Doğruhaber

Kılıçdaroğlu ciddi biçimde dengesini kaybediyor.

Bir tehditler savuruyor, bir bakıyorsun, “savaşa değil seçime gidiyoruz” diyor.

Son açıklamaları yaşadığı bu zihinsel kaosun ilginç örnekleriyle dolu.

Mesela şöyle bir haber var:

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a uyarı:

"Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren;

Anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica'cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!"

Tam da Atatürk havalimanını teslim edeceğini söylediği Amerikan menşeli firmanın CIA için çalışan bir şirket olduğuna dair bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı bir sırada bu açıklama hem tehdit hem de çaresizlik içeriyor.

Kılıçdaroğlu, sanki Fahrettin Altun’a “Amerika, Almanya, İngiltere derken ellerine düştüm, şimdi istedikçe istiyorlar, sen de aynı duruma düşmeyesin” demek istiyor.

Hayır, ne niyet okuyoruz ne de satır aralarını!

Tuncay Özkan’ın Kılıçdaroğlu’ndan hemen sonra yaptığı açıklamaya bakarsanız ve CIA-Pensilvanya ortaklığının bundan 15 yıl kadar önceki icraatlarını hatırlarsanız Kılıçdaroğlu’nun sözleri size de daha anlamlı gelecektir.

Şunları söylüyor Tuncay Özkan:

"Yurt dışından ekip getirmişler. Sesleri birleştiriyorlar, görüntüleri birleştiriyorlar. İsim isim belgeler var."

Fahrettin Altun’un İletişim Başkanı olarak MİT ile paslaşması ve bazı “dış odaklı” provokasyonlara karşı önlemler alması kadar doğal bir şey yok. Doğal olmayan, MİT dururken “dışarıdan” destek alacağı iddiası…

Gerek Deniz Baykal olayında gerekse de Türkiye’nin iç siyasetini dizayn etmek için kimi şantaj belgeleri düzenlenmesinde Pensilvanya ve CHP içindeki bazı kliklerin beraber hareket ettiği uzun zamandır dile getiriliyor.

Kılıçdaroğlu, işin farkına vardı gibi; fakat “kökü dışarıda odaklara” o kadar çok koz vermiş olmalı ki, süreci devam ettirmekten başka çıkar yolu yok!

Fahrettin Altun’a “Ben düştüm siz düşmeyin” diyor olabilir yani.

Bu arada gereksiz gibi gelebilir; ama şöyle de bir bilgi var.

Tuncay Özkan, kendisine ait Kanaltürk TV kanalını FETÖ’cü Akın İpek’e satmıştı.