Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde düzenlenen İl Başkanları Toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, aldıkları oy oranı ve 5 milletvekiliyle 21 yıllık aranın ardından Milli Görüş'ü Yeniden Refah ile yeniden Meclis'e taşıdıklarını dile getirdi.

 
Tabela partisi haline dönüştüler
Seçimin en büyük kaybedeninin ise "son derece bonkör bir şekilde" iki Meclis grubu kurmaya yetecek sayıda milletvekilini "yüzde 1 oyu olmayan partilere hoyratça veren" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu ifade eden Erbakan, 6'lı masada yer alan küçük partilerin de bu seçim sonucunda "adeta bir tabela partisi" haline geldiklerini savundu.

Erbakan, "Önemli olan CHP'nin sırtından milletvekilliği kapmak değil, kendi logonuzla kendi gücünüzle kendi alın terinizle seçime girip bu şekilde milletvekili kazanabilmektir. Politik kurnazlıklar üzerine inşa edilen binalar eninde sonunda çökmeye mahkumdur." dedi.

 
"Milletimiz, ekonomik buhranlarından kurtarılmayı bekliyor"
Devletine bağlı cefakar milletin, 14 ve 28 Mayıs'ta üzerine düşeni yerine getirdiğini kaydeden Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bütün ekonomik sıkıntılarına, bunalmışlığına rağmen milli ve manevi değerlerine, ülkesinin bekasına sahip çıkmış, bu ülkenin CHP zihniyetine teslim edilmesine müsaade etmemiş, Cumhur İttifakı'na sahip çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanı'mızı seçmiş, ancak şimdi aziz milletimiz haklı olarak ekonomi alanındaki buhranlarından kendilerinin kurtarılmasını beklemektedir. Bu yolda çok acil, çok etkili, çok ciddi adımların bir an evvel atılması gerekmektedir. Ekonominin borç-faiz, zam-vergi sarmalından kurtarılması, denk bütçeyle faize giden milyarlarca doların kurtarılması, kamudaki israfın önlenmesi, milli kaynak paketlerimizin hayata geçirilmesi ve bu elde edilen imkanın da dar gelirli milyonların alım gücünün, refah seviyesinin artırılması için kullanılması, işsiz milyonların istihdam imkanına kavuşması için kullanılması son derece hayati konulardır. Biz de Yeniden Refah Partisi olarak, bu doğrultuda atılan adımlara sonuna kadar destek olacağız. Doğruya 'doğru', yanlışa 'yanlış' demeye devam edeceğiz.