Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Beştepe'de balkon konuşması: Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak, bütünleşme vaktidir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. zaferinin ardından klasikleşen Balkon Konuşamsı'nda kimseye kızgın ve öfkeli olmadıklarını, artık Türkiye'nin milli hedefler etrafında birleşmesi gerektiğini söyledi.
14 Mayıs'ta TBMM'de çoğunluğu elde eden Cumhur İttifakı ve AK Parti bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile cumhurbaşkanlığını da kazandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her seçim sonrası Ankara'daki AK Parti Genel Merkezi'nde yaptığı geleneksel balkon konuşmasını bu kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan " Kazanan demokrasimizdir. Hatırlarsanız biz her fırsatta kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik. 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bizlere verdiği sorumluluğun gereği olarak kimseye kırgın öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hedeflerimiz, milli hayallerimiz etrafında bütünleşme vaktidir." dedi.
Erdoğan'ın seçimin kaybedeni olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı, "Sizler Cumhur İttifakı'nı mahcup etmediniz. Cumhur İttifakı'nı yalnız koymadınız. Bu yolda beraber yürüdük. Sizler bu görevi yine bize verdiniz. Türkiye Yüzyılını beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz. Hazır mıyız buna?
Bugün kimse kaybetmemiştir. 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Sorumluluğun gereği olarak kimseye kırgın küskün öfkeli değiliz.
Tüm çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hayallerimiz etrafında bütünleşme vaktidir. Biz bu çağrıyı laf olsun diye değil tüm kalbimizle yapıyoruz. Biz biliyoruz ki Türkiye'nin gücü 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Cumhurbaşkanlığı görevini 5 yıllığına daha bizlere tevdi etmiştir"
"Aziz milletim... Ekranları başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarım. Sevgili Ankaralılar...
Değerli dava ve yol arkadaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu hamdolsun kaydadeğer herhangi sıkıntı, sorun yaşanmadan tamamlanmıştır.
Seçimin gayri resmi sonuçlarına göre milletimiz Cumhurbaşkanlığı görevini 5 yıllığına daha bizlere tevdi etmiştir.
Ülkeyi yönetme sorumluluğuna bizleri tekrar layık gören milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
Gerek 14 Mayıs'ta gerek 28 Mayıs'ta tercihini hangi partiden, hangi adaydan yana kullanmış olursa olsun yurt içinde ve yurt dışında sandık başına giderek iradesine sahip çıkan demokrasimizin gücünü ispatlayan her vatandaşıma teşekkür ediyorum.
Bu süreçte seçimin en sağlıklı şekilde yürümesi için görev yapan kamu personelini, parti temsilcilerini, sandık görevlileri, müşahit, emniyet mensupları ve diğer herkesi tebrik ediyorum.
"Kazanan Türkiye'dir"
Çok partili siyasi hayatımızın en önemli seçimlerinden birinde milletimizin kararını Türkiye Yüzyılı'ndan yana kullanmıştır.
Seçimin ilk turunda milletimiz TBMM üyelerinin çoğunluğunu Cumhur İttifakı'na vererek yasamadaki tercihini zaten ortaya koymuştur. Bugün yapılan ikinci tur seçimiyle milletimizin Cumhurbaşkanlığındaki, yani yürütmedeki tercihi de kesinleşmiştir. Milletimizin iradesi olan bu sonucun başımızın üstünde yeri vardır.
Fakat kazanan sadece biz değiliz; kazanan Türkiye'dir.
Kazanan tüm kesimleriyle milletimizin ta kendisidir. Kazanan demokrasimizdir. Hatırlarsanız biz her fırsatta kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik.
Yine aynı şekilde biz kazandığımızda tek kaybeden ülkemizle ilgili kirli senaryoların sahipleriyle onların aparatları olan terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik.
Şimdi burada aynı sözü bir kez daha veriyoruz; bugün kimse kaybetmemiştir. 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hedeflerimiz, milli hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir.
"40 tane kiralık vekil verdi"
Biz bu çağrıyı laf olsun diye değil tüm kalbimizle yapıyoruz. Biz biliyoruz ki Türkiye'nin gücü 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor.
Buradan ben hesap uzmanı değilim. Ama hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var.
2018'de CHP vekil sayısı 146'ydı. Hesap yapıyoruz ya. 2023'te vekil sayısı 169. Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat burada kiralık vekiller var. 40 tane kiralık vekil. Yüzde 1 oy alan partilere ne yaptı, 40 tane kiralık vekil verdi. Sayı nereye düştü? 129'a. 146'dan 129'a hangisi büyük? Herhâlde 129 büyüktür diyemezsiniz.
Bu milletvekilleri sayısını düşürene herhalde haydi diyemezsiniz. Şimdi Kandil'dekilerle onları arkaya alıp video çekimi diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor. 17 vekil düşmüş durumda.
"Selo'yu istediğin gibi dışarı çıkaramazsın"
Ne diyordu? 'Eğer Selo'yu dışarı çıkarmak istiyorsanız, oyu bana vereceksiniz' diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Çünkü milletim benim iyi biliyor. Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo'dur.
Adaletin, hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye'de sen 51 Kürt kardeşimizi ölümüne neden olan Selo'yu istediğin gibi dışarı çıkaramazsın. Hele hele bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir.
Zira bizim iktidarımızda adalet mülkün esasıdır, bu değiştirilemez.
Rahmetli Menderes'in 'Yeter söz milletindir' diyerek yeni bir dönemin kapılarını açtığı 1950'den beri yaşadığımız tüm badirelerin gerisinde hep Türkiye'nin bu gücünün zayıflatılması vardır. Darbeler bunun için yapılmıştır, muhtıralar bunun için verilmiş, koalisyonlar bunun için kurulmuş, bunun için yıkılmıştır.
"Alman, Fransız, İngiliz dergileri Erdoğan'ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı?"
Sahip olduğumuz muazzam ekonomik potansiyelin hayata geçmesi hep bunun için engellenmiştir. Ülkemizin doğusundaki, güneyindeki, kuzeyindeki, batısındaki güç ve etki alanlarının üzeri hep bunun için örtülmüştür. Üzerimize giydirilen ve bize dar gelen deli gömlekleri içinde bunu yıllarca boğanların korkusu bugün müjdesini verdiğimiz Türkiye Yüzyılı'nın bir gün geleceğidir. Bugün işte o gündür.
Bugün rahmetli Menderes'in uğruna canını verdiği demokrasi ve kalkınma hamlelerimizin en üst seviyeye ulaşma günüdür. Rahmetli Özal'ın son nefesine kadar peşinde koştuğu büyük Türkiye hayalinin başlama günüdür. Rahmetli Erbakan'dan, rahmetli Türkeş'e mücadelelerin gayesine ulaşma günüdür.
21 yıldır ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize yaptığımız hizmetlerin üzerine Türkiye Yüzyılı'nın müjdesini verme günüdür. Bunu sizlerle yaptık.
Bugün hem kendi vatandaşlarımızın hem de kendi geleceklerini bizimle birlikte gören dost ve kardeşlerimizin zafer ve şükür dualarının arşa ulaştığı gündür.
İşte sandıklar kapandı telefon zincirleri akmaya başladı. Körfez'den İngiltere'ye ve Rusya'ya kadar, hepsi tebriklerini bildirdiler, yarın da yine bu tebriklerin devam edeceğini görüyoruz.
Son 10 yıldır önüne kurulan tüm tuzaklar, üzerinde oynanan oyunlar sırtına saplanan hançerler, ayağına takılan tüm çelmeler işte bugünü engellemek içindir.
Alman, Fransız, İngiliz dergileri Erdoğan'ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı? Bu kapakları yazmadılar mı? İşte onlar da kaybettiler.
"Çözemeyeceğimiz sorun yoktur"
Aylardır karşımızda kurulan ittifakları gördünüz. Kimlerin kimlerle beraber olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara karşımıza dikildiklerini gördünüz. Buna rağmen ne oldu? Hamdolsun başaramadılar. İnşallah bunda sonra da başaramayacaklar. Bu millet mayasının ne kadar sağlam, basiretinin, ferasetinin ne kadar güçlü olduğunu yaşadığı her badirede tekrar tekrar ispatlamıştır.
Bundan dolayıdır ki, Türk milletinin asla zafiyetini yakalama, bulma gibi gayretin içerisine girenler yine kaybedeceklerdir. Sadece şu son seçimler boyunca şahit olduklarımız bile milletimizin şu onurlu duruşunu göstermiştir. Milletimizle aramızdaki muhabbet köprüsü böylesine güçlü olduğu müddetçe üstesinden gelemeyeceğimiz mücadele, çözemeyeceğimiz sorun yoktur.
Şimdi Rabbime beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için hamd ediyorum.
Aziz milletim, değerli kardeşlerim seçimler bittiğine göre artık tüm vaktimizi ve enerjimizi çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tamamiyle tahsis edeceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir.
Sadece kalbimiz değil elimizde hep deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir. Enflasyonun yol açtığı fiyat artışları sıkıntılarını gidermek, refah kaybını gidermek önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları başbakanlığım döneminde faizi 4.6'ya, enflasyonu 6.2'ye indirerek ispatlayan biz değil miydik?
Biz bu işi yaşadık, yaptık ama bunları böyle bir derdi var mı? Bunlarla laf ola beri gele. Yaparsak yine biz yaparız. Evet şu anda faiz 8,5'a indirildi ve enflasyonda inecek. Onlar bizimle yarışamaz. Onlar IMF'nin kapısında nöbet tutarlar. Bizler Davos'tan kopuşumuzu nasıl başlatmıştık biliyor musunuz?
"Bu CHP ne diyordu hala IMF'den borç almanız lazım"
Ve Davos'ta şu anda Babacan yanımdaydı o zaman. Ve Davos'ta IMF başkanı ile görüşüyoruz. O zaman bizim 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz var. Başkana dedim ki, 'Sen taksitlerini alıyor musun, dolayısıyla Türkiye'nin siyasi kaderine sen müdahale edemezsin. Türkiye'nin başbakanı benim, sen sadece taksitlerini alacaksın'. 2013'te son taksidi ödedik, ondan sonra IMF ile ilişkimiz bitti.
Bu CHP ne diyordu hala IMF'den borç almanız lazım. O sizin işinizdir bizim değil. O gün bugün 10 sene geçti. Biz IMF'den borç almadık. O zaman da Merkez Bankası 27,5 milyar dolar döviz rezerviydi. Bunlar İngiltere'ye gidip 3 milyar dolar getirecekmiş. Onlar sana delikli kuruş vermez, tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir. Tefeciden para isteyenin akıbeti sandıklarda ortaya çıktı.
Biz şimdi yolumuza emin adımlarla yürüyoruz. Güven ve istikrar, bu iki kavram çok önemli. Siyasette arkadaşlarımla hep bunu konuştum. GÜçlü bir ekonomi yönetimini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Bir finans yönetimi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarlıyoruz.
Sanayi, enerji her alanda giderek artan üretim gücümüzün sağladığı imkanlar herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi haline getireceğiz.
"Gabar'da petrol yatarak değil çalışarak çıktı"
1 ay süreyle ücretsiz olarak doğalgazı vatandaşlarımıza verdik mi? 1 yıl boyunca da 25 metre küp doğalgazı biz Cumhurbaşkanlığının hediyesi olarak vatandaşlarımıza verme kararını açıkladık mı?
Şimdi Gabar'da petrol çıktı. Yatarak çıkmadı. Çalışarak çıktı. Daha önce orada Bay Bay Kemal'in dirsek temasında olduğu teröristlerin oralarda beton dökmeleri sebebiyle petrol çıkartamıyorduk. Ama şimdi çıkardık. Bununla birlikte küresel gelişmelerin bozduğu dengeler yeniden kuruluyor.
