Sosyal medya mahremiyetin ifşasına en müsait paylaşım platformlarıdır
Aile mahremiyetinin çiğnendiği sosyal medya alanlarında kullanıcılar açısından oluşan tehlikelere dikkat çeken uzmanlar, manevi değerlerin yanında sağlık alanında da ciddi problemlere kapı aralandığını belirtiyor.
Neredeyse tüm sosyal medya platformlarında kullanıcılar, aile içi yaşadığı sevinç ve duygusal anlardan sosyal hayattaki arkadaş çevresinin olumlu-olumsuz yönlerini aktarmaya kadar sıra dışı paylaşımlar yapabildikleri konuma gelmiş durumda.
Sosyal medya platformlarının genel amaçları ile kullanıcılarda oluşan bağımlılık boyutlarını açıklayan Bilişim Uzmanı Ferhat Demiralp, konuyu manevi değerlerin çiğnenmesinin yanı sıra bazı sosyal medya kullanıcılarında baş gösteren sağlık sorunlarına vurgu yaparak tehlikenin boyutuna dikkat çekti.
Ferhat Demiralp
Sosyal medyayı "Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, Linkedin gibi sosyal ağlar başta olmak üzere, kullanıcıların birbirleriyle bilgi, görüş ve ilgi alanlarını paylaşarak etkileşim kurmalarına imkan sağlayan interaktif iletişim platformlarıdır" diye tanımlayan Demiralp, "Sosyal medyanın bize kazandırdığı artı ve eksilerden bahsetmek gerekirse gençlerimiz üzerindeki en büyük etki bize ait olan 'mahremiyet' dediğimiz özel hayatın gizliliği kavramını bizden götürmesidir." ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de 60 milyon civarında sosyal medya kullanıcısı var"
Gizli, özel gibi anlamlara sahip olan mahremiyet kavramının ilk toplumlardan günümüze kadar insan için önemli bir unsur olduğunun altını çizen Demiralp, "Mahremiyet hakkı, kişinin kendini, bedenini, düşünce ve duygularını, kısacası kendi ile ilgili her şeyi toplumun diğer fertleriyle ne oranda paylaştığı ya da paylaşmak istediği çerçevesinde değerlendirildiğinde, kişiden kişiye, toplumdan topluma, kültürden kültüre ya da zamandan zamana değişen bir kavram olduğu ortaya çıkmaktadır." dedi.
Sosyal medyada mahremiyetin kullanıcılar tarafından genellikle ihmal ve ihlâl edilen konu olduğunu söyleyen Demiralp; özelde olanın genele aktarılması, saklı kalması gereken şeylerin paylaşım adı altında ifşa edilmesinin aile ve toplum hayatı için büyük önem arz ettiğini dile getirdi.
Demiralp, "Öyle ki, tam manasıyla “7’den 70’e” herkesin bir veya daha fazla sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Sosyal iletişim uzmanları, Türkiye’de 60 milyon civarında insanın sosyal ağları kullandığını, dünya nüfusunun yarısının da her gün online, yani internet üzerinde aktif olduğunu belirtmektedirler." şeklinde konuştu.
"Saplantı derecesine ulaşan benlik gösterisi mahremiyet kavramının önemini yitirmesine neden olmuştur"
Özellikle Facebook, Instagram, Twitter ve YouTube gibi sosyal medya ortamları mahremiyetin ifşasına en müsait paylaşım platformlar olduğunu sözlerine ekleyen Demiralp, "Çünkü bu paylaşım platformlarında fotoğraf, video gibi görsellerin paylaşımını destekleyen bu ağlarda kullanıcılar hayatlarının her anını takipçilerine ya da diğer kullanıcılara açmakta, paylaştıkça var olma düşüncesi neticesinde mahremiyet algısının önemi azalmaktadır." diye belirtti.
Sosyal medyanın insan hayatına girdiği ilk günlerde insanlar yaşadığı herhangi bir şeyi paylaşırken günümüzde ise yaşanan bir olayın ya da yapılan herhangi bir işin amacı sosyal medyada paylaşım yapmak olduğunu belirten Demiralp, şunları söyledi:
Paylaşım yapmak üzerine kurulu bir ortamda dönüşen mahremiyet yavaş yavaş tükenen eski, köhne bir düşünce olarak rafa kaldırılmıştır. Sosyal medyanın oluşturduğu bu gözetleme ve gözetlenme arzusunun, saplantı derecesine ulaşan benlik gösterisi mahremiyet kavramının önemini iyice yitirmesine neden olmuştur. Sosyalleşmek ve popüler olmak isteyen kullanıcıların tatminine ve görünür olma isteklerine cevap veren bir alan olan sosyal medyada, insanlar artık hayatlarını hiç olmadığı kadar başkalarının gözü önünde yaşamakta ve bu durum olağan bir hale gelmektedir. Bireye dair her şeyin metalaştığı bu ortamlarda, gözetleme kültürünün hâkimiyetinde dijitalleşen yaşamlar en mahrem haliyle kalıcılaşmaktadır."
"Bilinçsiz sosyal medya kullanımı kişide fiziksel ve psikolojik sorunlara neden olabilir"
Konuşmasında sosyal medyanın bilinçsiz kullanımından dolayı yaşanan mağduriyetlere değinen Demiralp, sosyal medyanın bilinçsiz kullanımın iki tür mağduriyet oluşturduğunu söyledi.
Demiralp, "Bunların birincisi kişinin sağlığı ile alakalıdır. Buna bağlı olarak kişide özgüven eksikliği, depresyon, yalnızlık, öfke hislerine neden olmakla beraber dikkati sürdürme, odaklanma ve öğrenme güçlüğüne, iletişim ve algı sorunlarına, anksiyete, depresyon, stres, yalnızlık ve düşük öz saygı gibi duygusal ve mental sorunlar, uyku kalitesinin düşmesi gibi fiziksel sorunlara neden olur. Ayrıca yanlış bilgiye maruz kalma ve siyasi kutuplaşma gibi genel sorunlar da dahil olmak üzere çeşitli sorunlarla neden olmaktadır." dedi.
Sosyal medya kullanıcılarının sosyal medyaya takılmalarında genel olarak 3 nedeni göz önüne aldıklarını belirten Demiralp, bunların birincisinin maddi kazanç elde etme, ikincisinin fenomen olma ve üçüncüsünün de tamamen siyasi düşünce ve fikirlerini sosyal medya kullanıcılarına empoze etmek olduğunu söyledi. (İLKHA)