HÜDA PAR Lideri Yapıcıoğlu: Hukuk önünde hesap verecekler!
Hür Dava Partisi Genel Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Adayı Zekeriya Yapıcıoğlu TVNET’te Cüneyt Özdemir’in sunduğu ‘Seçime Doğru’ programında açıklamalarda bulundu.
Zekeriya Yapıcıoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar;
İnşallah birinci turda bu iş biter diyoruz ama birinci turda bitmesi yetmez çünkü az bir farkla biterse muhalefet bloku hile yaptılar yaygarası koparacak. Onların bu sesini kesmek ya da sokağı karıştırmak isteyenlerin hevesi kursağında kalsın diye bir önceki seçimden daha yüksek bir oranla sayın cumhurbaşkanımız kazanmalı ve ittifakın parlamentoda da çoğunluğu sağlayacak bir rakamı olmalı. Sonuç ne olursa olsun Türkiye'yi kaotik bir ortama sürüklemek isteyen mihraklar var. Türkiye'yi karıştırmak isteyen mihraklar fırsat kolluyor. 15 Temmuz'da yarım bıraktıkları işi tamamlamak isteyenler devrede. Fakat 15 Temmuz'da onlara fırsat vermeyenler 14 Mayıs'ta sandıkta da bu fırsatı vermeyecektir. Onlara bu fırsat kalmasın diye olabilecek en yüksek oranla kazanmalıyız.
HÜDA PAR NEDEN HEDEFTE?
Bizi hedef noktasına koyanların her birinin farklı gerekçeleri var ama buluştukları bir nokta var. İslama düşman bazı kesimler var ama halkın ekseriyeti Müslüman olduğu için doğrudan doğruya bu gerekçeyle değil farklı bahanelerin arkasına saklanarak bunu yapıyorlar. Benim onlara bir diyeceğim yok. Benim inancıma düşman birisi bana dost davranırsa ben kendimden şüphe ederim. Muhalefetin içindeki bir kısım kendi eksikliklerini kapatmak için, millete verecek bir projeleri olmadığı için HÜDA PAR üzerinden seçim kampanyası yürütüyorlar.
Bir kısmı, sayın cumhurbaşkanının ''altılı masanın altında biri daha var'' sözü var, Kandil'den sürekli destek mesajları geliyor onun üzerini kapatmak için bizi hedefe koydular. Şu ahlaksızlığı yapanlar var. Bir tanesi millet ittifakı kazanırsa cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı söylenenlerden bir tanesi çıkıp diyor ki ''PKK neyse HÜDA PAR'' odur. Bir taraftan hakkında herhangi bir soruşturma olmayan 11 yıldır legal olarak çalışan bir siyasi parti diğer yandan 40 yıldır 40-50 bin insanın kanını akıtan terör estiren bir örgüt. Milletimiz görüyor bu ahlaksızlığı. Bu bahsettiğim güruhun bize saldırması bize hiçbir şey kaybettirmedi. AK Partiye de kaybettirmedi. Cumhur İttifakına da kaybettirmedi. Halk söylemlerine prim vermiyor. Gittiğimiz her yerde ciddi bir teveccühün olduğunu görüyoruz. HÜDA PAR'ın bilinirliliği şuan yüzde 85'lerde. Google da en çok aranan şeylerden birisi HÜDA PAR. Parti programımız herkes tarafından okundu.
