• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Marks LGBT’yi görseydi ne derdi acaba?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa KARAKAŞ/Doğruhaber

Bilindiği üzere LGBT sapkınlığı meselesi solun bayraktarlık yaptığı bir konudur.

Elbette eşcinsel sapkınlık geçmiş yüzyılda da vardı.

Peki sosyalizmin teorileştiği yıllarda Marksist liderler bu konuda hangi düşüncedeydi?

Öyle ya bugün kendisine sosyalist devrimci kesimin fikir babaları elbette bu konuda bir şeyler demişlerdir

Almanya’da Karl Heinrich Ulrichs eşcinsellerle ilgili kitap yazar ve onların devrimci harekette olması gerektiğini belirtir, kitabı Marks’a gönderir. Böylece eşcinsellik sorunu solun gündemine girer

Aslında Ulrichs’in hedefi eşcinseller üzerinden sosyalist dünyada gündem olmaktı ama Marks kitaba bakmaz ve mesele ile ilgilenmesi için Engels’e mektup gönderir ve sen bu işi daha iyi bilirsin der. Lakin mektupta ilginç ifadeler vardır.

Misal Marks “bu pisliği teoriye dönüştürmesi” ifadesini kullanır. Marksa göre eşcinsellik bir pisliktir çünkü.

Ayrıca Marks, Ulrichs’ten bahsederken "päderast" ifadesini kullanır ki bu ifade Antik Grek eşcinselliğini aşağılarken kullanılan bir yerme, ayıplama hatta küfür sözcüğüdür.

Marksizmin kurucuları Engels ve Marks ömürlerini, işçi, emek, sömürü, kadın ve hak mücadelesi ile geçirdiği halde eşcinselleri veya eşcinselliği savunan tek bir cümleleri yoktur Hatta Engels "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni" eserinde eşcinselliği alenen aşağılar

Misal “eşcinsel hakları hareketleri midemi bulandırıyor. Eşcinseller doğaya karşı çıkan sapkın asalaklardır ve yok edilmeleri gerekir.... Komünistler ve bu sapıklar asla bir ittifak yapamaz.'' der.

Gelelim Sovyetler Birliği günlerine…

Lenin zamanında eşcinsel askerler kurşuna dizilmiştir SSCB 1934 yılında anti sodomi yasası (Ceza Kanunu 154. Madde) ile eşcinselliği yasaklar

Bugün solun Tolstoy’a karşı hırsla sahaya sürdüğü ve efsane yazar dediği Gorki bu meseleyi Batılı devletlerin sapkınları kullanarak sağlıklı erkekleri çökertme operasyonu olarak değerlendirir. Yani o da eşcinsellik karşıtıdır. Ve aslında projeyi 100 yıl önce doğru bir şekilde okumuştur. Zira LGBT’nin küreselcilerin bir dünyayı dizayn aracı olarak kullanıldığı artık net bir şekilde anlaşılmıştır.

Devam edelim

Peki Latin Amerika’nın efsane lideri Che Guevera meseleye nasıl bakıyor.

Che'ye göre eşcinsellik bir burjuva hastalığıdır ve bu sapıklar görüldükleri yerde gebertilmelidir.

Liberalizmin aparatına dönüşen Türkiye solu Che’nin sözleri için ne der acaba!!!

Toparlayacak olursak eşcinsellik 20 yüzyılda bir ideoloji değildi. Ama bugün neo liberalizmin öncü gücüne dönüştürülmüştür. Soros’un tüm dünyada bu yapıları fonladığı bilinmektedir.

Tüm dünyada sol idrak çölleşmesi yaşıyor. İdeolojilerinin kurucu kadrosu LGBT sapkınlığına yönelik bu kadar açık ve karşıt pozisyon almışken hem kendini Marks’a, Engels’e nispet edip hem de onların fikirlerinin tam zıttı yönde hareket etmek ne kadar makul bir durum

Türkiye solu bir yandan kahrolsun emperyalizm sloganları atarken diğer yandan Amerika’nın satranç tahtasındaki piyonunu görünür kılmak için bir lejyoner gibi hareket etmektedir.

Yoksa bu iki hareket kök olarak bir mi

Ya da yoksa Türkiye’dekiler Marks’ın, Moskova’nın solu değil de Kissenger’ın Wasgington’un hatta Soros’un solu mu?

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir