• DOLAR 32.588
  • EURO 35.038
  • ALTIN 2456.306
  • ...
Dikkat! Öfke Öldürür
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Türkiye’de gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alan öldürme ve kavga haberlerini hemen hemen her gün görmek mümkün oluyor. Bazen de bu haberler katliam boyutuna ulaşınca Türkiye’nin gündeminde yer alıyor ve bunun üzerinde hararetli tartışmalar yapılıyor. Ancak ne bu tartışmalar ne verilen cezalar ne de yaşanan ölümler bu yaşananları engelleyemiyor. Bu haberlere konu olan insanların büyük bir çoğunluğu, bir anlık öfkelerinin kurbanı olup yaptıklarında çok pişman olduklarını ifade ederek ömürlerinin sonuna kadar büyük bir vicdan azabı ile yaşıyorlar.

ÖFKE İLE KALKAN, ZARARLA OTURUR
“Öfke ile kalkan, zararla oturur.” Yani öfke ile söylenen söz, yapılan hareket kötü sonuçlar doğurur. “Öfkede akıl olmaz”, “Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır, ya varmaz” Öfkeli insanın aklı değil, hisleri ön plandadır. Öfke fıtrîdir, insana yaratılıştan gelen bir huydur. Öfkelenmemek imkânsızdır, ancak geldiğinde bertaraf edilmesi de şarttır. Aslında öfke, tamamen zararlı bir huy da değildir. Onu kontrollü bir şekilde tutarsak zararlarından korunur, faydalı yönlerinden yararlanırız. Allah için sevmek, Allah için buğzetmek / kızıp öfkelenmek gibi… Aksi halde kontrolsüz bir öfke, gerek fertler ve gerekse toplum üzerinde büyük tahribata yol açar. İnsan öfkeye kapılınca şeytan onu çocuk oyuncağı gibi oynatır elinde. Öfke anında şeytan insanın sırtını rahatlıkla yere getirir, onu mağlup eder. İnsana, sonradan pişman olacağı şeyleri rahatlıkla yaptırır.

TOPLUMDAKİ ÖFKE VE ŞİDDETİN SEBEPLERİ
Toplumumuzda gerçekleşen öfkeye bağlı şiddet ve öldürme eylemlerinin büyük bölümünün sosyokültürel ve ailesel nedenlerden dolayı meydana geldiğini ifade eden sosyolog-yazar Musa Apuhan, “Bu kapsamda kişisel durum, inanç, kültürel yapı, sosyalleşme biçimi ve aile yapısı gibi etkenlerin bireyi öfkelendirip şiddete eğilimli hale getirdiğini görüyoruz. Sonuç olarak öfke patlaması ve şiddet eğilimi inançsal, kültürel, yapısal, etkileşimsel etkenlerden oluşan açılardan ele alınmalıdır. Günümüzde öfke (saldırganlık) / şiddet olayları ve suçları; biyoloji, psikoloji, psikiyatri ve sosyoloji gibi farklı alanlarda ele alınmakta ve analiz edilmektedir. Bu da öfke ve şiddetin çok boyutlu ve kompleks bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Sosyolojik açıdan öfke ve şiddet eylemleri; yaşam biçimini önemli ölçüde belirleyen değerler yapısı, inanç, toplumsal yapı, sosyalleşme süreci ve bireyler arası ilişkiler açısından ele alınabilir” diye konuştu.

ÖFKENİN NEDENLERİ
Öfkenin sosyolojik olarak birçok sebebi olduğunu ifade eden Sosyolog-Yazar Musa Apuhan öfke ve şiddet davranışının nedenlerini anlattı. İşte öfkelenmenin sebepleri:

Boşanma ile ilintili olarak yaşanan sorunlar:
Ülkemizde eşlerinden ayrılmak isteyen kadınlara ve hatta ailelerine duyulan öfke ve uygulanan şiddet.

Okulda ve eğitimdeki sorunlar: Buna bağlı öfke ve şiddet eylemleri.

Kıskançlık, tartışma, dedikodu ve intikam sorunu: Bu sorunların toplumumuzda çokça görüldüğü ve cinayetlere sebep olduğu görülmektedir.