TRABZON'DA HÜDA PAR STANDINA SALDIRI
Daha önce Mersin'de olay oldu. Önce seçim lokaline ses bombası atıldı, 5 gün sonra seçim standına bıçaklı silahlı saldırı oldu. Mütemadiyen kendi yandaşlarını bize karşı kışkırtan ve bunu kurumsal olarak yapan partiler var. Bir tanesi İYİ Parti diğeri Zafer Partisi. Bahsettiğim zat CHP'nin belediye başkanı ama HÜDA PAR ve PKK'yı eşitleyen sözleri genelde İYİ Parti lideriyle beraber çıktığı platformlarda söyleyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı. Trabzon'daki provokasyonu yapanların isimleri de görüntüleri de belli. Biz bunlarla ilgili hukuki süreçleri başlatacağız. Hukuk önünde hesap verecekler. Trabzon'daki vatandaşlara seslendim. Provokatörlerin provokasyonuna gelmeyin. Onlar sizi kışkırtıp suç işletmeye çalışıyorlar belki onlar sıyrılabileceklerini düşünüyorlar ama siz fiilen bir müdahale edip oradaki çalışmaları engellerseniz hukuk önünde suçlu durumuna düşersiniz.
6-8 Ekim'de çok ciddi bir saldırı yaşadık. 25 Parti binamız saldırıya uğradı. HDP kendi tabanını bizim aleyhimize kışkırttı. Bizi IŞİD diye hedef gösterdi, can kayıpları yaşandı, binalarımız kullanılamaz hale geldi. Aradan 9 yıl gibi bir zaman geçmiş. Bu defa başka kavramlar üzerinden provokasyon yapılıyor, kitleler bize karşı kışkırtılmaya çalışılıyor. Ve bu defa Taliban benzetmesiyle yapılıyor bu. HDP masanın altından çıkıp kendine bir sandalye buldu ve kitleler bize karşı kışkırtılıyor. Ama biz şunu söylüyoruz bu bir avuç provokatör Trabzon halkını temsil etmiyor. Mersin halkını da etmiyor. Provokatörlerin tespit edilip yargı önüne çıkarılması ülkenin selameti için de mutlaka yapılması gereken bir şeydir. Buradan hem İçişleri Bakanı hem Adalet Bakanı'na bu çağrıyı yapmak istiyorum. Bu ciddi bir suçtur. Bir siyasi partinin faaliyetlerini engellemek, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek ciddi bir suçtur. Bu iki parti bunu kurumsal olarak yapıyor. Mutlaka ileride faturası kurumsal olarak da bu iki partiye çıkacaktır, vatandaş da faturayı sandıkta kesecektir.
DEMİRTAŞ'IN KILIÇDAROĞLU'NA 'OYUM SİZE' AÇIKLAMASI
Demirtaş'tan önce partinin genel başkanı seçimlerde Kılıçdaroğlu'na destek vereceklerini ilan etti. Kandil'den defalarca çok net açıklamalar geldi. Açıktan yaptılar, gizli saklı yapmadılar. Kendilerine ait iradeleri yoktur, İradeleri Kandil'in elindedir, Kandil'in iradesi de başka ellerdedir. Demirtaş'ın yargılandığı davalardan bir tanesi de Kobani olayları, HDP çağrı yaptı 40'a yakın can kaybı yaşandı. Bundan dolayı bir yargılama sürüyor. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı defaatle ''ne işi var'' dedi, bir yandan yargı bağımsız değil diyorlar bir yandan iktidara daha gelmeden ''gelince şunları şunları bırakacağız'' diyorlar. Bir yandan da kimin siyaset yapma hakkı olduğuna kimin olmadığına hatta bazı siyasi partilerin kapatılması için işaret fişeği atıyorlar diğer yandan özgürlük türküleri söylüyorlar. Bunlar demek ki özgürlüğü sadece kendilerine istiyorlar. Muhtemeldir ki vaatlerinden bir tanesi de Demirtaş'a. eğer bize destek verirsen iktidara gelirsek seni özgür bırakacağız demiş olabilirler. Yıllarca Kürtler adına siyaset yaptığını iddia eden bir siyasi partide yöneticilik yapmış bir kişi tarihte Kürtlerin kimliğini inkar etmiş, dilini yasaklamış olan ama o kitlenin de desteğini yanına almak zorunda hisseden bir parti mavi boncuk dağıtıyor diye tüm Kürtleri ona destek vermeye çağırıyor. Gerçekten yazık.
