Said Ercan: Tatil, iletişim ve sosyalleşme fırsatı olsun
Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan Karahasan, yaz tatilinde çocukların dijitale teslim edilmemesi uyarısında bulundu. Ercan, ailelere, çocuklarla birlikte vakit geçirme ve çocukları yaz Kuran kurslarına gitmeleri konusunda teşvik etmeleri çağrısı yaptı.
Türkiye'deki yaklaşık 19 milyon okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisi cuma günü karne alarak yaz tatiline girecek.
Uzmanlar, sokak oyunlarının yerini büyük oranda dijital oyunlara bıraktığı günümüzde bu durumun beraberinde getirdiği oyun bağımlılığıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de giderek bir halk sağlığı sorunu haline geldiğine dikkat çekerek ailelere özellikle yaz tatilinde daha dikkatli olmaları hususunda uyarılarda bulunuyor.
Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan Karahasan, konuyla ilgili İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
"Dijitali; çocukların zihninde hayatın içerisinde işlerimizi görecek bir araç olarak kodlamalıyız"
USMED Başkanı Said Ercan Karahasan
Çocukların yaz tatili ile 'dijital bayram' denilebilecek bir döneme girdiği hatırlatarak ailelere dijitalin çocuklara ödül olarak verilmemesi uyarısında bulunan Karahasan, "Ödül olan şey her zaman çok değerlidir. Ödül olması yerine çocukların zihninde hayatın içerisinde işlerimizi görecek bir araç olarak kodlamalıyız. Yaz tatili geldi, sen derslerini yaptın beni de dinledin hadi yazın istediğin kadar gir denildiğinde çocuklar yazı kaçırmış oluyor. Oysa yaz bizim lügatimizde en güzel mevsimlerden bir tanesidir; bereketin geldiği, meyvelerin olduğu, hayvanların doğada olduğu, sıcak aylar, denize girmeler, tatille beraber akrabaların bir araya gelmesi… böylesi bir ortamda çocukları dijitale teslim etmeyelim. Dijitalde işlerini görüp çıksınlar, bir limit koyalım yani limitli olduğunu bilsin. Ucu açık, açık büfe yemek yenildiği zaman yemeğin bile zararı var." dedi.
"Çocuklar, birbirinden habersiz sağır odada yetişiyor"
Karahasan konuşmanın devamında, "Bu manada sınırlı, işini görecek şekilde oyunu da oynasın; oynamasın demiyorum ama bunda da bir sınır olması lazım. Çocuk oyunun sonuna kadar gitmek istiyor; level (aşama) ne kadar gerektiriyorsa gitmek istiyor. Yarıda kesildiği zaman leveli kesiliyor, bir yere kadar başarı sağlamış tekrar baştan başlıyor. Anne oyunun sürecini bilmiyor oysa çocuk için çok değerli. Arkadaşlarına karizma yapıyor, ben oyunda şuraya kadar geldim diyor. Oyunun durdurulması demek, başa dönmesi demektir. Aile ile oturup; 'sen nasıl bir oyun oynuyorsun, ne kadar süre oynayacaksın, nasıl oynayacaksın' bunlarında konuşulması lazım. Aile tamamen dijital medya okur-yazarı hatta oyun okur-yazarlığından uzak olduğu için istediği kadar kalıyor. Arkadaşla oynanan oyunlar var; bu oyunlarda belki 4-5 arkadaş bir araya geliyor. Bu sefer çocuk çekildiğinde, bakkala bile git denildiğinde çocuk oyun grubundan alındığını hissediyor. Bu manada çocuğun oynadığı oyunlar bence denetlenmeli, öte yandan küçük çocuklar tamamen ekranın karşısına teslim edilmemeli. Bu manadan ekransız bir dünya öneriyorum. Ekransız çocuk daha verimli oluyor, nöronlarını daha iyi kullanıyor, sosyal oluyor. Baktığımızda çocuklar artık odaklanamıyor; odaklanma problemi, dikkat eksikliği çok ciddi arttı. Yazı değerlendirelim; ailecek yürüyüşler, piknikler öneriyorum. Mümkün mertebe imkân oldukça çok uzağa bile gitmeye gerek yok; imkânlar dâhilinde yakınlardaki parklara da gidilebilir. Hiç olmazsa evde beraber bir şey izlemek bile artık ailelerde yapılmıyor; oturup çok güzel filmler, belgeseller izlenebilir sonra beraber kitap okusunlar, şiir okusunlar. Beraber vakit geçirme kültürünü edinsinler. Birde çocuğu oyunun başında bırakmak yerine misafirliğe gidiyorsanız çocuklarla gidin; gittiğiniz yerdeki çocuklarla tanışsınlar, birbirleri ile konuşsunlar. Çocuklar, birbirinden habersiz sağır odada yetişiyor. Dünya görsün, kendi doğru-yanlış ne yapıyor, iletişim kursun. Bu durum da çok önemlidir." şeklinde belirtti
"Hem veliler hem çocuklar ekran başında kalma sürelerini minimuma düşürsünler"
Türkiye'nin oyun bağımlılığında dünya genelinde ön sıralarda olduğunun altını çizen Karahasan, "Dünya Sağlık Örgütü maalesef artık 'Dünya Sağlıksızlık Örgütü' diyorum oyun bağımlılığını bağımlılık olmaktan pandemi döneminde kaldırdı ve geri getirmedi. Bizim dijital kullanma süremiz ortalama 18-19 saatlere kadar yükseldi. Bu çok yüksek bir orandır. Artık telefonlar dijitalin ne kadar kullanıldığını gösteriyor. Hem veliler hem çocuklar ekran başında kalma sürelerini minimuma düşürsünler hatta bunu sağlayan çocuklara anne babalar; 'bak sen bunu azalttın, sana şöyle bir ödül veriyorum' diyerek ödül bile versin. Çocuklarımızı dijital dünyaya terk etmeyelim ve bu yazı iletişim ve sosyalleşme fırsatı olarak görelim. Çünkü sürekli oyunun başında oturmak kamburlaştırıyor, vücut hareketlerini değiştiriyor; yazık etmeyelim. Çocuklarımız ve ailelerimiz bu konuda çok daha dikkatli olsunlar." diye kaydetti.
"Kur'an kurslarında çocuklar hem Kuran'ın dünyasına giriyor hem de dijital dünyadan çıkmış oluyor"
Çocukların, yaz tatili boyunca Yaz Kur'an Kursları, camilerde yapılan etkinlikler, STK'ların yaptığı etkinlikler gibi çeşitli sosyal etkinliklere imkân dâhilinde katılması çağrısında bulunan Karahasan, "Eskisi gibi değil, artık çok güzel imkânlarda var. Kuran Kurslarımız çok etkili, çok şükür Türkiye'nin her yerindeki camilerde çok güzel etkinlikler var. Çocuk ister istemez oradayken hem Kuran öğreniyor hem Kuran'ın dünyasına giriyor hem de dijital dünyadan çıkmış oluyor. Yaz Kuran kurslarında iki defa fayda var. O yüzden ben buraları da öneriyorum, muhakkak aileler çocuklarını teşvik etsinler. Çocukların sadece Kuran öğrenmediği aynı zamanda sosyalleştiği, hayatı öğrendiği bir mekândır burası. Cami 'cem' olmaktan geliyor, cami Müslümanın her şeyidir. Cami ile tanışmada bilgi ve eğlence bazlıdır. Çünkü orada artık sadece Kuran Kursu yok birçok etkinlik var, onun da öneriyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)