Uzman Eğitimci Söylemez: Çocuklarımızın beden ve ruh sağlığı başarıdan daha kıymetli
2020 yılından bu yana yaşanan depremler ve salgından dolayı öğrencilerin arzu edilen eğitimi alamadıklarına dikkat çeken Eğitim Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, öğrencilerin telafi eğitimine mutlaka katılmaları tavsiyesinde bulundu.
Eğitim Bir-Sen Malatya 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, yarın itibariyle sona erecek 2022-2023 eğitim-öğretim yılının yıl sonu tatilinde, öğrencilerin yaz tatilini nasıl değerlendirmeleri gerektiği, ne tür faaliyetlere katılmaları, derslerinde başarılı olamayan öğrencilerin ailelerinin yaklaşımı nasıl olması gerektiği ve deprem bölgesi nedeniyle 1 Ağustos’tan itibaren başlayacak telafi eğitimi ile ilgili İLKHA Muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
"Bir türlü başlayamadığımız 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı sonu inşallah hayırlara vesile olur"
Malatya olarak gerçekten çok çetin bir süreç yaşadıklarını kaydeden Söylemez, "Bir türlü başlayamadığımız 2022-2023 Eğitim- Öğretim yılı sonu İnşallah hayırlara vesile olur. Malatya olarak gerçekten çetin bir süreç yaşadık. Kısmi olarak Elazığ depreminden etkilendik, akabinde pandemi ve son olarak adeta kıyametin provası olan Kahramanmaraş depremleri bizi çok ciddi anlamda sarstı. Birçok canımızı kaybettik ama tabi toparlanmamız lazım." diye belirtti.
"Başımıza gelen felaketlerden dolayı çocuklarımız 2020 yılından bu yana arzu edilen eğitimi alamadılar"
Eğitim Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez
24 Ocak 2020 Elazığ depremi, yaşanan salgın süreci ve son olarak asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş depremleri nedeniyle, 2020 yılından bu yana çocukların arzu edilen eğitimi alamadıklarına dikkat çeken Söylemez, sonuç itibariyle bir yerlerden başlanması gerektiğini söyledi.
"Sadece çocukların başarılarına odaklanıp beden ve ruh sağlığı ihmal edilmemesi gerekir"
Sadece çocukların başarılarına odaklanıp onların beden ve ruh sağlıklarının ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Söylemez, "Başarıdan önce onların ruh sağlığının kontrol edilmesi gerekir. Bir baba ve eğitimci olarak çocuklarımızın beden ve ruh sağlığının başarıdan daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Bu konuda bir baskı unsuru olmaktan ziyade, onları bu ortama hazırlamak gerekir. Beden ve ruh sağılığını yitirmiş gençlerimize başarılı olması için yapılacak baskının ters teptiği aşikardır. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bunlar sağlandığında, İnşallah akabinde başarı da gelecektir." diye konuştu.
"Öğrencilerin mutlaka 1 Ağustos’ta başlayacak telafi eğitimlerine katılmalarını öneriyorum"
Gerek il dışına giden ve gerek kette bulunan öğrencilerin ciddi anlamda bir telafi eğitimi almaları gerektiğine vurgu yapan Söylemez, "Ama bu 3 yıllık süreci telafi etmenin birkaç ayla sınırlanması mümkün değildir ama bir yerlerden başlayacağız. 1 Ağustos’tan itibaren telafi eğitimler başlayacak, ben özellikle öğrencilerimize mutlaka ama mutlaka telafi eğitimlerine katılmalarını öneriyorum ki bir sonraki eğitim-öğretim yılının başında bir hazırlıkları olmuş olsun. O döneme hazırlıklı girildiğinde, bir sonraki yıllara da telafi etme imkânımız, umudumuz doğacaktır." ifadelerini kullandı.
"Çocuklarımızın iyi bir karakter sahibi olması, imanını ve inancını koruması için Yaz Kur’an Kurslarına gitmelerini öneriyorum"
Söylemez, "Bu konuda öğrencilerimizden ziyade dikkat etmeleri gereken eğitim sisteminin öğrencileri doğru bir ortamda buluşturması ve velilerimizin çocuklarını takip edip doğru tavsiyelerde bulunmaları ve yanlış uygulamalardan vazgeçmeleri gerekir. Ama telafi kurslarıyla beraber öğrencilerimiz zaman zaman dinlenmeleri, kitap okumaları varsa köylerine gitmeleri, kurslardan etkinlerden faydalanmaları gerekir. Çocukların iyi bir karakter sahibi olması, imanını ve inancını korumak için Kur’an Kurslarına gitmeleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın başlattığı diğer çalışmalarına katılmalarını öneriyorum." dedi.
"Tüm öğrencileri birbirleriyle kıyaslamak, başlı başına bir zulümdür!"
Söylemez, "Hedefimiz öğrencinin belli bir not seviyesini yakalamak ise ilk baştan hata yapıyoruz. Her öğrencinin bir hazır bulmuşluk düzeyi ve yeteneği ve alabilecek bir kapasitesi ve bir zeka çeşidi vardır. Dolayısıyla biz bunu tespit etmeden bütün öğrencileri birbirleriyle kıyaslayarak hepsini üst düzeye getirmek için bir mücadeleye girilmemiz, çocuklarımıza başlı başına bir zulümdür. Öncelikle bu tespiti yapacağız. Sadece kapasitesinin alabileceği eğitim noktasındaki eksiklerimizi gidereceğiz ve morallerini bozmadan onlara yardımcı olacağız. Tabi bu konuda gerek psikologlardan gerek öğretmenlerden mutlaka destek alarak bir yol haritasını çizmemiz gerekiyor." tavsiyelerinde bulundu. (İLKHA)