Kandil'deki savaş baronları Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yapmadılar mı? Bunu dile getirdiğinizde Kürtlere mi terörist demiş oluyorsunuz? Duran Kalkan kim? Kürt mü? PKK yöneticisi ama Kürt değil. PKK'nın birçok yöneticisi Kürt değil. Sadece Kandil'de bulunan birine terörist dedi diye sen Kürde terörist dedin demek çarpıtmaktır, büyük bir ahlaksızlıktır. Bugüne kadar ben zannetmiyorum ki hiç kimse Kemal beye sen Alevisin siyaset yapamazsın diye söylememiştir. Kim söyledi, İYİ Parti söyledi. Üstü bir kapalı şekilde Alevi olduğu için kazanamayacağını söylediler.
HÜDA PAR'IN PARTİ PROGRAMI
Biz Müslümanız. Önüne ardına bir sıfat koyma ihtiyacı hissetmiyoruz. Biz inancımızı hayatının merkezine alan ve hayatın bütün alanlarında uygulamaya çalışan bir siyasi hareketiz. Bizim ölçümüz İslamdır. İslamın bizim için yasakladığı bir şeyi kanunlar cevaz verse de yapmayız. Biz insanları bir tarağın dişleri gibi birbirine eşit görürüz. Din, dil, ırk ya da sosyal statü nedeniyle insanlardan birini aşağıda diğerini yukarıda görmüyoruz. Dinde zorlama yoktur, biz kimseye kendi inancımızı dayatmadığımız gibi kimsenin bizim inancımızı yaşama hakkımızı elimizden almasını hoş görmeyiz. Biz insanlara din emniyeti derken sadece Müslümanlara demiyoruz. Benim inancımın hükümran olduğu yerde diğer insanlar da inançlarının gereğini özgürce yapacaktır.
(Bayrak provokasyonu) Bizim bayrakla problemimiz yok. Biz bir tehlikeye dikkat çekiyoruz. Siz ısrarla bu bayrak bu memlekette yaşayan bir kısmın bayrağı diye öyle lanse ederseniz o zaman birileri de diğer kesimleri zaman sizin bayrağınız nerde bu bayrak sizin bayrağınız değilmiş diye kışkırtıyor. Biz buna dikkat çekiyoruz. Ben bayrağa niye düşman olacakmışım. Seçim standlarımızda birileri bayrak olduğu halde yokmuş gibi bayrak vererek propaganda yapıyor diğerleri bayrağı asamazsınız diyor.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Gerekli tedbirleri almak YSK'nın ve kolluk kuvvetlerinin görevidir ama sandık güvenliğini sağlamak bütün siyasi partilerin görevidir. Biz de sandıklarda müşahidler görevlendireceğiz. Vatandaşlarımızın iradesi neyse olduğu gibi sandığa yansısın ve sandığa giren neyse sandıktan da o çıksın ve tutanaklara yansısın. Herhangi bir hadisenin yaşanmaması için bütün siyasi partilerin dillerine dikkat etmesi gerekiyor. Biz Mart ayında söyledik seçime gidiyoruz, savaşa değil diye. Bizden bir ya sonra CHP lideri ve İYİ Parti lideri de aynı cümleyi kurdu. Fakat bazılarının kurduğu cümleler sanki savaşa gidiyormuşuz gibi. Bu memleket hepimizin. Bu memleketin herhangi bir evladının hangi partiye oy verirse versin kanının akması asla kabul edilmemesi gereken bir şey. Biz asla bunu kabul etmiyoruz. Kim kendi oyları üç beş artacak diye bu memleketin herhangi bir evladının kanının akmasını göze alıyorsa o kendi tabanı dahil tüm memlekete düşmanlık ediyordur. Biz bunun olmaması için üzerimize düşeni yapacağız.