehri, bir sivilin yaşayamayacağı bir alana döndü." dedi.

Çad ve sudan sınırındaki Cüneyne'de yaşananların sosyal medyaya da yansıdığını belirten Alhaj, etnik temizliğe varacak şekilde ciddi manada çatışmalar yaşandığını, sadece Cüneyne kentinde 5 binden fazla insan hayatını kaybettiğini söyledi.

"Uluslararası tüm kuruluşlar Sudan'daki insani krize müdahale etmeli"

Alhaj, "Şu an itibarıyla Sudan'da ekim zamanı. Ancak bir emniyet yok, yakıt yok. Bunun için maalesef ziraat dönemini kaçıracağız. Sudan kendisine yetecek kadar gıdayı ekebiliyor. Ancak bu yıl ekim olmayacağı için önümüzdeki sene ciddi bir kriz yaşanacak. Uluslararası tüm tarafların Sudan'da yaşanan büyük krize karşı çok ciddi manada harekete geçmesi gerekmektedir. Özellikle Türkiye'nin bu insani krize karşı müdahale etmesi gerekmektedir." diye konuştu.

İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım

"Afrika'da bir Suriyelileştirme modeli ortaya çıkacak"

Birçok İslam ülkesinin iç karışıklıklarla güç ve vakit kaybettiğini vurgulayan İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım, "Sudan'da kriz çıktığında önümüze bir tablo çıktı. Biz buna alışık bir kurumuz. Bu tablo, Ortadoğu'yu nasıl Suriye ile kaos haline getirdilerse bu hale getirdilerse, bu savaş ister içeriden bir kıvılcım ile başlamış olsa da dünyanın 150 ülkesi Suriye'ye müdahale etti. Ne işiniz var orada? Şimdi de Sudan'a müdahale edecekler. Sudan'ı Suriyelileştirecekler. Yani Afrika'da bir Suriyelileştirme modeli ortaya çıkacak. Hedefleri bu savaşı çevre ülkelere de yaymaktır. Çevre ülkeler sadece Suriye'den ders almamışlar gibi. Heyecan ile buradaki çıktılara bakıyorlar. Bu savaştan ne elde edebilirim? Diye düşünüyorlar. Hiçbir savaştan hiç kimse bir şey elde edemez. Herkes sadece halkını öldürtür." şeklinde konuştu.

Yardım kuruluşlarına Sudan'a hep birlikte yardım ulaştırma çağrısı

Sudan'da yaşanan kriz sonrasında yardım teşkilatlarının harekete geçmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, son olarak şunları kaydetti:

"Dünyada, 'Sudan'a yardım dağıtılamaz, riskler var' diye bir söylem geliştirildi. Peki, Birleşmiş Milletler Teşkilatı neden kuruldu? İslâm İşbirliği Teşkilatının yardım komisyonu nede var? Sivil toplum kuruluşları neden harekette? Hepimiz tatlı su balığımıyız? Bir yerde çocuk ve kadınlar öldüğünde can güvenliğimizi bahane ederek sadece göreceğe mi oynayacağız. Bunu reddediyoruz. Biz insani yardım teşkilatlarının risk alan teşkilatlar olduğuna inanıyoruz. Bunu bugüne kadar gerçekleştirdik. Filistin'de Gazze'de gerçekleştirdik. Mavi Marmara'yı götürdük. İsrail Cenin'e saldırdı ama bir direniş ile de karşılaştı. Bütün bunlarda israilin, Amerika'nın, emperyalist ülkelerin, çevre ülkelerin eli vardır. Ancak biz olaya insani olarak bakacağız. Mezhep, meşrep, din ayırımı yapmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sudan'a yardım gitmiyor diyenlere buradan ilan ediyorum. Sudan'a yardım gidiyor ve İHH olarak dağıtıyoruz. Bu vesile ile 2 alanda çalışacağız. Birincisi, insani yardım çalışmamızdır. Tüm sivil toplum kuruluşlarını Türkiye ve dünyada bu çalışmamıza, gemilerle yardım götürmemize, destek vermeye çağırıyorum." (İLKHA)