Bu yıl tarımsal ekim dönemi için senenin başlangıcı sayılan Mayıs, Haziran döneminde Türkiye genelinde önemli derecede yağışın yağmış olmasının burukta olsa çiftçilerin yüzünü güldürdüğünü belirten Yılmaz, son birkaç gündür iyi yağış alan bölgede kuraklık riskinin kalmadığını vurguladı.

İLKHA ya konuşan Mustafa Yılmaz: "GAP projesi eğer bitirilirse bu kuraklık sorununun da ortadan kaldırmış oluruz. Ülkemizin sanayisi, ekonomisi ve kalkınması için iyi olacaktır." ifadelerini kullandı.

"2023 yılında yağışlar bol oldu"

Şanlıurfa'nın kuraklıktan etkilenen illerin başında geldiğini ifade eden Yılmaz, "Şanlıurfa kurak iklim kuşağında yer alan ve her yıl kuraklıktan ciddi şekilde etkilenen bir kenttir. Geçmiş yıllarda çok ciddi şekilde kuraklık faktörleri oldu. Üreticiler yüzde 90 üzerinde ciddi kayıplar yaşadı. Neredeyse üretim yapamadı, ürün kaldıramadı. 2023 yılında başlangıçta bir kuraklık riski vardı fakat yağışlar bol oldu. Biliyorsunuz bir sel felaketi yaşadık. Yaşanan felakette tarım arazileri ciddi etkilenmiş olsa da etkili yağışlar kurak tarım yapan çiftçilerin yüzünü güldürdü. Arpa ve mercimek hasadı dönemindeyiz şu an. Verimlere baktığımız zaman bu yıl çiftçilerimizin yüzü gülüyor. Temennimiz o ki önümüzdeki yıllarda da yağışların devam etmesi. Tabii ki bunu garanti edemeyiz." şeklinde konuştu.

"GAP projesi  bitirilirse bu kuraklık sorununu da ortadan kaldırmış oluruz"

Mustafa Yılmaz

Doğu bölgesinde yapımı devam eden GAP projesinin önemine değinen Yılmaz, "Türkiye tarımında Şanlıurfa GAP'ın başkentidir. Şu anda yapımı devam eden GAP projesi dünya çapında benzeri olmayan nadir bir projedir. GAP projesi eğer bitirilirse bu kuraklık sorununu da ortadan kaldırmış oluruz. Ülkemizin sanayisi, ekonomisi ve kalkınması için iyi olacaktır. Şehrimiz giderek büyüyen ve gelişen bir şehir. Hem nüfus olarak hem de genç nüfus olarak 2.5 milyonu geçtik ve tarım potansiyeli yüksek olan bir kenttir. GAP projesi biran önce bitirilirse bu kuraklık problemini şu an konuşuyor olmazdık belki. "dedi.

"Sel felaketinde hububat ekili araziler ciddi etkilendi"

Hububat ekili birçok alanda su birikmesinin ciddi hastalıklara sebep olduğunu söyleyen Yılmaz, "Şanlıurfa'da 4-5 tane deremiz var ve Harran ovası düzlük olduğu için sular orada birikti. Bu da hububat ekili alanlarda ciddi hastalıklara neden oldu. Üreticilerin tekrar ilaçlama yapması gerekti ve gübre atanlar tekrar gübre atmak zorunda kaldı. Tabii ki bunlar ciddi girdi maliyetleridir. Girdi maliyetleri artınca çiftçiye daha fazla yük oldu. Mayıs ve haziran aylarında geçiş yağışları dediğimiz yağışlar beklemediğimiz yağışlardır. Bunun nedeni ise ekili pamuk ve mercimek hasadı yapılan tarihlere denk geliyor. Bu dönemlerde yağan yağışlar arpa ve buğdayda danede verim ve kalite düşüklüğüne neden oluyor." diye belirtti.

"Bu dönemlerde yağan yağışlar çiftçilerin istemediği yağışlardır"

Aşırı yağışlardan dolayı ekinlerinin gördüğü zararlara dikkat çeken Yılmaz, "Çiftçiler mercimekleri kümeler halinde bırakıyor daha sonra patosa vuruluyor. Şu anda mercimekler hala tarlalarda bekletiliyor ve bu süreçte yağan yağışlar mercimeklerin kararmasına neden oluyor. Bu dönemlerde yağan yağışlar çiftçilerin istemediği yağışlardır. Pamuk ekili alanlarda üretici yağan yağışlardan dolayı pamukta kök çürüklüğüne neden oluyor. Kök çürüklüğünün herhangi bir kalıcı tedavisi yok, belli koruyucu ilaçlar var fakat bunlar yeterli olmuyor. Üreticiler fazla yağan yağışlardan dolayı zarar gören pamukları tekrar sökme durumuyla karşı karşıya kalıyor. Söküm demek maliyet demektir. Üretici girdi maliyetlerinden dolayı üretim yapamaz duruma geldi ve girdi maliyetleri yükseldi. Şu anki fiyatlarda istenilen düzeyde değil. Geçen ayın 6'sında hükümet tarafından hububat fiyatları açıklandı. Belirlenen fiyat birçok üretici ve çiftçi tarafından beklentiyi karşılamadı. Yaptığımız maliyet analiz raporlarında açıklanan fiyatlar neredeyse maliyet fiyatlarıdır. Herkese bol ürünlü ve bereketli hasatlar diliyorum." şeklinde konuştu. (İLKHA)