El-Arabiyye Televizyonu! Filistinliler Sana Ne Yaptı?
El-Arabiyye televizyonu, Arap dünyasındaki en yaygın televizyonlardan biridir. Arap dünyasında El-Cezire ile yarışacak kadar potansiyeli de var. Her basın yayın organının kendine has bir politika takip etmesi doğal bir hak olarak kabul edilir. Bunun kimseye bir zararı da yoktur. Ancak, bir organın Filistinlilere, direnişe ve Filistinli direnişçi gruplara düşmanca saldırması, karalaması, kötülemesi ise derin düşünmeyi, sesi yükseltmeyi ve tavır almayı gerektirir. Yabancı televizyonların yaptıklarını farklı kültür, medeniyet, tarihi mücadele ve işgalci İsrail’in bölgedeki Siyonist projelere hizmet etmesi gibi etkenlere bağlarken ve saldırılarını bu çerçevede anlamaya çalışırken; Arapça yayın yapan, Arapların parasıyla kurulan, onlar tarafından finanse edilen ve Araplara hitap eden bir kanalın yaptıklarını ise anlamıyoruz ve yaptıklarına asla saygı duymuyoruz. Filistin direnişine karşı bu düşmanca tutumun nedenini bilemiyoruz. Hâlbuki Filistin davası parçalamaz, birleştirir; dağıtmaz toplar. Arap ordularının kucağında iken işgalcinin kirli çizmelerinin altına düştü. Bu halkın özgürlüğe kavuşturulması ve işgal edilen toprağının işgalden temizlenmesi bütün ümmetin görevidir. Ümmetin her türlü imkân, asker ve basın ile onun özgürlük sürecine katkı sağlaması gerekir. Arap kanalının programında eksik bulduğumuz nokta işte budur.
Tutumunda bir tuhaflık var. Bunun arkasındaki birçok etkeni araştırdık ve irdeledik, ancak insani, milli, mesleki ve ahlaki hiçbir neden göremedik. Yaptığı programları ve yayınladığı röportajları takip ettiğimizde, direnişin olumsuzlukları üzerinde durduğunu ve bunları olabildiğince büyüttüğünü, gizli taraflarını irdelediğini, mahremiyetine tecavüz ettiğini, masa başı haber uydurduğunu, direnişi kötü göstermek, Filistin davasına zarar vermek, direnişe ve düşmanla ilişkileri normalleştirmeye karşı olduğunu göstermek için akla hayale gelmeyen olaylar aktardığını gördük. Bu, El-Arabiyye’nin eskiden beri devam eden tavrıdır. Ancak son zamanda özgür ve onurlu insanların kabul edemeyeceği şekilde işi daha ileri bir boyuta taşıdı, Filistin direniş güçlerini, Filistinli grupları ve Gazze’yi Mısır olayları içine çekmek istedi. Süreç içinde kendisi gibi olan uydu kanallarının zehir saçan karanlık mutfağı olduğunu öğrendik. Yalan, uydurma haber, iftira, tahrik ve saldırganlığa devam etmektedir. Televizyon, yalan, sonra yalan ve yine yalan temeli üzerinden saldırganlığını ve karalamalarını sürdürüyor.
Şunu açıkça ifade ediyoruz. Filistin direnişinin her türlü desteğe ihtiyacı var. Politikasında kimseyi hedef almıyor. Bununla birlikte El-Arabiyye ve başındakilere şunu sormak hakkımızdır:
Filistin size ne yaptı? Size ne tür bir zararı dokundu? Kin, nefret ve düşmanlığı yayarak ne kazanmak istiyorsunuz? Filistin içinde ve dışında bu kanalda çalışanlardan sorumluluk taşımalarını, tarihi tavırlar göstermelerini ve ilkeli davranmalarını istiyoruz. Bu talebimiz taciz amaçlı değildir. Bu, her halkın ve cemaatin hakkıdır. Biz sadece tarafsızlık, insaf ve sorumluluk istiyoruz.
El-Arabiyye’nin kör gözü, kırık kalemi ve karanlık kameralarıyla Gazze’ye, direniş güçlerine, direniş gruplarına ve Filistin halkına karşı yayınladığı raporları, güttüğü politikayı ve bilinçli karalamayı tamamıyla reddediyoruz. Yine kanalın kuşatmayı daha da ağırlaştırmak ve sınır kapısını kapatmak için Mısır’ı bize karşı kışkırtma çabalarını da kınıyoruz. Tarih, aşağılık ve haksız kararların alınmasına neden olanları ve bu kararları uygulayanları asla affetmeyecektir. Tarih’in şahitliği karşısında ise, kimsenin mazereti geçerli olmayacaktır.
Filistinhaber / Dr. Hasan Ebu Haşiş