Siyasette kullanılan dil ve üslubun olumsuz yansımaları gündemdeki yerini korurken siyasetçilerin kullandıkları üslup ülkenin en önemli sorunlarından birisi haline geldi. Ülkedeki birçok sorunun temelinde; siyasetçilerin ötekileştiren, ayrıştıran ve zaman zaman saldırılara yol açan söylemler bulunuyor.

20'nci Dönem Zonguldak Milletvekili Eğitimci-Hukukçu Necmettin Aydın, toplumu ayrıştırıcı dil kullanan siyasileri uyararak siyaset kurumunun sorun üreten değil, çözüm mercii olduklarını hatırlamalarını istedi.

14 Mayıs Seçimleri hayırlara vesile olmasını temenni eden Aydın, "Her seçim önemlidir. Ama bu seçimler her seçimden daha önemli hale gelmiştir. Seçim çalışmalarında bütün siyasi partiler bütün güçleriyle ellerinden geldiği kadar gayret ediyorlar. Seçim kampanyasındaki partilerin performanslarına baktığımda AK Parti'nin dışındaki partilerin performanslarını pek yeterli bulmuyorum. Partiler bu seçime iyi konsantre olamamışlar. Çok yüzeysel ve toplumla gönül birliği kuramadan kamplaşma üzerine propaganda yapıyorlar. Bunun da çok fazla etkili olduğunu sanmıyorum." dedi.

"Türkiye tarihinin en güvenlilik dönemlerinden birini yaşıyor"

Yapılan saldırıların bireysel olaylar olduğunu dile getiren Aydın, "Türkiye, tarihinin en güvenli dönemlerinden birini yaşıyor. Organize bir saldırı veya çok anlamlı bir kutuplaşma ifadesi anlamda bir saldırı olarak görmüyorum tamamen bireysel vakalar olarak görüyorum. 300 bin kişinin cezaevinde olduğu bir Türkiye'de bu kadar siyasi çalışmanın olduğu bir yerde çok azınlık birtakım insanların her türlü saldırıyı yapıyor olması bana olağan geliyor. Bunlar psikolojik rahatsızlıkları olanlar tarafından da yapılabilir. Organize bir saldırı sıkıntı görmüyorum. Benim esas orada gördüğüm şey şu siyasi partiler kendilerini anlatamayınca bu münferit saldırılardan menfaat umar. Olayları köpürterek çok büyük savaş açılmış, ordular kendilerine savaş açmış gibi davranmaktadırlar. Buradan partilere ekmek çıkmaz bunu en köpürterek yapmaya çalışan Meral Akşener oldu. O da ters tepti. Dolayısıyla bu tür vakaları çok ciddiye almıyorum." ifadelerini kullandı.

"Olay çıkaran siyasilerin toplum nezdinde güven anlamında kredisi eksilir ve itibarı eksilir"

Bazı siyasi partilerin yaptıkları provokatörlüklerin acziyetin ve zayıflığın ifadesi olduğunun altını çizen Aydın, devamında şunları aktardı:

"Ciddi siyasi liderler bu tür basit manipülatif olaylara hiçbir şekilde iltifat etmezler. Siyasi faaliyet yürüten siyasi yollarla hedefleri gerçekleştirmeye çalışanlar bir siyasi parti lideri Türkiye'yi yönetmeye talip veya Türkiye'nin meselelerinde hakikaten çözüm odaklı yürüyen bir siyasi parti hiçbir zaman için bu tür provokatif olaylara yaslanmaz. Son Erzurum olaylarında İmamoğlu'nun provokasyon yapmak için 'bana saldırın' veya toplum tarafından bir kargaşa meydana getirmek için özel gayretler sarf ettiğini anlıyorum. Zaten tavrında da bu var. Buradan bir hikâye çıkarmaya çalışıyor. Buradan bir hikâye çıkmaz. Tam tersine siyasi anlamda güven problemi yaşar. Toplum nezdinde güven anlamında kredisi eksilir ve itibarı eksilir. Bunlar yanlış şeylerdir."

"Saldırılar organize bile olsa siyasi partilerin buna karşı sağduyulu hareket etmeleri gerekir"

20'nci Dönem Milletvekili Necmettin Aydın

Siyasi partilerin her zaman sağduyulu olmaları gerektiğini dile getiren Aydın, "Saldırılar organize bile olsa siyasi partilerin buna karşı sağduyulu aklıselim hareket etmeleri gerekir. Hiçbir siyasi parti 'Bana silahla saldırı yapıldı.' diye silahlanıp saldırıya geçecek hali yok. Sivil organizasyon karakterini korumak zorunda korumazsa kendi kaybeder. Türkiye'de siyasete yapıla saldırılar karşılıksız kalmamıştır. Mesela 28 Şubat sonrası yapanları tasfiye etmiştir. Legal silahlı güçlerin bile geçmişte hatta organize güçlerin bile siyasete karşı uyguladıkları tüm baskılar 1950'den bu tarafa darbeler dahil hep ters tepmiştir. Milletime ve siyasilere sesleniyorum; bu memlekette kaç tane darbe olmuş. Darbeyle silah gücü ile tasfiye edilen düşünceler gelmiş tekrar iktidar olmuş. 1960'ta 27 Mayıs ihtilalini silahlı kuvvetler yaptı. Dolayısıyla 1960'tan sonra CHP iktidara gelmedi. Yine Demokrat Partinin devamı partiler geldi. 80'de yine darbe oldu Özal geldi. 28 Şubat'ta Erbakan'a karşı 28 Şubat yapıldı AK Parti geldi. Siyaset felsefesinin, tarzının, siyasi söylem biçiminin, siyasi üslup, davranış ve kalıplarının dışına çıkan özenen, kabadayı gibi dolaşan ve elinde mermi kovanlarıyla dolaşan yani siyasi üslup ve karakteri dışına çıkan siyasi liderler kesinlikle kaybederler. Toplum bunlara kesinlikle prim vermez. Toplum bunun bilincindedir. Siyasetçilere tavsiyem siyasi kimliğinizi, karakterinizi, söyleminizi ve üslubunuzu kesinlikle muhafaza edin. Toplumun güvenebileceği sivil siyasi bir lider ve karakteriniz olsun." şeklinde belirtti.

"En çok sevindiğim taraflardan birisi de artık HÜDA PAR'ımızın da mecliste temsil ediliyor olmasıdır"

Son olarak seçimlerin hayırlı olması temennisinde bulunan Aydın, "İnşallah inanıyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan yeniden kazanacaktır. Siyaseten 7 düvelin saldırıya geçtiği bir dönemde Türkiye'deki milli manevi değerlerini önceleyen kişilerin, organizasyonların, partilerin ve STK'ların gerçekten bu anlamda dış güçlerin uyandırmasıyla uyandığı ve şuurlandığı kanaatindeyim. İnşallah 14 Mayıs'ta milletimiz yeni bir şahlanışı yeni bir zafer daha gerçekleştirecektir. En çok sevindiğim taraflardan birisi de artık HÜDA PAR'ımızın da mecliste temsil ediliyor olması Doğu ve Güneydoğudaki milli ve manevi değer kökleri sağlam o toplumun gerçek temsilcilerinin meclise girecek olması da bu seçimde en çok sevindiğim huşulardan bir tanesidir. Hayırlı olsun diyorum." dedi. (İLKHA)