Ekonomik sorunlar:
Bu sorunların başında işsizlik, eşitsizlik ve yoksulluk gelmektedir. Bu sorunları yaşayanların öfkeye ve şiddete daha hazır oldukları açıkça görülmektedir. Günümüzde yaygın olarak işlenen kapkaç, gasp, soygun ve şiddet eylemleri ekonomik kazanca yönelik olarak işlenmektedir.

Statü ve prestije ilişkin sorunlar: Bireyler bazen yaşanan olumsuzlukları kendi bu konumlarına bağlarlar ve bunu da şeref meselesi haline getiriler. Bu da bireyi öfke ve şiddete yöneltir.

Kan davası sorunu: Daha çok kırsal bir şiddet türü olmasına karşın yoğun göçler nedeniyle kentlerde de işlenmeye başlandı.

Namusa ilişkin sorunlar; Toplumda önemli bir öfke ve şiddet nedenidir. Ailenin sosyal itibarını belirleyen şeref kavramının ayrılmaz bir unsurudur. Burada sonuç direkt cinayettir.

Uyuşturucu ve alkol sorunu: Bu unsurlar öfkeyi ve şiddeti başka bir nedene bağlamaksızın direkt tetiklerler.
Kitle iletişim araçları: Kullanılan ve izlenilen bu araçlar, toplumu dejenere edip, değer yargılarını değil oradaki kişileri rol-model olarak aldıklarından bireyleri sorunlarından dolayı öfkeye ve şiddete yöneltir.

Bireysel adalet arayışları: Adalet mekanizmasının yanlış veya geç işlemesinden dolayı başvurulan bir şiddet eylemi haline geliyor.

DAVRANIŞSAL ÇÖZÜM
Susmak - Cevap vermemek: ‘’Öfkelendiğin zaman sus, ses çıkarma. Yine öfkelenirsen ikinci defa sus.’’ (Hadis-i Şerif)
İstiaze etmek: E’uzu besmele çekmek. “Öfke şeytandandır” bilinciyle hareket ederek şeytanın vesveselerine ve oyununa gelmemek.

Oturmak ve yatmak: Peygamber efendimiz (SAV)’in tavsiyelerine uymak.

Abdest almak: ‘’Öfke şeytandandır, şeytan ise ateşten. Ateş su ile söndürülür.’’

Toprağa temas etmek: İmam Gazali der ki ‘’İnsanda şeytana çeken bir damar vardır. Öfke ateşine tutulan kimsenin şeytana yakınlığı artar, zira şeytan “beni ateşten insanı da topraktan yarattın’’ demiştir. Çamurda bir sükûnet ve huzur vardır.
Dua ve zikretmek: Duada huzur vardır. ‘’Bana dua edin, size icabet edeyim’’ (40/60)

ÖFKE ve ŞiDDET nasıl kontrol edilir
Öfkenin kontrol edilmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Sosyolog-Yazar Apuhan, öfkeyi kontrol etmenin zihinsel ve davranışsal olarak kontrol altına alınmasının yollarını şu şekilde anlattı:

ZİHİNSEL ÇÖZÜM: Bizler öfkenin ne olduğunu bilirsek onunla baş etme yollarını da biliriz. Dolayısıyla öfkenin ne olduğunu, zararlı ve yararlı taraflarının neler olduğunu bilmeliyiz. ‘’Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler, öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.’’ (3/134)

Ahiretteki akıbet üzerine düşünme: Ahirette hesap vermeyi düşünmek, insanı öfkeli davranış sergilemek ve şiddete başvurmaktan alıkoyar. ‘’Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir.’’

Sabır: İnançlı insanın karşılaştığı bu tür durumlarda başvurduğu en önemli yöntemdir.

Sevgi: Bu duyguyu ön plana çıkararak yaratılanı yaratandan ötürü sevme bilinciyle hareket etmek.

TEVHİD: Allah’tan başka failin olmadığını bilip öfkelenip şiddete başvurmanın yaratana isyan olduğu düşüncesinin hâkim olması.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir