Mehmet Bozdaş

İstanbul’a hizmet etmemesinden dolayı sürekli eleştirilen İmamoğlu, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi için sahalara indiğinden İstanbul’u hepten unutmuş, mega kentin sorunlarını adeta kenara atmış durumda. Anlayacağınız İmamoğlu İstanbul dışında her yerde.

Millet ittifakının kazanması durumunda iktidara geldiklerinde ne yapacaklarını kendisinin bile zor hayal ettiğini, halkın hayal bile edemeyeceğini söyleyen İmamoğlu için İstanbulluların kendi iktidarlarında neler olacağını iyi hayal edebileceği yorumları yapıldı.

Neden mi?
Çünkü İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanlığı’na seçilirken de “her şey çok güzel olacak!’’ demiş ve İstanbullulara onlarca vaatte bulunmuştu. Peki İmamoğlu kazandıktan sonra her şey güzel oldu mu, vaatlerini yaptı mı? Tabi ki de hayır.

Dilerseniz her şeyin neden güzel olmadığına hep birlikte bakalım.

İmamoğlu açlık sınırı altındaki aileler için; ekmeğe, suya, süte ve damacanaya para ödemeyecekler demişti. Peki soralım ücretsiz alan var mı?
Yardıma muhtaç her aileye ayda 200 ile 2020 tl arasında yardım yapılacaktı. Bir anda herkes zenginleşti yardıma muhtaç kimse kalmadı galiba zira bu yardım da yapılmadı veya yardıma muhtaç bir kişiye tek yapıldı.

Kimse kendi mahallesinde İSPARK’a para ödemeyecekti. Son yapılan %60 zamla en düşük ücret 20 tl oldu.
Evlere su %40 daha ucuz girecekti ama nerdeyse her dönem suya %17 ile %40 arasında zam yapıldı.
Öğrenciler için aylık İstanbul Kart ücreti 50 TL kampanyası demişti, önce indirim oldu ama sonra %80 zam ile 140 TL yapıldı. Sivil kartlara yapılan zamları söylemeye gerek yok.

Yetti mi? Hayır!
Her şey çok güzel olacak! Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz denmişti tam 17 bin kişi işten çıkarıldı. Yetmemiş gibi hakkını isteyen mağdurlara üst perdeden alaycı bir tavır ile konuştu.
Sürekli arıza veren metro ve metrobüs haberleri…
Yürümesi gereken ama yürümeye mecali kalmayıp yürüyemeyen merdivenler…
Metrobüslerde yaşanan izdihamlar…
Yollarda kalmış belediye otobüsleri...
Bakımsız kalan, bozulan yollar…
Kırılan tek bir kaldırım taşının dahi onarılamaması…
En ufak bir yağışta bile kitlenen trafik ile yollarda kalan İstanbullular Türkiye gündeminden düşmez oldu.

Yetti mi? Hayır!
Her şey çok daha güzel olacak! Karda kapanan yollar ile sele maruz bırakılan İstanbulluların yaşadığı bütün afetlerde matematiği zorlayan bahtsızlıklar ile İBB Başkanı İmamoğlu nereden çıkagelsin? Tatillerden!

İmamoğlu İstanbulluları hizmetten mahrum bıraktığı yetmiyor gibi bu sefer de ceplerine göz dikti. Almanya'dan metro inşaatları ve alt yapı çalışmaları için 110 milyon avroluk kredi aldı. Ve yine metro inşaatları ve alt yapı çalışmaları için uluslararası piyasalardan 580 milyon euro borç aldı. Alınan bu kadar borcun ve kredinin üstüne İngiltere'den de İstanbul'da yapılacak projeler için 500 milyon Euro daha borç ararken bu miktarların İstanbul için çok olmadığını belirtti. Herhalde bu kadar borcu ve dahasını 16 milyona böldü.

Peki soralım bu kadar büyük borç ve kredi ile yapa yapa sadece 7,24 km metro hattı mı yaptınız?

Ve bununla gururlanıyorlar ama 3,5 senede bu kadar küçük çalışma ile gurur duyulur mu halkın takdirine bırakıyoruz!

Bu kadar borca bu kadar az iş akıllara şu repliği getiriyor “az iş çok laf”
İşte İstanbullular oy verirken maalesef bu kadar yüksek vizyonu! hayal dahi edemiyordu. İstanbul’un bu kadar ihmal edileceğini bilmiyordu. Seçtikleri başkanın bu kadar sorumsuz olacağını, keyfine bu kadar düşkün olacağını, kendilerini hiçe sayacağını bilmiyordu.
16 milyonu çok saf görüp bu küçük çalışmalar için bu kadar yüksek miktarlarda borçlandıracağını hiç bilmiyordu. Oysa ne ümitlerle seçtirmişti kendisini. Her şey çok güzel olacaktı değil mi? Sonuç olarak ne mi oldu? Yönetemediniz! İstanbullular sizin yüzünden mağdur...
Şimdilerde ülkenin yararına vaat dahi veremeyen millet ittifakı ile beraber bu yüksek vizyonu ile tekrardan gündemde olan İmamoğlu bu sefer 85 milyonun aklı ve hayalleri ile oynamanın peşinde. İktidara geldiklerinde, ne yapacaklarını kendisinin bile zor hayal ettiğini halkın hayal bile edemeyeceğini söylemişti ya İstanbul’a, İstanbullulara yaptıkları ortada, ülkenin yönetimine geçtiklerinde ise neler yapacakları daha doğrusu neler yapamayacakları da ortada.