Güneyimizdeki güvenlik tehditleri, terörle mücadeleyi artıracağız. Siyasi ve diplomatik kanalları daha etkin işleteceğiz. Kısaca çok yönlü çalışmalarla sınırlarımızdan bunları da uzak tutmaya devam edeceğiz. Bay Bay Kemal'in ortakları ne diyordu? Biz güneyimizdeki terör örgütleriyle beraber olacağız. Bununla kalmadılar, oralardaki petrol kaynaklarını bu teröristlerle paylaşmanın adımlarını attılar.
İşte Kamışlı bunlardan bir tanesidir. Koalisyon güçleriyle ortak yönettiler.
Vatandaşlarımızın talebi olan sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini bu politikanın parçası olarak değerlendiriyoruz.
Vatandaşlarımızın bu konudaki beklentilerini karşılamak görevimiz. Suriye topraklarındaki güvenli bölgelere 600 bine yakın kişinin gönüllü olarak geri dönmesini sağladık. Katar'la işbirliği yaptık. Yeni iskan projesiyle birkaç yıl içinde 1 milyon kişinin dönüşünü temin edeceğiz.
"Trakya bir merkez olacak"
Eğitim, sağlık, ulaşım, enerji, sanayi, tarım, turizm, spora kadar ülkemize asırlık kazanımlar sağladığımız alanlarda çıtayı daha yukarıya taşıyacak yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz. Ülkenin şartlarına ve gençlerimizin beklentilerine karşılık gelecek uygulamaları genişleterek sürdüreceğiz.
Sağlıkta dünyanın örnek aldığı altyapımızı ve sigorta sistemimizi daha ileriye taşıyacağız. Şehir hastanelerimizi artıracağız. Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma ve enerjide yatırımları küresel düzeye taşıyarak Türkiye'nin konumunu daha da güçlendireceğiz. Sayın Putin'in Türkiye'nin yani Trakya'nın bölge olması konusunu tebrik mesajında tekrar etti. Onlarla bu adımı atacağız. Trakya bir merkez olacak.
Sanayimizi bilhassa savunma sanayimizin marka değerini artıracağız. Bizi dünya gıda sektörünün en önemli aktörlerinden biri haline getiren tarım ve hayvancılıkta üretici gelirlerini artıran bir sistemi hayata geçireceğiz. Hizmetlerde, turizmde yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğiz. Sosyal yardım ve d estek sistemimizi milletimizin tek ferdinin kendisini sahipsizlik hissetmeyeceği seviyeye getirene kadar geliştireceğiz.
Kısacası önümüzdeki dönemin her anını Türkiye Yüzyılı'na yakışır eser ve hizmetlerle değerlendireceğiz. Yarın İstanbul'un fethi bir çağı açıp yeni bir çağı kapatmıştı.
Yarın bu fetih İstanbulumuzda kutlanacak. Mübarek komutan, mübarek asker. İnşallah sizleri karşımda bu ecdadın torunları olarak görüyorum. Sizlerle iftihar ediyorum. Sizlere inanıyorum. Sizlere güveniyorum. İnşallah bu seçimleri giriş kapısı olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı da tarihe böyle dönüm noktası olarak geçecektir.
Emanete sahip çıktığınız için sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Kelimelere sığmayan sevginiz, coşkunuz, vefanız, kadirşinaslığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bizlere bu toprakları vatan yapmak, vatan olarak tutmak için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. 15 Temmuz gecesi şu gazi mekanın önünde istiklal ve istikballeri için gözlerini kırpmadan ölüme yürüyen şehitlerimizi kemal-i edeple anıyorum.
Şehitlerimizin elden ele ulaştırdığı kutlu sancağı yere düşmeyeceğini gösterdiniz. Rabbim hepinizden razı olsun. Türkiye Yüzyılı kutlu olsun. Büyük Türkiye zaferimiz hayırlı olsun. Sözlerime Arif Nihat Asya'nın şu dua şiiriyle son vermek istiyorum:
Biz, kısık sesleriz... Minareleri,
Sen, ezansız bırakma, Allah'ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma, Allah'ım!
Mahyasızdır minareler... Göğü de
Kehkeşansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma, Allah'ım!" (İLKHA)